Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2401.05
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 May 2023

​Ekonominin hakkını vermek

Türkiye için önemli bir seçim daha sona erdi.

Korku ile umut arasına hapsedilen seçmenin "var olanı kaybetme korkusunun" yanında mevcut sorunları çözme konusunda alternatiflerden yeterli umudu alamadığı görülmüş oldu.

Oluşan bu düşüncenin arkasında şüphesiz yönetim sistemi de var...

Başkanlık Sistemi gereği çoğunlukla iki adaya ve iki tarafa entegre olan bir siyasal yapıya doğru gittiğimiz açıkça görülüyor.

Bu durum, kaçınılmaz olarak bu seçim olmasa da, başka bir seçimde alternatiflerin tercih sebebi olacağı anlamına geliyor.

Ama tüm bunların önünde, kimin kazandığı meselesinden daha çok, "Kimin ne yapacağı meselesi..." hâlâ olanca ciddiyetiyle ortada duruyor.

Ekonomi ne olacak?

Yatırım programları nasıl şekillenecek?

Türkiye Cumhuriyeti bütçe disiplini nasıl sağlanacak?

Orta gelir grubundaki hızlı erime başta olmak üzere gelir gruplarındaki bozulma nasıl düzeltilecek?

Dünya Amerikasız ve Dolarsız bir ekonomiyi konuşmaya başlarken Türkiye bu anlamda rüzgara göre mi oynayacak yoksa Euro Sistemi ne eklenme ya da Türk Devletleri Teşkilatı ile kendi oyununu kurma arasında bir tercih mi yapacak?

Enerjide sağlanan faydaların yadsınamaz gerçekliğine rağmen Irak ve Suriye’de "istikrar sağlayıcı adımlar" ne şekilde değişecek, değişmeyecekse yakın coğrafya ile yapılamayan ticaretin alternatifi "dünya resesyona iyice girmeye başlarken" nerede aranacak?

Rusya ile ilişkilerde dengede kalınabilecek mi, Çin ile ilişkilerde düzelme sağlanabilecek mi?

Vergi kayıpları nasıl telafi edilecek?

Temel yaşam endeksini oluşturan "gıda ve barınma" kalemlerindeki yükselişi önleyecek uzun vadeli bir çözüm gelecek mi?

Kentsel dönüşüm üzerinden yeni bir inşaat ekonomisi mi başlayacak yoksa sığınmacı ve geçici koruma statüsündekilerin konut sorunundaki yeri tekrar mı ele alınacak?

Yüksek teknoloji tabana yayılabilecek mi?

Devletin ekonomi üzerindeki gücü nasıl şekillenecek?

Ekonominin tümünün genel sorunu olan "öngörülebilirlik" ile "verimlilik" meselelerine ilişkin nasıl çözümler ortaya koyulacak?

Bu soruları daha da uzatabilirim.

Türkiye’nin gerçeklerini kaçırmamak gerekiyor.

Amacımız ülkemizi daha ileriye yani muasır medeniyet seviyesine getirmek olmalı...

Bu zamana kadar tüm iktidarlar üzerlerine düşeni az veya çok bir şekilde yaptı ve Türkiye Cumhuriyeti tarihine imzalarını attılar.

Bazılarını iyi zikredenler olduğu gibi bazılarını kötü zikredenler olsa da, bence herkes ânın ve mekânın hakkını vermek için gayret gösteriyor.

Umarım bundan sonrası için yine bu hakkı verme konusunda fevkalbeşer çalışmalar devam eder.

DOLAR NE OLACAK?

Türk Lirasının geleceği meselesi ataması yapılacak ekonomi yönetiminin ortaya koyacağı politika ve programa bağlı olacak...

Bakan veya Cumhurbaşkanı Yardımcısı düzeyinde yapılacak atamalarla bu konuda anlamlı sonuçlar ortaya koyulabileceği gibi itibarı yüksek isimlerin transferi de bu başarıyı sağlayabilir, hatta katlayabilir.

Halihazırda muhalefette konumlanan birçok ciddi ekonomistin, siyaset diline girmeyerek kendi alanlarında kaldığını söyleyebiliriz.

Bu anlamda öne çıkan iki isim ise Bilge Yılmaz ve Ümit Özlale oldu.

Türkiye Yüzyılı için İYİ Partili bu iki isim ile temas edilmesinin Türkiye demokrasisi ve ekonomisi noktasında çok ciddi katkı yapacağına gelecek senaryoları olabilir.

Mehmet Şimşek’in Cumhurbaşkanı Yardımcılığında bu iki ismin de bir şekilde politikaların bir tarafında yer alması ülkemizin geleceğine yüksek katkı sağlayabilir.

EKONOMİDE HIZLI ÇÖZÜM NE?

Çok yazdım, çizdim, yorumladım. Ekranlarda anlattım.

Tekrar; usanmadan, yılmadan söylemeye devam ediyorum, edeceğim.

Türkiye’nin problemi cari fazla vermeden faiz politikası oluşturmasıdır.

Bunun getirdiği sorunları değişik enstrümanlarla adına faiz demeden piyasa oluşturarak gidermek güven kayıpları getirdiği gibi bütçe dengesini de alt üst etmektedir.

Rasyonel değil de nasyonel bir bakış açısı ile toplumun bu sorunu çözme ihtimali var olsa da böyle bir ülkü birliğinin olmadığı açıkça görülüyor.

O zaman başka arayışlara girmekten başka çare yok.

Bu anlamda çözüm; ölçeklendirilebilecek bir ekonomi oluşturmaktan geçiyor.

Bunun için de cebinizdeki paranın ne olduğunu tam olarak bilmelisiniz.

Nasıl ki ay sonunu getirmeye çalışan bir ailenin hesap defteri varsa devlette de bu var.

Ailedeki bütçe mikro boyutta olduğundan hata ve noksan vermediği için göze batmaz.

Türkiye ekonomisinde bu sorun uzun yıllardır çok büyük boyutlarda seyrediyor.

Ülkeye giren ve çıkan paranın getirdiği vergi kaybının yanında ticaretteki vergi kaybının da bütçe disiplinine zarar verdiği herkesin bildiği ama kimsenin anlamlı bir çözüm sunmadığı önemli bir gerçeğimiz...

Buradaki zafiyetin çözümü için siyasetin konumlandığı pozisyon, KDV ile ÖTV gibi kalemlere yüklenmeyi gerekli kılarak bu sorunun yükünün toplumun geneline teşmil edilmesine neden oluyor.

Hâlbuki buna hiç gerek yok.

21.yüzyıla geldik.

Artık dijital ekonomiyi dijital parada da harekete geçirmeliyiz.

Buna neden ihtiyaç duyulduğunu uzun uzadıya önceki yazılarımda yer vermiştim ama bugün size bunu ispat edecek iki veriye ulaştım.

Ekonominin kurmayları arasında yer alan hatta en tepe isimlerden birine şirketlerin yurtdışındaki birikimleri ile vatandaşın yastıkaltındaki birikimine ilişkin devletin bir çalışmaları olup olmadığını sordum.

Türk iş insanlarının yurtdışında 500 milyar dolar yurtiçindeki yastıkaltının da yine 500 milyar dolar dolayında olduğu bilgisini aldım.

Bu paralar ne IMF ne de herhangi bir fonun getireceği paralardan çok daha fazla...

Bunları sisteme eklemek için yıllardır teşvik edici birçok uygulama hayata geçirilse de istenilen başarı elde edilemedi.

Bu nedenle hem vergi kayıplarının giderilmesi hem de sağlanan verilerle ölçek ekonomisinin kurulmasını ve gelişmesini daha da kolaylaştıracağı düşüncesiyle yıllardır Dijital Türk Lirasını öneriyorum.

Dijital lira bahsi geçen 1 trilyon doların sisteme eklenmesi konusunda önemli bir çarpan etkisi oluşturacağı için de birkaç sene içinde ülkenin döviz varlığını pozitif yönde etkileyecek oyun değiştirici bir rol alabileceğine inanıyorum.

Çin, mobil uygulama ile dijital para ekonomisi ile ölçek ekonomisi oluşturdu.

Birebir örnek olmasa da Türk halkının dijitalizm noktasında yüksek uyumluluğu ile yakın gördüğüm bu durum bana başarı konusunda önemli bir veri sunuyor.

Sorunların üstüne yatmak yerine çözüm odaklı düşünmemiz, dört bir yanda uyumamız için fırsat kollayan düşmanların/rakiplerin beklentilerini boşa çıkaracaktır.

Çözüme katkı sunalım, Azizim...

Boş geçirecek bir ânımız bile yok.

Benden söylemesi...