0

Yeryüzü bütün güzelliğiyle insanı misafir etmek için hazırlığını yapmıştı… Bazı konukları daha sofraya oturmadan toprağa emanet edilecek, bazıları da yüz yıldan fazla yeryüzünün konuğu olacaktı…

Sofradan ne zaman ayrılacağı önceden kararlaştırılan her insan guruplar halinde yeryüzüne gönderildi… Kimi, annesinden, kimi babasından, kimi de kardeşinden önce veda edecekti… Ama kimseye bu veda tarihi verilmedi…

İnsan doğar, büyür ve ölür… Bazen doğmadan, bazen de büyümeden ölür… Bazen ömrü en fena döneme ulaştırılır -Bunama dönemi dediğimiz yaş-, bazen sevilecek yaşta ölüm meleği kendisine uğrar… Yani her yaştan ölümler gerçekleşir…

Bir de ölüm meleğine davetiye çıkaran etkenler vardır. Bazen kişinin ihmali, bezen intihar girişimi, bazen düşmanı eliyle, bazen yanlış tedavi neticesi, sel, deprem, serseri kurşunu, hastalıklar vesaire…

İnsanların doğum tarihini belirleyen, elbette ki ölüm tarihini de belirler… Buna iman eden insan her ne hikmetse ölümlerin sıkça yaşandığı savaş meydanlarına gitmekten oldukça korkar… Sanki insanı savaş öldürüyor… Sanki savaşa çıkmazsan ömrün uzayacak!

İnsanın ölüm tarihiyle Allah ilgilenir… Ölüm tarihinden önce insan asla ölmez… Yani korsan bir ölüm meleği yoktur...!

"Allah, süresi geldiğinde hiçbir kimsenin ecelini asla ertelemez" (Münafikûn, 11)

Yani ölüm tarihi geldiğinde Allah'ın belirleyeceği ölüm sebebi o dakikada gelir ve o kişinin hayatına son verilir… Yani ölüm sebebini de Allah belirler… Şehitler edinmek istiyorum diyen Allah'u Teala kimi şehit olarak alacaksa düşmanın namlusunu o yöne çevirtir…

Fakat insanlar ölüm sebeplerinden korkarlar… Bu korku bazı salih amellerden uzaklaştırır… Sanki ölüm tarihiyle Allah ilgilenmiyormuş gibi… İşte bu psikolojide olanlar için Allah'u Teala şöyle uyarır;

De ki, "Eğer siz ölümden ya da öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermeyecektir" (Ahzab, 16)

"Ey iman edenler! Kardeşleri sefere veya savaşa çıktığında onlar hakkında: "Onlar bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi" diyen inkarcılar gibi olmayın. Allah bu düşünceyi onların kalplerine bir hasret olarak koydu. Allah yaşatır ve öldürür. Allah, yaptıklarınızı görmektedir." (Âl-i İmran, 156)

"Onlar, kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için, "Eğer bize uysalardı öldürülmezlerdi" diyen kimselerdir. De ki, "Eğer doğru söyleyenler iseniz kendinizden ölümü savın." (Âl-i İmran, 168),

Bu ayetler bizlere şunları öğretir;

- Ölüm tarihin bellidir, korkma!

- Kimse ölüm tarihini öne ve ileri tarihe erteleyemez, cesur ol!

- Ölüm korkusu bazı salih amellerden uzaklaştırmasın… Zaten aynı saatte öleceksin.

- Ölüm tarihini ve sebeplerini belirleyen Allah'ın gücünü gör.

Ve unutma ki;

"Sizi bir çamurdan yaratan, sonra ölüm zamanını takdir eden ancak O'dur. Bir de O'nun katında muayyen bir ecel (kıyamet günü) vardır. Siz hala şüphe ediyorsunuz."[1]



[1] En'am.2