UNRWA'dan Anadolu Ajansına yapılan açıklamada, İsrail polisinin sabah saatlerinde kamyon ve forkliftler ile işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan UNRWA genel merkezini geldiği duyuruldu.
Çok sayıda İsrail polisinin bastığı merkezde şu an için BM personelinin bulunmadığı belirtildi.
İsrail güçlerinin UNRWA merkezine baskınının 'BM kurumlarının sahip olduğu ayrıcalık ve dokunulmazlıklarının kabul edilemez bir ihlali' olduğu vurgulandı.
İsrail'in 1946 tarihli BM Ayrıcalıkları ve Dokunulmazlıkları Sözleşmesi'ne taraf olduğunu hatırlatan açıklamada, sözleşmenin BM tesislerini dokunulmaz kıldığı ve arama ve el koymalardan muaf tuttuğu vurgulandı.
Kudüs Valiliği: İşgal güçlerinin baskını uluslararası hukukun ihlalidir
Kudüs Valiliğinden yapılan açıklamada, İsrail ordusunun UNRWA merkezinin bulunduğu bölgeyi tamamen kapattığı ve merkezde geniş çaplı arama yaptığı kaydedildi.
Güvenlik görevlilerinin telefonlarına el konulması nedeniyle iletişimin kesildiği ve merkezde ne olduğunun öğrenilmesinin imkansız hale geldiği aktarıldı.
Açıklamada, 'İşgal güçlerinin UNRWA merkezine düzenlediği baskın, uluslararası hukukun açık bir ihlali, BM kurumlarının dokunulmazlığına ve üstünlüğüne karşı tehlikeli bir saldırı, BM Şartı, üyelik koşulları ve kararlarına aleni bir şekilde aykırıdır.' ifadesi kullanıldı.
Baskının, İsrail hükümetinin UNRWA'nın işgal altındaki Doğu Kudüs'teki faaliyetlerini yasaklama kararının yürürlüğe girmesinin ardından aşırı sağcı İsrailliler ve meclisindeki milletvekillerinin saldırılarının ardından yapıldığı belirtildi.
Doğu Kudüs'ün uluslararası hukuka göre 'işgal altındaki toprak' olduğu ve bu sebeple ilhakının tanınmadığı vurgulanan açıklamada, 'Mültecilere hizmet veren bir BM kuruluşunu hedef almak, uluslararası sisteme ve BM otoritesine ciddi bir saldırı teşkil etmektedir.' denildi.
Ayrıca, İsrail baskınının, BM Genel Kurulu'nun 5 Aralık'ta UNRWA'nın görev süresini 3 yıl daha uzatmasına karşı 'doğrudan bir meydan okuma' olduğu kaydedildi.
İsrail'in Kudüs dahil işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde hiçbir egemenliğinin olmadığı ve Kudüs'ün de UNRWA'nın faaliyet alanının ayrılmaz bir parçası olduğunun altı çizildi.
Uluslararası topluma, 'Filistin halkına yönelik işgal ve baskıyı artırmanın araçları' olarak değerlendirilen son İsrail kararlarını reddetme ve Filistin'in duruşunu destekleme çağrısı yapıldı.
İsrail'in uluslararası hukuku ihlal eden bir 'haydut devlet olarak' hesap vermesi ve liderlerinin Filistin halkına, ulusal ve uluslararası kurumlarına karşı işlenen suç ve ihlallerden sorumlu tutulması için acil uluslararası eylem çağrısında bulunuldu.
UNRWA'nın işlevi ve İsrail'in iddiaları
BM üyesi devletlerin gönüllü katkılarıyla finanse edilen UNRWA, faaliyetlerine başladığı 1950'den bu yana Filistinli mültecilere gıda, sağlık, eğitim, barınma gibi insanı yardımları sağlayan ana kuruluş konumunda bulunuyor.
Ajans, yaklaşık 6 milyon Filistinli mülteciye destek sağlıyor.
UNRWA, 75 yıldır Filistinlilerin yaralarını sarmaya çalışırken, bu süreçte tesisleri defalarca İsrail tarafından vuruldu, tonlarca gıda ve ilaç yok edildi.
İsrail yönetimi, Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne saldırılarının başlamasıyla eş zamanlı olarak UNRWA'ya karşı karalama kampanyası başlatırken, sadece Gazze'de 12 bin çalışanı bulunan Ajansın, 14 çalışanının '7 Ekim saldırılarına katıldığı' iddiasıyla kapatılması gerektiğini savunuyor.
UNRWA'nın yasaklanmasını hedefleyen iki yasa tasarısı, 28 Ekim'de İsrail Meclisinden geçirilmişti.
Tel Aviv yönetiminin UNRWA'nın İsrail ve işgal altında bulunan Doğu Kudüs'teki faaliyetlerini sonlandırma kararı, 1 Şubat'ta yürürlüğe girmişti.




