Dolar (USD)
34.20
Euro (EUR)
37.47
Gram Altın
2887.68
BIST 100
8964.1
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Eylül 2021

​Değerli yalnızlığı bitirecek fırsat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in 76.Genel Kurul açılışında Liderler Zirvesi konuşma yapmak için gittiği ABD’den döndü.

Orada yaptığı açıklamaların büyük çoğunluğu Türkiye’nin “iç gündemine” yönelikti.

ABD’den ayrılmadan önce yaptığı açıklamalar ise Türkiye’nin “dış politikasına” ilişkin konulardan oluştu.

ABD’nin Afganistan’daki sorumluluğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmemiş olması Türkiye’nin dış politikasında Batı’dan beklentisini düşüreceği anlamını taşıyor.

Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in görevi devretmesiyle Almanya’nın Türkiye’ye karşı gelecek dönem yaklaşımında oluşan belirsizlik, Türkiye’nin dış politikada Batılı güçler tarafından tekrar gündeme gelene kadar diğer güçler ile yakınlaşmasını zorunlu kılıyor.

“Değerli yalnızlık” diye bir şey yok.

Yalnız kalan kaybeder.

Batı’nın Libya, Suriye, Afganistan, Irak, İran, Suudi Arabistan, Katar, Mısır, Tunus, Lübnan başta olmak üzeresorunlar ürettiği coğrafyalarda Türkiye’yi yalnız bırakması Türkiye’nin bu bölgelerde aktif dış politika izlemesiyle oldukça ilintili bir gerçek...

Kaddafi’ye Eyfel Kulesi önünde çadırlar kurduran Fransa, Kaddafi’nin gönderilmesinde aktif rol aldıktan sonra Türkiye’nin sürece girmesiyle planlarını rafa kaldırmak zorunda kaldı.

Suriye’de de benzer bir durumun vuku bulması, Fransa’nın Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin aleyhinde konumlanmasını beraberinde getirdi.

Almanya ve İtalya’nın Türkiye ile olan ilişkisi ve konuya direkt dâhil olmamaları olayı sadece Avrupa Birliği zemininde değerlendirmelerine neden olsa da Yunanistan girişimleri Türkiye’nin Batı tarafından karşıya cepheye oturtulması sonucunu ortaya çıkardı.

Bu aşamada NATO’daki varlığı sorgulamaya açmak isteyenlerin basına yansıması ve Batı’nın masaya Türkiye’yi davet etmemesini gözlemleyen Esed aradığı fırsatı bulmuş olacak ki yıllar sonra soluğu Moskova’da aldı.

Putin’in Türkiye ile ilişkilerini kullanarak Türkiye üzerinde Putin eliyle bir baskı oluşturmaya çalıştı.

SSCB döneminden bu yana Rusya ile kadim ilişkileri olan Suriye’nin bu pozisyonu, Batı bloğunun bir parçası olan Türkiye ile yakınlaşmaya gerekçesiyle Rusya tarafından bir anda bitirilemez.

Türkiye’nin bu aşamada çok soğukkanlı bir dış politika yönetimine girmesi gerekiyor.

Şu aşamada ABD’nin ve AB’nin dışlamaya çalıştığı Türkiye’nin BAE, Suudi Arabistan, Irak, İran ve Çin ile “dikkatli bir ilişkiyi” devreye alması çok önemli.

ABD’nin Fransa’ya kurduğu “tuzak” Türk dış politikasına yeni bir açılım yapma fırsatı veriyor.

Fransa ile Türkiye’nin Pakistan ile yakınlaşacağı yeni bir projeye imza atması Türkiye’nin elini rahatlatabilir.

ABD’ye bir ders vermek isteyen Fransa ile soğukluk böyle bir amaç için rafa kaldırılabilir.

Fransa’nın İsviçre’ye muharip uçak satışı ile Avustralya’ya nükleer denizaltı satışını bozan ABD’nin dünyanın jandarması olduğu dönemlerin geride kaldığını haykıran tek Batılı devlet Türkiye...

Neden ikincisi de Fransa olmasın?

Çay konulu siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rizeli olması nedeniyle Türk çayını tanıtmak ve yerli kullanımı artırmak için AK Parti programlarında çay dağıttığını hepimizi biliyoruz.

Dağıtım şekli, zamanı ve yerine ilişkin eleştiriler gelse de çay hepimizin çayı...

Bunu da en iyi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Rize’nin Bozkale Mahallesi'nde çay üreticisi vatandaşlara yaptığı konuşmasında çiftçiye “Kaçak çayı bitireceğim” mesajı vererek görmüş olduk.

Benim ailem de çay üretimi yapıyor.

Kaçak çay kullanımı tabii ki önemli bir mesele...

Ama asıl önemli olan konu ise Karadeniz çayının tadının vatandaşlarımız tarafından bilinmemesi.

İç piyasaya satılan çayların elek altı kalitesi düşük çay olduğunu bilmeyen yok.

Birinci kalite çaylar piyasaya sürülse kilogram başına en az 60 Türk Lira bedelle raflarda boy gösterecek.

Kaçak çaya gösterilen ilgi insanların kaliteli çay konusundaki arayışını gösteriyor.

Bu aralar marketten geçen senenin mahsulü olan çayları kilogram başına 20-30 TL arasında bir fiyata alan vatandaşa en az 60 TL fiyatlı çay sunmak için önce Türk çayının kalitesini göstermek gerekiyor.

Benden söylemesi...

Merak ettim

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kalesinde vurmak isteyen Kılıçdaroğlu’nun bu adımına karşı AK Parti’den Tunceli çıkarması gelir mi acaba?