Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2457.24
BIST 100
9887.55
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Haziran 2021

Çözüm: Tecrübe aktarımı

Gazetecilik fazlaca zaman ayrılması gereken bir iş olmasının yanında ülke için dönüştürücü bir etki alanı oluşturma imkânı sağlaması bakımından da ciddi bir sorumluluk getirir.

Bu nedenle bazen aslı bilinmeyen bir olayı, vatandaşın dilinde vatandaşa anlatmakta çok zor olabilir.

Bu zorluk en çok da gündemi etkileyen esas faktör olan “ekonomide yaşanan teknik olayların etkisini doğru gösterebilme” noktasında yaşanıyor.

Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin (EMD) Medya Okulu’nda gazeteci dostlarla bu sorumluluğun yükünü yeni nesile aktarmaya çalıştık.

Tabii ki yine Avrupa Birliği (AB) finansmanı ile böyle bir proje hayat bulabildi.

Hâlbuki katma değeri olan birçok proje, nice gönüllünün emek verebileceği bir “fırsat” arıyor.

Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir devlet.

Avrupalılar, iltica usulüyle temin ettiği zeki ve yetenekli insanların başarılarını kısa zamanda katma değerli bir üretime dönüştürüyor.

Türkiye’nin ise son 50 yıldır sadece istihdam sorununu çözecek politikalara odaklanması ne derece doğru?

Selçuklular’da Nizamiye Medreseleri, Osmanlılar’da Enderun olarak adlandırılan özel eğitim kurumları ülkenin geleceğini ortaya koyacak fikir ve buluşların üretim merkeziydi.

Bu ayrıcalığı tüm topluma yaymak isteyen Cumhuriyet, “Halkçı” bir yaklaşımla zoru başarmak için “Köy Enstitüleri”ni kullandı.

Bu çabadan birçok güzel hikâye çıktığı gibi toplumu hızlı dönüştürmenin fanatizmini yaşayan ve yaşatanlar nedeniyle birçok mağduriyet hikâyesi de çıktı.

ABD’nin her yıl yeşil kart çekilişi ve özel iltica hakkı ile tüm dünyadan topladığı zeki ve yetenekli insanlar, sistemin ileri yönlü dönüşümü için kullanılırken biz birçok değerimizi bilerek ve isteyerek yok etmeyi tercih ediyoruz.

Boğaziçi ve ODTÜ’ye gayriresmi tanınan bir misyon ile bu sorunu aşmaya çalışsak da aslında bu kurumlardan mezun olanların büyük çoğunluğunun son durağı yine bahsi geçen devletler oluyor.

Serbest piyasa emekçileri, evvel zaman önce atalarımızın localarda yaptığı gibi bilgi ve tecrübelerini “Usta-Çırak İlişkisi” ile aktarırlardı.

Bu şekilde, meslekte yazılı olamayacak birçok usul geleceğe taşınmaya devam ederdi.

Gazetecilik gibi oldukça hassas bir işin bu aktarımdan uzaklaşması aynı zamanda büyük bir stratejik risk barındırıyor.

Bu gibi önemli mesleklerde bırakılan boşluklar, ülkenin açığını arayanlar tarafından dolduruluyor.

Gazeteciliğin evrensel değerleri yıpratılıyor ve Truva atı fabrikası kuruluyor.

Böyle olmak zorunda değil.

Uzmanlık ve mesleki hassasiyetlerin ileri kuşaklara taşınacağı bir yaklaşım belirlenebilir.

Nasıl ki malımızı miras yoluyla toplumda tutmaya devam ediyorsak bilgi, birikim ve tecrübemizi de miras yoluyla devam ettirmeli ve yeni kuşaklara bu aktarımı gerçekleştirmeliyiz.

Eğer bu nesli Sedat Peker’in söyledikleriyle Murat Karayılan’ın söylediklerinin ortasına bırakırsak vay halimize...

İşte tam da burada...

EMD’nin Hacı Bayram Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 30 öğrenciye verdiği Ekonomi Muhabirliği eğitiminde gençlerle yakın bir iş birliği içinde olmanın heyecanını yaşadım.

Vecdi SEVİĞ, Ahmet ERGEN, Mehmet KAYA, Taylan ERTEN, Alaattin Aktaş, Hazal Ateş, Erdinç Çelikkan ve Ahmet Kıvanç’ın anlatıları tek tek dinledim.

Finansal Okuryazarlık konusunda ben de bir iki kelam ettim ve EMD’nin eğimi ile tecrübe aktarımının başarıyla yapılabileceğini gördüm.

Proje Koordinatörlüğünü üstlenen EMD Genel Sekreteri Hüseyin Tunçay’ın heyecanı ile EMD Başkanı Turgay Türker’in gösterdiği özveri takdire şayandı.

Ama anlattığımız gibi sorun çok daha büyük.

O zaman çözümü de büyütmek gerekiyor.

Turgay başkanla konuştum.

Eğitimin ikincisinin Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde gerçekleştirileceğini söyledi.

Ben de her ne kadar teknik bir alan olsa da Ekonomi haberlerindeki inceliklerin tüm ekonomi haberi tüketicisi vatandaşlarımızın da istifadesine sunulması gerektiğini söyledim.

Eğitimin kulaktan kulağa yayılmasından sonra şimdiden Anadolu’dan bu yönde birçok talep gelmeye başladı bile.

Siz değerli okurlarımdan da böyle bir eğitime istekli olanlar olabilir.

Belki bu aktarım sistemimizdeki algılama sorunlarının bir kısmını da çözer.

Kim bilir!