ÖZLEM DOĞAN

"Avazeyi şu aleme davud gibi sal

Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş"

-Baki-

Mahmud Abdülbaki, 1526 yılında İstanbul Fatih'te dünyaya geldi. Fatih Camii müezzinlerinden Mehmed Efendi'nin oğlu olan Baki, küçük yaşta saraç çıraklığına verilse de, yaratılışındaki kabiliyet onu ilim yoluna sevk etti. Sahn medreselerinde eğitim gören Baki, güzel huyluluğu, nezaketi, engin fikirleri ile hemen fark edilen büyük şairin gazelleri genellikle lirik denilen tarzda yazılmıştır.

Kanuni Sultan Süleyman tarafından oldukça sevilen ve değer gören Baki'yi ileri geri konuştuğu için Kanuni "Bakî bed, nefyi ebed, Bursa'ya red" diyerek sürgüne gönderdi. Bakî de bu fermana karşılık:


"Öldünse ey Bakî değildir cihan mülkü Süleyman'a baki.
Buna çarkı felek derler. Ne sen baki, ne ben baki"

Şiiriyle cevap verdi. Fakat usta şair, Kanuni öldüğünde "Kanuni Mersiyesi"nde, Zigetvar Seferinde 71 yaşındayken ölen Padişah'ı Büyük İskender'le mukayese ederek onun her alandaki cömertliğini şu satırlarla taçlandırdı:

Kasideden mersiyeye
"Şah-ı Skender-efser ü Dara-sipah idi
Dünyaya hak-ı bar-gehi secde-gah idi
Bir lûtfu çok mürevveti çok padşah idi"

Kazaskerliğe kadar yükselen Baki'nin en büyük idealinin şeyhülislam olmak olduğu rivayet edilir. Hatta bu arzusuna ulaşamadığı için aşağıdaki beyti yazdığı söylenir:

"Kadrini sengi musallada bilip ey Baki,
Varıp el bağlayalar karşında saf saf."

1600 yılında ölen Baki'nin cenaze namazını Şeyhülislam Sun'ullah Efendi kıldırmış ve tabutu önünde aynı beyti okumuştur. Baki'nin önemli eserleri: 4508 beyitlik Dîvanı, Faza'ilül Cihad, Hadis-i Erbain Tercümesi, Fazail'i Mekke ve Kanuni Mersiyesi'dir.

Muhabir: Yazar Silinmiş