Bismillahirrahmanirrahim…
“Kendilerinde huzur bulmanız için kendi türünüzden eşler yaratması, böylece aranızda Meveddet (cinsel câzibe) ve Rahmet (sevgi) var etmesi, O’nun varlığının delillerindendir. Hiç şüphesiz bunda düşünen bir halk için, çıkarılması gereken nice dersler vardır.” (Rûm, 21)
Erkek olsun kadın olsun, bülûğ (ergenlik) çağına eren her insan, cinsel duygulara sâhip olur. Rûh ve beden sağlığına göre bu duygular artar veya eksilir. Kişi aldığı terbiye ve yaşadığı ortama göre bu duygularını açığa vurur ve tatmin etmek yoluna gider.
Ciddî bir Müslüman veya yaradılıştan sâhip olunan ahlâk cevherini koruyabilmiş her insan için cinsel ihtiyaçlarını giderip tatmine ermenin biricik yolu evliliktir.
Bunun içindir ki evlilik kurumu ilk insan toplumlarından zamanımıza kadar varlığını korumuştur.
EVLİLİK FITRÎ BİR İHTİYAÇ, DÎNÎ BİR GÖREVDİR
Gerçek değeri ve kutsallığını peygamberler izinde yaşamış topluluklarda bulduysa da, evlilik kurumunun cinsel anarşi ortamlarında bile varlığını koruyabilmesinin iki ana sebebi vardır.
a‐ Evlilik, diğer bir ifadeyle aile duygusu insanda fıtrîdir; yaradılışdandır.
b‐ Evlilik Hz. Muhammed dâhil bütün peygamberler tarafından öğütlenip emredilmiştir.
İnsanların yaratıcısı olan yüce Allah, erkeği kadına, kadını da erkeğe eğilimli ve ihtiyaçlı yaratmıştır. Erkeklere kadınları ve oğulları sevdirmiştir. Erkeğe dölleme, kadına da doğurma gücünü vermiştir. Erkekle kadın arasında çocuk sonucuna götürecek pek kuvvetli bir câzibe yaratmıştır. Eşlere çocuk sevgisi yanı sıra büyütmek için gerekli olan fedakârane çalışma, sabır ve merhamet duygularını lütfetmiştir.
Yukarıda özetlediğimiz bu özellikler ve benzerleri, her bir insanın varlığına sindirildiği için; kadın‐erkek, genç‐ihtiyar, âlim‐câhil her insan evliliğe eğilimli, istekli ve atılımlı olmuştur.
PEYGAMBERLERİMİZ BİZİM ÖRNEKLERİMİZ
Allah’ın insanlığa gönderdiği son ilâhî düzen olan İslâm’ın yönetiminden yoksun insanlığın evliliği koruyabilmesinin sırrı, işte bu yaratılıştan fışkıran evlilik ihtiyacıdır.
Yüce Allah, insanları evliliğe eğilimli ve ihtiyaçlı yarattığı gibi, insanlar içinden seçip gönderdiği peygamberlerle de evliliği emir buyurmuştur.
İnsanlığın büyük önderleri olan peygamberler, insanlara sürekli olarak evliliği aşılamışlar, bizzat da örnek olmuşlardır.
İnsanlar, yaratılıştan sâhip oldukları evlilik arzularının Allah’ın özel emirleriyle de takdis olunduğunu görünce, evliliğe yönelmişlerdir. Böylece evlilik, insanlık kültürünün ana kurumu olmuştur.
İnsanın fıtrî yapısı aynı özelliğini koruduğu, İslâm Dîni yanı sıra tahrife uğramış semâvî dinler de etkinliğini sürdürdüğü için, evlilik kurumu, varlığını sürdürmektedir ve sürdürecektir.
İSLÂM DÎNİ EVLİLİĞİ EMREDİCİDİR
Cinsel hayat fıtrî bir ihtiyaç olduğu, engelleyici bedenî ve malî zarûret olmaksızın ertelenmesinden ancak cinsel haramlar doğabileceği içindir ki yüce Allah, Hz. Muhammed aracılığı ile gönderdiği İslâm Dîni’nde mü’minleri evliliğe yöneltmiştir.
Evlilik, İslâm Dîni’nin iki ana kaynağı olan Kur’ân ve Sünnet’te öylesine yer almıştır ki, ilâhî düstûrların büyük çoğunluğunun evlilik etrafında kümeleştiğini söylemek mümkündür.
KUR’ÂN‐I KERÎM’DE EVLİLİK
Kur’ân‐ı Kerîm’de başta Bakara, Nisâ, Nûr ve Talâk sûreleri olmak üzere, hemen hemen bütün sûrelerde evlilik doğrudan ve dolaylı olarak yer almaktadır. Çünkü boşanma, mîras, neseb‐süt‐evlilik akrabalığı, vasiyyet, örtünme, ana‐baba ve akrabaya ihsan, cinsel haramlara ilişkin bazı cezalar vs. evlilikle ilgilidir.
Kur’ân‐ı Kerîm’de yasaların insanların evli olduğu esasına dayanılarak konulduğunu söylememiz bile mümkündür. Çünkü evlilik, Kur’ân‐ı Kerîm’in hemen hemen her sûresine sinmiştir. Kur’ân‐ı Kerîm’de esir müslüman kadınlarla evlilik emri yanısıra (Nisâ 25) “Evleniniz.” emrinin açık olarak Nisâ sûresinin üçüncü âyetinde yalnız bir defa, o da birden fazla kadın alabilme ruhsatı ile ilgili olarak verilmesi, yukarıda işaret ettiğimiz gerçeğin delilidir.
Sonuç olarak şöyle diyebiliriz: Kur’ân‐ı Kerîm’de “Evleniniz.” ve “Evlendiriniz.” emri özel olarak birer defa geçer, ama bütün Kur’ân evliliğe yönelticidir.
SÜNNET’TE EVLİLİK
Kur’ân‐ı Kerîm’in açıklaması olan Allah’ın Resûlü’nün sünnetinde ise evlilik açık olarak öğütlenmekte, hatta tekrar tekrar emrolunmaktadır. Evliliğe yöneltici olan Peygamberî buyrukları üç başlık halinde sunmaya çalışacağız.
a‐ Evliliğe teşvik edici genel ilkeler,
b‐ Çocuk sâhibi olmak için evliliğe teşvik edici düstûrlar,
c‐ Cinsel haramlardan korunmak için evliliğe teşvik edici kurallar.
EVLİLİĞE TEŞVİK EDİCİ GENEL İLKELER
İslâmî hayatı evlilik üzerine temellendiren ve Kur’ân’da “evlendiriniz” ve “evleniniz” “emirlerini veren Yüce Rabbimiz, eşlerden her birini diğerini tamamlayan ve bütünleyen anlamına Zevc olarak isimlendirmiştir.[1] O’nun Elçisi olarak Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed de (sav) bu çizgide evliliğe yönlendirmiştir.
O, bir hadîslerinde bekârlık ve dulluğun mânevî yoksulluğuna değinerek şöyle buyur muştur:
BEKÂRLIK YOKSULLUKTUR
“Karısı olmayan erkek; çok mal sâhibi olsa da yoksuldur, yoksuldur, yoksuldur. Kocası olmayan kadın; zengin olsa da yoksuldur, yoksuldur, yoksuldur.”[2]
‐ Allah şanını ve bağlılarını artırsın‐ o, bir diğer hadîslerinde evliliğin kendisinin ve diğer Peygamberlerin yolu olduğunu şöylece açıklamışlardır:
EVLENMEK PEYGAMBERLER YOLUDUR
[“Nikâh/evlenmek benim sünnetimdir; emrimdir, uygulamamdır. Sünnetimle amel etmeyen benim yaşam çizgimde değildir. Evleniniz. Çünkü ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övünürüm; övüneceğim. O halde gücü yeten evlensin. Evlenemeyen oruç tutsun. Oruç, oruç tutan kişi için koruyucudur.”
EVLİ, ALLAH KATINDA
DAHA DEĞERLİDİR
Bekâra‐dula kıyasla, nafaka ve çocuk yetiştirme yükümlülüğü gibi uygulayacağı ilâhi emirler daha fazla olacağı ve cinsel nitelikli haramlardan daha iyi korunabileceği ve böylece güzel bir kul olabileceği için evli, Allah katında daha üstün olma konumundadır. Onun yükümlülükleri ve ailevî problemler içinde kafası ve kalbini hazırlayarak yapacağı ibâdetler de pek tabîdir ki daha sevaplı olacaktır. Bu sebepledir ki, Allah’ın Resûlü evliliğe teşvik olarak değerlendirebileceğimiz hadîslerinde de şöyle buyurmuşlardır: “Evlinin iki rekat namazı, bekârın yetmiş rekat namazından daha üstün ve sevaplı olabilecek konumdadır.”
“Allah bir kulunu îmanlı, ibâdetli ve ahlâklı bir kadınla rızıklandırırsa, ona dîninin yarısı üzerinde yardım etmiş olur. Diğer yarısı için Allah’ın emir ve yasaklarına aykırılıktan korunsun.”
EVLİLİKTE RIZIK VARDIR
Utanmak, güzel koku sürünmek, dişleri temizlemek ve evlenmek, bütün peygamberlerin özellikleri ve öğretilerindendir. Peygamberlerin emrettiği ve fıtratın gerektirdiği evliliğe genelde fakirlik engel görüldüğü için Rabbimiz, Nûr sûresininn 32. âyetiyle “Fakir evlilerin ihtiyaçlarını gidereceği ve onları feraha kavuşturacağını” vaad etmiştir.
Kur’ân çizgisinde Peygamberimiz de “Rızkı evlilikte arayınız.” buyurarak evliliğe yönlendirmiş ve “Fakirlik korkusuyla evlenmeyenler/evlendirmeyenler bizim yaşayışımız üzerinde değildir” buyurmuşlardır.
İslâmî bilinçle evliliği amaçlayacak ve nafaka sorumluluğunu üstlenecek kişinin daha duyarlı davranabileceği, daha çalışkan ve atılgan olabileceği düşünülürse bu Peygamberî yönlendirme ve uyarıları derinden kavrayabiliriz.