Değerli okurlarım, Dün Kütahya Kent Konseyi'nin organizasyonuyla, Aysel-Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesi'nde bir konferans verdim.
Doğru İnsan Olmanın Formülleri başlıklı konferansıma öğrenci ve öğretmenlerin ilgisi yoğundu.
Tabi Aysel-Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesi'nde anlattıklarım kadar, benimde öğrendiklerim oldu.
Eğer o öğrendiklerimi sizinle paylaşmazsam... Allah bana sorar diye düşünüyorum.
Örneğin bu okulda hiç ders zili çalmıyormuş. Bunu öğrenince, öğretmenlere "Öğrencileri derslere nasıl topluyorsunuz?" diye sordum.
Onlarda bana "Öğrencilerimizin doğru zaman planlaması öğrenmeleri için, serbest bırakıyoruz. 3 5 dakikalık gecikmeleri de sorun etmiyoruz" dediler.
Gerçi ilk duyduğunuzda, ders zili olmadan okulda düzenin sorunsuz sağlanacağına pek ihtimal veremiyorsunuz. Ama sağlanmış. Hem de gayet başarılı sağlanmış.
Aslına bakarsanız, Kütahya Aysel-Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesi'nde işler güven temelli işliyormuş.
Allah aşkına söyleyin... Karşılıklı güven olmasa, denetmen olmadan deneme sınavları yapılabilir mi? Hele hele Sadaka Taşı gibi bir Ecdat yadigarı yaşatılabilir mi?
Efendim bu okulda mesleğimiz adına şöyle bir güzellik de öğrendim: Kütahya'da yayın yapan bir gazeteyle anlaşılmış ve orada öğrencilerin köşe yazısı yazmaları sağlanmış.
Değerli okurlar, Aysel-Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesindeki güzel projeler sadece yukarıda yazdıklarımla sınırlı değil... Benim dinlediklerimden en az üç köşe yazısı daha çıkar.
Bugün ülkemizde en başarılı okul müdürü yarışması yapılsa... Bu yarışmanın tereddütsüz birincisi: Kütahya Aysel-Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesi Müdürü Ahmet İren olur.
Yazıyı Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e, Aysel-Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesi'nde yapılan proje ve çalışmaları dinlemesi yönünde çağrı yaparak noktalıyorum.