Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen zirvede; güvenli içerik üretiminden, değerlerin korunmasına; çocukların dijital dünyada karşılaştığı risklerden, yayıncıların sorumluluklarına kadar birçok başlık ele alındı.
ÖZELEŞTİRİ ÇAĞRISI
Zirvenin onur konuğu olan Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, çocuğun ruhsal gelişiminde ailenin önemine dikkat çekti. ‘’Anne babaların, çocukların düşkünlükleriyle ilgili son derece endişeli olduklarını biliyoruz’’ diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
‘’Gelin önce kendimize bakalım. Doğdukları ilk andan annelerin nefesinin sindiği ninnilerle uyuyan bebekler şimdi beyaz gürültüyle oynuyorlar. Televizyon, telefon gibi araçlar, ebeveynler tarafından bazen çocuğu sakinleştirmek için dijital yapılıyor. Bazen yemek yedirmek için dijital arkadaş olarak kullanılır. Ebeveynler çocukların ev hallerinden okul hayatlarına kadar pek çok anını sosyal medyada paylaşıyor. Bu, çocuk adına hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir dijital ayak izi oluşturuyorlar.

‘KAPIMIZI YABANCILARA AÇIYORUZ’
Öte yandan, dijital dönüşümün beraberinde getirdiği kültür yedi yirmi dört, kesintisiz, molasız bir iletişime kullandığımız haberleşme uygulamalarında çevrim dışı olma seçeneği yok. Aile bireyleri ancak elektrik ya da internet kesildiğinde bir tanışır hale geldiler. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de ekran süreci günlük altı saatin üzerinde.
AİLE İÇİ İLETİŞİM ŞART
Unutmayalım ki, yetişkinlerin başları ekranlara gömülü olduğu sürece çocuklar da farklı bir yol izlemeyeceklerdir. Dijital dönüşümün olumsuz etkilerine karşı bizi koruyacak olan güçlü ailelerdir. Ailenin direncinin artması için geleneklerimizi sürdürmeli, kültürel dokumuzu korumalı ve aile içinde yüz yüze gönül gönüle bir iletişim aksatılmamalıdır.’’

SAPKIN YAYINLARA DİKKAT!
Programda katılımcılara hitap eden İletişim Burhaneddin Duran ise, çocukların karakterlerine sahip çıkabilmek için onları medyanın her türlü şiddet veya cinsel içerikli yayın ve paylaşımlarından korunması gerektiğinin altını çizdi.
Bunun için yapılabilecek pek çok şeyin olduğunu söyleyen Duran, ‘’Dünyanın büyük bir köye dönüşünü biliyoruz. Çok farklı kültürlerden ve diğer kültürel ögeler çocuklarımızın dünyasına taşınıyor. Ancak bunların sapkın akımdan olmaması gerekiyor. Şiddetli meşrulaştıran akıllar olmaması gerekiyor. Bu sistematik dayatmaya karşı bilinçli olmak elbette ana görevdir. Gerçekle kurgu arasındaki ayrılık ortadan kalkması, sapkınlıkların ve şiddetin sıradanlaşması riskine karşı değişimli çocuklarımızı hazırlamak durumundayız. Bu hepimizin ortak sorumluluğu’’ şeklinde konuştu.
Duran, bu anlamda TRT'ye öncü rol düştüğünü belitti ve TRT Çocuk, TRT Diyanet Çocuk, Tabi Çocuk gibi kanalların güvenli içerikler sunduğuna vurgu yaptı.
‘LGBT DAYATMASI VAR’
TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı da, çocukların fıtratını hiçe sayan LGBT sapkınlığının ijital medya aracılığıyla küresel ölçekte bir dayatma haline geldiğini belirtti. Sobacı, ‘’Sözüm ona özgürlük şemsiyesi altında yapay kimlikler ve cinsiyetler üretilmeye çalışılmaktadır. Bu küresel dalgaya karşı evlatlarımızı korumak, çocuk medyasını aile ekseninde ve değerler temelinde inşa etmek artık bir tercih değil, bir zorunluluktur’’ şeklinde konuştu.

KÜRESEL KARTELLER YAPTIRIYOR
Dünyanın çocuk içeriği kriziyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Sobacı, ‘’Çocuk medyası alanında eğlencenin ardına gizlenen ideolojik kodlar ve mesajlar, sistematik biçimde normalleştirilmektedir. Küresel içerik kartellerinin yön verdiği çocuk medyasında, evlatlarımız bilgi kirliliği, kültürel yabancılaşma, değer erozyonu ve siber zorbalık gibi tehlikelerle sınanmaktadır. Bu tehditlerin en çok endişe verici olanı ise, masumiyetin alanı olması gereken çocuk içerikleri üzerinden yürütülen sistematik cinsiyetsizleştirme çabalarıdır’’ açıklamasında bulundu.
Sobacı, TRT’nin çocuk içerikleri üretirken psikolog, pedagog ve çocuk gelişim uzmanları eşliğinde büyük bir hassasiyetle hareket ettiğini söyledi.




