(Dünkü yazının devamı…)
Dava ve İcra Takipleri Nasıl Etkilenecek?
Düzenlemede açıkça yer verilmemekle birlikte bu yeni düzenlemenin olası bazı sonuçlarını ise şöyle özetlemek mümkündür:
-İhtilaf halinde tarafların başvuracağı kanun hükümleri konusunda bir tartışma yaşanması muhtemeldir. Ancak bizim görüşümüz TBK m.138 ile düzenlenen uyarlama davasının koşullarının belli ölçülerde burada da geçerli olması yönündedir. Burada söz konusu olan, mevcut sözleşmeler bakımından öngörülmeyen bir durumun ortaya çıkmasıdır. Ancak bu yeni koşulların artık taraflardan birine aşırı ağır gelmesi hususu büyük ölçüde gözetilmeyecektir. Zira artık yasal bir düzenleme söz konusu olduğundan sözleşmenin yeni duruma uyarlanmasından bahsedilecektir. Ancak ihtilafların halinde hakkaniyet ölçüsünün ne şekilde uygulanacağı piyasa koşulları ve sözleşmelerin taraflarının somut durumlarına göre her olayın özelinde ayrıca değerlendirilmek durumunda kalınacaktır.
-13 Eylül 2018 tarihinden önce kiraya verenin veya hizmet ya da eser sözleşmesi alacaklısının başlatmış olduğu takipler itibariyle döviz cinsinden bedelin gözetilmemesi söz konusu olmayacak, bu eski takipler bu yeni düzenlemeden etkilenmeyecektir. Yeni açılacak takipler bakımından ise, taraflar arasında TL olarak kararlaştırılmış bir bedel olmaksızın yapılacak takiplere itiraz edilebilecek, sözleşmelere İİK m. 68'de atfedilen rolden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
-13 Eylül 2018 tarihinden önce açılmış davalar bakımından ise davanın açıldığı tarih ile düzenlemenin yapıldığı tarih arasındaki dönem ile düzenlemenin yapıldığı dönemden sonraki sözleşme süresi bakımından ayrı değerlendirmeler yapılması gündeme gelebilecektir. Fakat burada da sözleşmeye hakimin müdahalesi noktasında, yani sözleşmedeki bedellerin nihai olarak saptanması konusunda hakimin bu yeni düzenlemeyi dikkate alarak hüküm kurması söz konusu olacaktır. Yine yürüyen davalar bakımından tarafların anlaşması hali istisna olmak üzere, davaların düşmesi veya konusuz kalması söz konusu olmayacak, özellikle esas alınacak kurun yasal düzenlemeyle saptanmaması durumunda hakimin taleple bağlı olarak bir hüküm vermesi söz konusu olacaktır.
Bu Karara Uymayanları Bekleyen Yaptırım Ne?
Karara karşı gelenler bakımından yaptırımlar uygulanması söz konusu olacaktır. Karar'a rağmen sözleşmelerdeki bedelleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirleyenler hakkında 1567 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrası uyarınca 3.000 TL'dan 25.000 TL'sına kadar idari para cezası kesilmesi söz konusu olacaktır.
Bu cezanın sözleşme başına kesilmesi gerekmektedir. Ancak İdarenin bazen olay başına İPC(idari para cezası) düzenlediği de görülmektedir. Örneğin her ay kira faturası düzenleyenler bakımından her bir fatura başına İPC uygulanması da söz konusu olabilir. Bu tür uygulamalar karşısında iptal davaları açarak cezanın terkini talebinde bulunmak gerekecektir.
Çözüm Ne? Arabuluculuk Yolu Kullanılabilir mi?
Özellikle TL'ye dönüşte kurların ne olması gerektiği hususunda doğacak ihtilaflarda mahkemeye gitmek yerine, hatta anlaşmaya yakın tarafların doğrudan başvurması yoluyla arabulucu vasıtasıyla uzlaşma sağlanabilir. Arabulucu vasıtasıyla sağlanan uzlaşmalar damga vergisi ödenmeyeceği gibi, ortaya çıkan belge, resmi belge niteliğinde ve daha kuvvetli bir delil olacaktır.

[email protected]