Ali İbnu'l.-Medînî yüz binden fazla der. er-Rafi'î 30 bin kadar Medine ve 30 bin kadar da Arap kabilelerinde olmak üzere toplam 60 bin kadar Müslüman bulunduğunu kaydeder.

Sahabe hayatlarını incelemek üzere te'lif edilen kitaplarda ismen zikredilenler on bini bulmaz. Bunların en hacimlisi olan el-İsabe'de İbnu Hacer 12.293 adet tercüme verir ise de bunlardan bir bölümü, kitabın el-Kısmu'r-Rabî bölümlerinde kaydedilen ve sahabe sayılmayan şahıslardır, bir kısmı da Küna bölümünde, ismi göstermek üzere mükerreren kaydedilen şahıslardır. Şu halde ismen bilinen sahabeler onbin civarında kalmaktadır.

Sahabelerin Tabakaları

Sahabeler, muhtelif alimler tarafından çeşitli şekillerde tabakalara ayrılmıştır. Bunlardan en ziyade benimsenmiş olanı Hakim en-Neysaburî'nin taksimidir. O, İslam'daki eskiliklerini esas alarak Ashab (radıyallahu anhüm)'ı 12 tabakaya ayırır. Kısmen fazilet derecelemesini de ifade eden bu taksim şöyledir:

1- Mekke'de ilk Müslüman olanlar: Dört Halîfe gibi.

2- Hz. Ömer'in Müslüman olmasından sonra İslam'a giren Daru'n-Nedve azaları.

3- Habeşistan'a hicret edenler.

4- Birinci Akabe biatına katılanlar.

5- İkinci Akabe biatına katılanlar ki çoğu Medîne'lidir.

6- Hz. Peygamber (a.s) henüz Medîne'ye girmemişken, Kuba'da iken ona gelen muhacirler.

7- Bedir savaşına katılanlar.

8- Bedir'den sonra Hudeybiye sulhüne kadar hicret edenler.

9- Hudeybiye'de Bey'atu'r-Rıdvan'a katılanlar.

10- Hudeybiye ile Feth-i Mekke arasında hicret edenler: Halid İbnu Velîd ve Amr İbnu'l-Âs gibi,

11- Fetih günü müslüman olanlar.

12- Fetih günü, Veda Haccı ve diğer fırsatlarda Hz. Peygamber (a.s)'ı gören Ashab çocukları.

Fazilete Göre Taksimleri

Sahabe'nin en efdali Hz. Ebu Bekr sonra Hz. Ömer (r.a)'dır. Ehl-i Sünnet bu hususta icma eder. Sonra sırasıyla, Osman İbnu Affan, Ali İbnu Ebî Talib, gelir. Ehli sünnetten bazılarının fazîlette Hz. Ali'yi Hz. Osman'a takdîm ettiği bilinmektedir. Bunlardan sonra Aşere-i Mübeşşere'nin geri kalan efradı gelir: Sad İbnu Ebî Vakkas, Sa'îd İbnu Zeyd İbni Amr İbni Nufeyl, Talha İbnu Ubeydillah, Zübeyr İbnu'l-Avvam, Abdurrahman İbnu Avf ve Ebu Ubeyde Âmir İbnu'l-Cerrah (r.a).

Aşere-i Mübeşşere'den sonra Bedir Ashabı gelir. Bunlar üçyüz küsur kişidir. Sonra Uhud Ashabı gelir. Bunları Hudeybiye'de Bey'atu'r-Rıdvan'a katılanlar takip eder.

Ensar'dan Birinci ve İkinci Akabe Bey'atlarına katılanlarla es-Sabikûn el-Evvelun olanlarda Ashab'ın mümtazlarıdırlar. ancak, ayette zikri geçen es-Sabikun el-Evvelunla ilgili farklı görüş var:

1- Said İbnu'l-Müseyyib'e göre bunlar iki kıbleye de namaz kılanlardır.

2- Şa'bî'ye göre Bey'atu'r-Rıdvan'a katılanlardır.

3- Muhammed İbnu Ka'b'a göre Bedir ashabı'dır.

4- İlk müslüman olandır denmiştir.

Bu ilk konusunda da ihtilaf var: Hz. Ebu Bekr denmiştir, Hz. Ali denmiştir, Hz. Zeyd denmiştir, Hz. Hatice denmiştir. Ancak bu ihtilaf şöyle te'lif edilir: Müslümanlıkta hür erkeklerden ilk Hz. Ebu Bekr, çocuklarından ilk Hz. Ali, kadınlardan ilk Hz. Hatice, azadlılardan Zeyd, kölelerinden ilk Bilal' (r.a)'dir.

-Muhammed İbnu'l-Hanefiyye anlatıyor: "Babam (r.a)'a dedim ki: "Babacığım, Resulullah (a.s)'dan sonra insanların hangisi hayırlıdır?""Ebu Bekr! dedi."Sonra kim?" dedim."Ömer!" dedi. Ben: "Sonra kim?" diye sormaya devam edip "Osman!" cevabını almaktan korktum da: "Sonra sen!" deyiverdim. Ama babam:" Ben mi? Ben sıradan bir müslümanım" dedi."[137]

- Muhammed İbnu'l-Hanefiyye, Hz. Ali (r.a)'ın oğludur. Hanefiyye'nin adı Havle Bintu Ca'ferdir.

- Anlaşılacağı üzere Hz. Ali'nin oğlu Muhammed, babasından en efdal kimseyi öğrenmek ister. Hz. Ali, sırayla Ebu Bekr ve Ömer'i sayar. Üçüncü sırada babasının olduğu kanaatinde olan Muhammed, tevazu ile babasının Osman'ı söylemesinden korkarak, acele ederek babası Ali'yi zikrediverir. Ancak Hz. Ali: "Ben Müslümanlardan biriyim" yani "Sıradan bir müslümanım" demek suretiyle, büyüklüğü ile mütenasib bir tevazuda bulunur. Halbuki Hz. Ali, bunu söylediği sıralarda Hz. Osman şehid edilmişti ve kendisi hayatta kalanların en efdali idi. Bazı rivayetler, bu konuşmanın Nehrevan savaşından[138] sonra olduğunu tasrih eder. İbnu Asakir'in bir tahricinde Hz. Ali: "Üçüncüsü Osman" demiştir.Bu mesele hususundaki ihtilafa daha önce yer verdiğimiz için tekrar etmeyeceğiz. Ancak şu kadarını söyleyelim: Ehl-i Sünnet, efdaliyet sırasının hilafet sırasına uygun olduğunu kabul eder. Bazıları bu meselede icma olduğunu söylemiştir.

İcma iddiası gerçeği aksettirmez. Hz. Osman'la Hz.Ali'nin sırası meselesi ihtilaflıdır. Cumhur Hz. Osman'ı takdim etmiştir (r.a).

En Son Vefat Eden Sahabe

Ashab'tan en son hayatta kalan Ebu't-Tufeyl Âmir İbnu Vasile el-Leysî (r.a)'dır. Vefat tarihi ihtilaflıdır: 100-110 arasında değişmektedir. Kûfe'de yaşamış ise de Mekke'de vefat ettiği kabul edilmektedir. Medîne'de en son vefat eden hususunda ihtilaf edilmiştir: Saib İbnu Yezîd veya Cabir İbnu Abdillah veya Sehl İbnu Sa'd veya Mahmud İbnu'r-Rebî (r.a)'dir. Mekke'de en son ölenin Abdullah İbnu Ömer (r.a) olduğu da söylenmiştir.

Basra'da Enes İbnu Malik (90-93 yıllarından birinde) veya Abdullah İbnu'l-Haris (85-89); Kûfe'de Bu farklı görüşlere rağmen ekseriyet karşılaşmayı yeterli gördüğü için, Enes' (r.a)'ı görmüş bulunan A'meş'i (5. 148/765), Yahya İbnu Ebî Ke-sîr'i (5. 129/746), Cerîr İbnu Hazım'i (5. 170/786) Tabiîn'den saymışlardır. Keza Amr İbnu Hureys (r.a)'i gördüğü için Musa İbnu Ebî Aişe'yi; Abdullah İbnu Ebî Evfa (r.a)'yı gördüğü için Mansûr İbnu el-Mu'temîr'i (132/749) Tabiîn'den saymışlardır. Halbuki bunların görmeleri mücerred bir görmedir, hiçbirinin sahabilerden muttasıl rivayetleri mevcut değildir.[139]

Muhabir: Yazar Silinmiş