0
1960'lı yıllardan beri terör ile mücadele eden Türkiye, yeni bir terör dalgası ile karşı karşıya. Son olarak, İstanbul Vezneciler'de ve Mardin Midyat'ta gerçekleştirilen saldırılar, bombalar neden patlıyor sorusunu yeniden akıllara getirdi. Daha açık bir ifade ile söyleyelim; "Türkiye neden saldırı altında?" "Bu gaddar ve insanlık dışı saldırılarla ne yapılmak isteniyor?" "DEAŞ, PKK veya TAK gibi örgütler neden Türkiye'yi hedef alıyor?"
Terör, şiddet araçlarıyla siyasetin dizayn edilmesi hadisesidir. Terörün hedefi de bellidir; toplumsal bir kaos yaratarak hayatımızı esir almak… Klasik anlamda siyaset mühendisliğinin farklı bir versiyonu olan terör, ulusal görünümlü uluslar arası bir düzenektir. Savaşın yerini alan terör, ülkelerin ulusal çıkarları için işlev gören bir bumerangdır… Savaşın veya insanın içindeki yok etme tutkusunun yeni yüzüdür. Bundan dolayı terör ile mücadelede ulusal ve uluslararası ilişkinin dengede tutulması oldukça önemlidir. Güvenlik politikaları, uluslar arası ilişkiler ile konsolide edilmelidir. Diplomasi ile güvenlikçi perspektif iç içe olmalıdır.
Yaşananlar, terörün hedefinin biraz daha farklılaşmaya başladığını ortaya koyuyor. "Tarihin sonu" olarak gösterilen Kapitalist düzende devletleri ıslah etmenin yolu ekonomiden geçer. Devletlerin borç batağına sürüklenmesi, yüksek faizli kredilerin verilmesi, enflasyon, devalüasyon gibi uygulamalar bu sürecin bir parçasıdır. Kısacası, ülkeler ve toplumlar, ekonomi üzerinden satın alınır. Bankaların içinin bir gecede boşaltılmasını bir de böyle düşünelim.
Türkiye'yi kuşatmanın yolu da, ekonomiden geçiyor. Neden mi? Düşününüz, 17- 25 Aralık Darbe süreci başarısız oldu. Gezi ile hedefe ulaşılamadı. Güneydoğu'daki hendek savaşında vesayetin yeni aktörü olan PKK hendeklere gömüldü. Ordu da eski nüfuzunu kaybetti. Daha doğru bir ifade ile ordu ile hükümet oldukça uyumlu… Medya da çok parçalı bir yapıya sahip… Artık eskisi gibi tek ses değil; darbeye de zemin hazırlamıyor.
Son dönemdeki terör saldırılarının hedefi ekonomidir, ekonomik istikrardır. PKK'nın asker veya polise saldırması, DEAŞ'ın Sultanahmet veya Taksim'de bomba patlatması, ekonomi üzerinden Türkiye'ye haddini bildirme çabasıdır. Kontrol altına alınamayan Türkiye, PKK ile terbiye edilmeye çalışılıyor. Türkiye ve Türk ekonomisi, PKK terörü üzerinden istikrarsızlaştırılıyor. Çünkü farklı birçok yol denedi. Denemeyen tek yol, PKK ve IŞİD terörü üzerinden ekonomik durgunluk yaratmak yoluydu. Şimdi sahnelenen oyun budur.
Kısacası, kapitalist düzende devletleri ıslah etmenin yolu ekonomiden geçer. PKK ve IŞİD'in üstlenmiş olduğu vekalet savaşının hedefi ekonomik yoldan Türkiye'nin baskı altına tutulmasıdır.