0
Avrupa çöküyor ve çökerken de kuduz köpekleri ile birlikte canhavliyle herşeye saldırıyorlar. İngiltere bile bu gerçeği erken farkedip gemiyi terketti, şimdi geri kalan kalıntılarını topluyor. İnsan hakları, demokrasi, hürriyet yalanları bile artık onları kurtaramayacak, girmiş oldukları kısır döngü onları kendi kara deliklerinde boğacak.
Türkiye'nin tuzakları farkedip, kurulan oyunları bozması onları çılgına çevirdi. Bizzat Türkiye'nin sahaya inip onların yularlarını eline almaya başlaması ile gerilim arttı. Bu gerilim bütün Avrupa'yı hatta Batı'yı tek vücut olmaya itse bile bu çöküş durdurulamayacak.
Ne yapsalar boş. Yok olacaklar, yok olurken de can çekişen kurtlar kibi sağa sola saldırıp masum insanları incitecekler.
Batı dünyası tarih boyunca hiçbir zaman dürüst olmadı, olması da mümkün değildi zaten. Onların iki yüzlülüklerini görebilmemiz için Hollanda ve Almanya'da yaşanan tahammülsüzlüklerin olması gerekiyordu belkide. Oysa zaman ötesinden Yüce Yaratıcı onların gerçek tabiatını bildirmiş olsa da görmek istemiyorduk bir türlü.
"Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne yahudiler, ne de hıristiyanlar senden asla hoşnud ve razı olmayacaklar." (Kur'an 2:120) İlginç bir noktaya işaret ediyor Allah'u Teala. Onların milletlerine, yani yaşam tarzlarına, gelenek ve göreneklerine, dünya görüşüne uymadıkça, onlar gibi düşünmedikçe, bir başka ifade ile, onların köleleri olmadıkça onlar sizden razı olmayacaktır.
Medeniyet yalanı olan Batı gerçekte zulmün, insan ve insana ait bütün değerlerin düşmanlığını ifade eder. Kendilerinden başka hiçbir toplumu eşdeğer görmeyen, sürekli başka toplumları sömürerek, köleleştirerek başkalarının yaşam alanlarını daraltan kısır döngülü bir toplum Batı toplumu.
Hani atalarımız ne de güzel demişler "Bir musibet bin nasihatten evladır" diye. Yıllardır Batı'nın ve batılıların kan emici tek dişli canavarlar olduklarını bizden olan her aydın yazılarında, şiirlerinde, sohbetlerinde anlatmaya çalışıyordu da gözü perdelenmişler bir türlü göremiyorlardı.
Çok fazla geriye gitmeye gerek yok, Bosna Hersek katliamı yapılırken bütün Batı'nın el altından katliama ortak olduğunu unutmuş değiliz. Coğrafyamızda yaşananlar zaten apaçık ortada.
"İman edenlerle karşılaştıkları zaman, "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, "Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz" derler." Kur'an 2:14). Geçekten de öyle yaptılar. Kendi dostları ile sürekli yardımlaşıp müslüman avına çıktılar, göstermelik Birleşmiş Milletler adı altında iki yüzlülüklerine devam ettiler. Batının menfaatinden başka iş yapmayan bu kurumla sürekli Müslümanlara soykırımlar uyguladılar, katliamlar yaptılar sonra da timsah gözyaşlarını ekranlardan akıttılar.
Hiçbiri biririnden farklı değil, dün Almanya, bugün Hollanda, yarın bir başka ülke. Onlar birbirlerini asla ısırmazlar.
İşte bu yüzden "Dünya Beşten Büyüktür" çıkışı onları deliye çevirdi, çılgına döndüler kendilerini aynada görünce. Demokrasi, insan hakları, hürriyet, kadın hakları, eşitlik, gibi süslü kelimeler aslında vampirleşmiş gerçek yüzlerini örtmek için üretilmiş boyalı maskelerdi.
Batı'nın adaletten anladığı "güç"tür. Onlara adaleti ve insanlığı öğretebilmek için tek bir yol vardır o da güçlü olmak, en modern silahlara sahip olup zalimin zulüm yapmasını engeleyecek korku salmak. Aksi takidrde, ne güzel bir söz, ne insanlık ne ne merhamet bir işe yaramaz.
Yılanın anlayacağı dil başının koparılması, sırtlanınki dişlerinin sökülmesi yada bir kafese tıkılmasıdır. Güzellikle yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmak masum ceylanları tehlikeden kurtarmaz.
Batı şu anda topyekün geçmişine "Nazi Ruhuna" dönüyor. Onların vahşilikleri ancak ve ancak güçlü olmakla, bütün Müslümanların birlikte hareket etmesi ile durdurulabilir.
Meclisimizi bombalayan, masum halkımıza çekinmeden kurşun yağdıran, tanklarla ateş açan azılı teröristleri koruma altına alan bu ülkelerin anlayacağı dili iyi bilmeli ve ona göre stratejiler geliştirmeliyiz...Ne içimizdeki, ne de dışımızdaki hainler ve münafıklar bitmeyeceğine göre, onlara karşı tedbirimizi almalı, hazırlıklarımızı hızlandırmalıyız.
Bir Referandum nelere kadirmiş, Avrupa'nın maskelerini düşürüp vahşi yüzlerini nasıl da ortaya çıkardı.