İfade biçimi olarak kullandığımız deyimlerin nereden geldiği hemen hepimizin merak konusudur. Günlük hayatımızda sıkça kullandığımız ancak kaynağını bilmediğimiz deyimler ile ilgili pek çok hikaye anlatılıyor. Yaşanmış olayların, tarihi kişiliklerin konu olduğu deyimlerin anlamlarını ve ortaya çıkış hikayelerine çok şaşıracaksınız 'Ali kıran baş kesen' deyimi nereden geliyor? z 'Ali kıran baş kesen' deyimi ne anlama geliyor? İşte 'Ali kıran baş kesen' deyiminin anlamı ve hikayesi...
Ali kıran baş kesen' deyimi ne anlama geliyor?
Kabadayılık, zorbalık eden. Çevresine karşı zor kullanan, baskı yapan.
'Ali kıran baş kesen' deyimi nereden geliyor?
İstanbul'u alarak rüyasını gerçekleştiren Sultan II. Mehmet, Doğu'ya ve Batı'ya yeni seferler yapmak için sık sık İstanbul dışına çıkıyordu. Bu çıkış ve dönüşler sırasında İstanbul'u kucaklayarak onu havasıyla suyuyla besleyen, tepeleri, ormanları, gölleri, ırmakları görme, tanıma fırsatı buluyordu.
İstanbul'u, dallar ve yapraklarla örülü yemyeşil bir gökyüzünün altında ve ulu ağaçların arasında terk etmek sonra yine aynı yollardan dönerek şehre girmek Sultan'a büyük zevk veriyordu.
Yine böyle seferlerin birinde, ormanın içinden geçen bir yoldan İstanbul'a dönen Sultan, onu çok üzen görüntülerle karşılaştı. O güzelim ağaçlar yer yer kesilip yok edilmişti. İlerledikçe kurumaya yüz tutmuş köklerin, yerlere serilmiş dalların göründüğü geniş, boş alanlar çıkıyordu karşısına. O koca ağaçlar kesilmiş, kırılmış, yerlerinden sökülmüştü. Çimenlerin üstü, sararıp solmuş yaprak yığınlarıyla örtülmüştü. Kesilen ağaçların gövdelerinden aşağı, insanın gözünden aşağı inen gözyaşları gibi reçineler akmıştı.
Bunları ilk gördüğünde Sultan'ın kaşları çatıldı, yüzü asıldı. Seferler için giriş çıkışlarında, bu tür manzaralarla sık sık karşılaşınca sadece üzülmekle kalmadı. Bir ferman çıkartarak: "Ormanlarımdan bir dal kıranın başını keserim!" dedi. Sultan'ın fermanı ağızdan ağza aktarıldı, kulaktan kulağa söylendi. Gel zaman git zaman, Sultan'ın, ormanları kıranlar için çıkarttığı bu ferman sözü, döndü dolaştı, "Ali kıran, baş kesen," halini aldı.





