Maun suresi Kuranı Kerim'de 107. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olan Maun suresi iniş sırasına göre 17. suredir. Maun suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. Maun suresi 7 ayeti kerimedir. Maun yardım, zekat anlamına geliyor. İşte Maun suresi hakkında bilgiler ile Maun suresinin okunuşu ve anlamı...

Maun suresi, Mekke döneminde nüzul olmuştur. Maun suresi, 7 ayettir. Maun, yardım ve zekat demektir.

MAUN SURESİ HAKKINDA BİLGİLER
Maun Suresinin Nüzûlü

Nüzul sırasına göre on yedinci, mushaftaki sıraya göre yüz yedinci sûredir. Tekasür Sûresi'nden sonra Kafirûn Sûresi'nden önce Mekke'de nüzul olmuştur. 4-7. ayetlerin Medine'de münafıklar hakkında indiğine dair rivayet de vardır. (bk. İbn Âşûr, XXX, 563)

Maun Suresinin Adı /Ayet Sayısı
Sûre adını son ayetinde geçen maûn kelimesinden almıştır. "Eraeyte, Eraeytellezî, Dîn, Tekzîb, Yetîm" adlarıyla da anılmaktadır.

Maun Suresinin Konusu
Sûrede, biri Allah'ın nimetlerini ve hesap gününü inkar eden nankör, diğeri amellerini gösteriş için yapan riyakar olmak üzere iki tip insan tasvir edilmektedir.

Maun Suresi Arapça Okunuşu
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يُكَذِّبُ بِالدّ۪ينِۜ ﴿١﴾ فَذٰلِكَ الَّذ۪ي يَدُعُّ الْيَت۪يمَۙ ﴿٢﴾ وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۜ ﴿٣﴾ فَوَيْلٌ لِلْمُصَلّ۪ينَۙ ﴿٤﴾ اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَۙ ﴿٥﴾ اَلَّذ۪ينَ هُمْ يُرَٓاؤُ۫نَۙ ﴿٦﴾ وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ ﴿٧

Maun Suresinin Türkçe Yazılışı ve Okunuşu
-Bismillahi'r-Rahmani'r-Rahîm.

1- Eraeytellezî yukezzibu bi'd-dîn.

2- Fezalike'l-lezî yedu'ul-yetîm.

3- Ve la yehuddu ala ta'ami'l-miskîn.

4- Feveylun lil-musallîn.

5- Ellezînehum an salatihim sahûn.

6- Ellezînehum yuraûn.

7- Ve yemne'ûne'l-ma'ûn.

Maun Suresinin Anlamı, Meali
-Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

1- Din gününü yalanlayanı gördün mü?

2- İşte o, yetimi itip kakar.

3- Yoksulu doyurmayı teşvik etmez.

4- Şu namaz kılanların vay haline!

5- Onlar namazlarından gafildirler.

6- Onlar gösteriş yaparlar.

7- Ve onlar en küçük bir yardımı da engellerler.

Hakkında

Mekke döneminde inmiştir. 7 ayettir. Ma'ûn, yardım ve zekat demektir.

Nuzül

İniş sırasına göre on yedinci, mushaftaki sıraya göre yüz yedinci sûredir. Tekasür sûresinden sonra Kafirûn sûresinden önce Mekke'de inmiştir. 4-7. ayetlerin Medine'de münafıklar hakkında indiğine dair rivayet de vardır (bk. İbn Âşûr, XXX, 563).

Konusu

Sûrede, biri Allah'ın nimetlerini ve hesap gününü inkar eden nankör, diğeri amellerini gösteriş için yapan riyakar olmak üzere iki tip insan tasvir edilmektedir.

Maun Suresi Tefsiri

"Gördün mü?" sorusu, burada şaşılacak bir tutumdan söz edileceğine, dolayısıyla konunun önemine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Âyetteki din kelimesi, bilinen anlamı yanında "Allah'ın hükmü" veya "uhrevî yargı" manasında da anlaşılabilir (bk. Taberî, XXX, 310). Ancak bunların birini inkar eden diğerlerini de inkar etmiş olacağı için sonuç değişmemektedir. Genellikle insanlar bir dine inandıklarını, dolayısıyla doğru yolda olduklarını, sonuçta mutlu olacaklarını, kendi dinlerine inanmayanların ise yanlış yolda olduklarını, dolayısıyla bedbaht olacaklarını söylerler. Nitekim Hz. Peygamber zamanındaki yahudiler, hıristiyanlar hatta putperest Araplar bile böyle olduklarını iddia ediyorlardı (bk. Bakara 2/113).

Yüce Allah bu sûrede asıl dini yalan sayıp inkar edenleri tarif ederek bunların kimler olduklarını ortaya koymuştur. Bunlar kimsesiz ve yardıma muhtaç durumda bulunan yetimi küçümseyerek onu itip kakan, yoksullara kendisi yardım etmediği gibi başkalarını da buna teşvik etmeyen kimselerdir. Kuşkusuz bu özellikler birer örnektir; dini yahut ahiret sorgusu ve yargısını inkar edenlerin başka özellikleri de bulunmakla birlikte burada Hz. Peygamber dönemindeki inkarcıların toplumsal ahlakla ilgili en belirleyici ve yıkıcı tutumlarına iki örnek zikredilmiştir. Nitekim ayetin, putperestlerin tipik şahsiyetlerinden olan Âs b. Vail hakkında indiği belirtilir (Razî, XXXII, 111). Bununla birlikte ayetin genel amacı, insan sevgisinden mahrumiyetin en belirgin tezahürleri olan bu tür davranışları sergileyenleri kınamak ve bu yaptıklarının Allah katında en büyük kötülüklerden olduğuna, bunların temelinde dini, Allah'ın hükümlerini yahut ahireti inkar etmenin bulunduğuna insanların dikkatini çekmektir (İbn Âşûr, XXX, 564). Yetim ve yoksul, toplumun zayıf ve himayeye muhtaç kesimlerini temsil eder. Bunları küçümseyerek hakaret eden, itip kakan kimse toplumdaki zayıfların haklarını çiğniyor demektir. Dinin insanlığa yönelik en büyük hedefi ise insanlar arasında sevgi ve dayanışmayı, paylaşmayı sağlamak, sıkıntıların da mutlulukların da paylaşıldığı bir insanlık bilinci oluşturmaktır.

Bu ayetler, bir taraftan bu tür davranışlar sergileyenleri kınarken diğer taraftan da gerçek dindarları yetim ve yoksullar gibi himayeye muhtaç olanlara yardım etmeye özendirmekte; ihtiyaç sahiplerine yardım konusunda başkalarını teşvik etmenin, hatta bunun için hayır kurumları oluşturarak sosyal yardımı daha verimli, düzenli ve sürekli hale getirmenin gereğini vurgulamaktadır.

Muhabir: Yazar Silinmiş