"MÜSİAD, İTO, UTESAV, İDSB, TGTV gibi STK’larda ulusal, uluslararası alanda önemli kurumlarda kurucu başkanlık yapmış Necmi Sadıkoğlu ile sivil diplomasinin gücü ve Türkiye’nin liderlik yönü üzerinde konuştuk.

STK DİPLOMASİNİN ÖNCÜ KUVVETİ

Sivil Toplum Kuruluşları ve diplomasi sentezinin Türkiye’ye temel yansımaları ve faydaları nelerdir?

STK(sivil toplum kuruluşu) faaliyetlerinde ülkemizin birçok üstünlükleri var. İslam dünyasının lider pozisyonu, inanç boyutundan bağımsız izlediğimiz hoşgörü ve yapıcı dış politikası ile başta Afrika Ülkeleri olmak üzere ve birçok bölgede etkili. Gittiğimiz her ülkede görebiliyoruz. İDSB (İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği)’nin, TGTV(Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı)’nın olması ile özellikle yurtdışı ilişkilerde siyasi bir heyecanda getiriyor. Onlarca STK bir araya gelerek toplantılar yapıyor, kararlar alıyor ve kültür, siyaset, ekonomi ve diplomasi gibi alanlarda ilişkilerimizi kolaylaştırıyor.

‘’STK’LAR YERİNE GÖRE GÜÇLÜ BİR BASKI UNSURUDUR’’

STK’lar ne gibi potansiyellere sahipler ve bu potansiyellerini gerçekleştirmeleri için neler gerekiyor?

Bir siyasi, ticari olarak bir baskı unsurudur STK'lar. Yeter ki faaliyetlerini donanımlı olarak gerçekleştirsinler. Bu oradaki çalışanlarımızı pozitif yönde motive ederken çalışma iştahlarını arttırabilir. Bizim burada ticari ve siyasi konularda olduğu kadar duyarlı olmamız lazım diye düşünüyorum. Ayrıca STK hareketlerinin bu dönem daha çok artması gerekir diye düşünüyorum. Bizim dönemimizde dünya bu kadar çalkantılı değildi, bir takım global meseleler vardı İslam Dünyasında ama şimdi Coğrafyamız kaynıyor. Etrafımız oldukça hareketli.

Hazreti Mevlana'yı Anma ve Şeb-i Arus Törenleri başlıyor
Hazreti Mevlana'yı Anma ve Şeb-i Arus Törenleri başlıyor
İçeriği Görüntüle

‘’ULUSALDAN ULUSLARASI ALANA STK DİPLOMASİSİ YÜRÜTTÜK’’

Ulusal bir STK kuruluşları topluluğundan Uluslararası ölçekte İDSB’nin kuruluş fikrinin ortaya çıkışı hakkında neler söylersiniz?

TGTV ulusal ve Türkiye'deki STK’lar için şemsiye. Başkanlığım döneminde önceden denememiş, uluslararası camiada TGTV benzeri çatı bir kuruluş gerçekleştirebilir miyiz? Diyerek kendi aramızda bunun mütalaasını yaptık. Elbette detaylara girmiyorum. Süreç içerisinde yurtdışından STK temsilcilerini davet ederek görüşmeler ile 2004 yılı 30 Nisan - 1 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da uluslararası bir toplantı yaparak İDSB’nin kuruluş müjdesini verdik ve böylece Önemli bir organizasyona imza atarak kısa zamanda İDSB'yi dev bir kuruluş haline getirdik. Ulusal anlamda TGTV uluslararası ise İDSB’nin programları ile mikro- makro ölçekte ülkemizdeki, hedef ülkedeki STK faaliyeti yürüten kapsayıcı bir tutum ile çalıştık. Amacımız gittiğimiz ülkelerdeki STK üyeleriyle kaynaşma, ortak çalışma alanları tesis edilmesiydi.

‘’İSLAM DÜNYASI İLE SİVİL DİPLOMASİ SENTEZİNİ OLUŞTURDUK’’

İDSB’nin faaliyetlerinden bahseder misiniz?

Uluslararası ilk çalışmamız Türkiye'de 2007 yılında İstanbul'da Uluslararası İslamofobi konulu iki günlük bir konferans düzenledik. Türkiye'de zaten hiç yapılmamış, O güne kadar belki dünyada da benzeri yoktu. Konferansta önemli akademisyenler, devlet adamlarının katılımı ile gerçekleşti, bir izleme komitesi kuruldu. Sonrasında dünyadaki bu hareketler izlenecek, Raporlanacaktı. Ardından hepimizi derinden üzüntüye boğan zalim İsrail'in katliam yaptığı Filistin meselesini masaya yatırdık. Yine uluslararası ölçekte iki günlük bir konferans yaparak bu konuda İslam ülkeleri ve STK’ları birliği olarak neler yapabiliriz tartıştık. Daha sonra birçok ülkenin ve İslam ülkeleri tarafından tanınmayan Kosova Pristina'da çok konulu toplantılarımızı gerçekleştirerek güncel ve çözümünün aciliyet gerektirdiği konular üzerinde çalıştık.

‘’FAALİYETLERİMİZ İLE ÖZGÜVEN UNSURU OLUŞTURDUK’’

Çalışmaları ile İDSB’nin aldığı destekler, talepler ve geri dönüşler nasıldı?

Malezya'da gerçekleştireceğimiz toplantı için o zaman Başbakanımız Tayyip Bey'den bakanlar düzeyinde destekler almıştık. Ayrıca bu toplantıya şu anda Malezya Başbakanı olan Enver İbrahim katılmıştı. Ülkemizden üniversiteleri temsilen Erhan ERKEN Bey, belediyelerinden Hüseyin Bürge beyefendi bize eşlik etti. Yaptığımız o toplantı özelinde belediyecilik, üniversiteler alanında faaliyetleri konuşmuştuk. Biz o toplantıdan sonra yine bizim üyelerimizin olduğu Kamboçya ‘ya bir ziyaret gerçekleştirdik Ve temaslardan sonra aldığımız, geri dönüşler çok olumluydu. Burada bulunan kardeşlerimiz bu kadar büyük bir grubun, oradaki Müslümanların arkasında olmasının verdiği bir özgüven kazanmış oldular. Belki 30-40 tane ülkeden ve Türkiye'den çok sayıda temsilci buraya geliyor. Sonrasında Müslümanlara bakış açısının çok farklı olduğunu söylediler ve şükranlarını bildirdiler.

‘’STK’LARIN BİRLEŞTİRİCİ BİR VİZYONU OLMALI’’

STK’ların ve bu bağlamda İDSB’nin rolleri sizce neler olmalı?

İslam İşbirliği Teşkilatı’da Türkiye'de dâhil 57 tane İslam ülkesi var ama toplandığımız zaman güçsüzlüğümüzden, bir araya gelemediğimizden ses çıkaramıyoruz. Bugün dünyanın en fakir ülkeleri arasında bu 57 tane ülkeden çok ülke var. İslam dünyası ülkeleri katma değerli mal üretemiyorlar. Büyük sıkıntı yaşanıyor inovasyon, markalaşma ve tasarım noksan. Ülkemiz özelinde çok sık bahsedilir, 1,5 dolar kilogram fiyatını biz 3 dolara çıkartmış olsak bugün direkt 500 milyar dolar ihracat edeceğiz. Bu anlamda Türkiye lider bir pozisyonundadır. Sadece Türkiye yetmez. Tüm İslam ülkeleri kendini bu noktada geliştirmeli. Elbette bu konuda İDSB gibi STK’lar bir gelişim niyeti olan veya niyeti olup kapasitesi olmayan ülkeler ile arada bir köprü olarak çok önemli. Sadece inanç esaslı bir birliktelik değil, pozitif anlamda gelişmeye niyeti olan birçok yapı bu anlamda aynı kategoride. STK’lar birleştirici bir rol ile platform görevi görmelidir.

‘’KAHT-İ RİCAL (KALİTELİ ADAM) GERÇEĞİ OLDUKÇA DERİN’’

Gerek yönetimsel anlamda gerek Sivil toplum kuruluşları bağlamında temel eksik veya ilk ihtiyacımız nedir?

Osmanlı’nın son döneminde devlet işlerinde meydana gelen usulsüzlükler, hatalar devlet aleyhine ciddi problemler oluşturmuştu. İlerleyen dönemlerde ülkemiz açısından, toplum açısından vicdanı, görgüsü ve işbirliği ile ‘’kaliteli adama’’ ihtiyaç var, hep var olacaktır. Tarihin sayfaları değiştiğinde bu ihtiyacın önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Bu noktada bireysel açıdan ‘’ kaliteli’’ nitelikte kendimizi geliştirmeli, bunu öğretmenler, hocalar için söylüyorum ve ‘’ kaliteli’’ bireyler nesiller yetiştirmeliyiz.

‘’KURUMSALDAN KAMUSALA İŞBİRLİKLER GÜÇ VE DEĞER KATAR’’

Bireysel, kurumsal ve kamusal işbirliklerinin rolünü STK bağlamında nasıl değerlendirirsiniz?

Çok güzel işbirlikleri olabilir. Önceden bizim yurt dışında büyükelçilere, ticaret müşavirlerine ulaşma şansımız yoktu açıkçası Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi döneminde bu ilişkiler daha kolaylaştı. Gerek büyükelçilerimiz, konsoloslarımız, ticaret elçilerimiz daha faydalı çalışmalar yapmaya başladılar. Bunu her gittiğimiz ülkede mutlaka hissediyoruz. O ülkenin, Türkiye'nin büyükelçileri ile görüşüyoruz, toplantılarımıza davet ediyoruz. Sayın Büyükelçilerimizin, ticaret müşavirlerimizin bakışları da bu çerçevede tamamen değişti. Tabi bu ziyaretlerin mutlaka olması lazım ki diplomaside ticari alanda başarılı oluruz. Bireysel düzeyden kurumsal ve devlet gibi daha polimer yapıda her çerçevede iş birlikleri sivil toplum ilişkilerini güçlendirecektir.

‘’SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA DESTEK KURULUŞLAR’’

Sivil toplum örgütlerine destek yardımcı kuruluşların varlığından söz edebilir miyiz?

Dış ülke ziyaretlerinde sadece sivil toplum örgütleri değil, Ticari işler yapan MÜSİAD, ASKOM ve İGİAD kurumlarımız var. İşadamlarının üye olduğu İDSB -TGTV çatıları Özellikle bu tip ülkelere gidildiği zaman oradaki STK mensubu üyeler ile ticari faaliyetlerini yürütme şansını yakalıyorlar. Ayrıca heyetin tamamı üye olmayabiliyor. Fakat ekserisi aynı zamanda gönüllüler ve bunun yanında çeşitli işlerle de uğraşan iş insanlarımız. Hepimizin ilgilendiği bir işimiz var. Ek olarak Allah rızası için ülkemize katkıda bulunalım niyeti ile sivil toplum örgütlerinde çalışıyoruz.

‘’BALIK TUTMAYI ÖĞRETİYORUZ’’

Ülke ziyaretlerinizde misyonunuz nedir?

Biz İDSB olarak benimsediğimiz prensip ‘’Konsey toplantılarımızı en az üç tanesini yurt dışında yapalım. Hepsini Türkiye'de yapmayalım.’’ Çünkü gittiğimiz ülkelerde de bu toplantı yapma becerisini verelim onlara. Onlar da elini taşın altına koysunlar, hazıra konmasınlar. Hem böyle bir organizasyon yeteneği kazansınlar hem de gittiğimiz ülkedeki birçok sivil toplum örgütüyle bizim örgütlerin temasını arttıralım. Ve bunda da çok başarılı olduk. Biz genellikle dört tane konsey toplantısı yapıyorsak İDSB olarak üç tanesini yurt dışında yaptık, bir tanesini Türkiye'de yaptık. Amaç toplantı yapmak değil, izler bırakmak. Endonezya’da, Kosova’da uluslararası toplantılar yaptık. Hollanda'ya gittik, Ahmet Akgündüz hocamız oradaydı. Bu aynı zamanda oradaki bu Üniversitenin bir faaliyeti olarak hükümete raporlandı. Konfüçyüs’e atfedilen bir söz var, ’’bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret.’’

“BİR BÖLGEYE MUTLAKA HAZIRLIKLI GİTMELİYİZ”

Ziyaret ettiğiniz ülkelerde verimli temaslar kurabilmek için neler gerekli, nasıl bir hazırlık süreci işliyor?

Gittiğimiz ülkede yerel ve ülkemiz temsilcilikleri nezdinde güzel kabuller gördük. Buralarda büyükelçilerimizle, müşavirliklerimizle görüşebilme imkânı buluyoruz. Ülkemizin tanıtılması anlamında katkı sağlama adına neler yapabiliyoruz gözden geçiriyoruz. Son ülke ziyaretinden önce ticaret müşavirleri ile görüştük. Orada gündem Türkiye olarak ziyaretinde bulunacağımız ülkeye çok az mal satıyor, çok fazla mal alıyoruz. Ne yapabiliriz diye istişarede bulunduk. Elbette, Sn. Büyükelçimiz ve birlikte gittiğimiz müşavirlerimiz ile görüşerek gerekli adımlar noktasında bulunduğumuz süre içerisinde ortak çalıştık ve bu noktada ivme elde ettik. Bu konuda biz STK’lar olarak gittiğimizde bunları sorgulamalıyız. Ziyarete elimiz kolumuz dolu bilgiler, kapsamlı raporlar ile gitmeliyiz. Ve tabi en önemlisi katkılar sağlamayız.

Kaynak: Haber Merkezi / Söyleşi / FEVZİ AKARGÜL