Fransa Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Lübnan hükümetinin bu yöndeki kararının "Lübnan'ı egemen, yeniden inşa edilmiş, müreffeh, komşularla kararlaştırılmış sınırlar dahilinde toprak bütünlüğüne sahip ve barış içinde" bir ülke yapma kararlılığının "güçlü bir göstergesi" olduğu belirtildi.
Lübnan'ın ülkedeki tüm silahları devlet tekeline alma kararının memnuniyetle karşılandığı açıklamada, bu "cesur ve tarihi" kararının uygulanmasında Lübnan otoriteleriyle dayanışma içinde olunduğu vurgulandı.
Açıklamada, ülkedeki tüm taraflara Lübnan hükümetinin "egemen ve meşru" şekilde aldığı karara uyma çağrısı yapıldı.
Ayrıca açıklamada, İsrail'den Lübnan ile 26 Kasım 2024’te yaptığı ateşkesin gerektirdiği yükümlüklere tamamen uyması istendi.
Lübnan'da dün toplanan Bakanlar Kurulu, Hizbullah'ı da kapsayacak şekilde ülkedeki tüm silahlı varlığın devlet tekeline alınması ve grupların elindeki silahların toplanması kararını kabul etmişti.
Lübnan Enformasyon Bakanı Paul Markus, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, hükümetin, aldığı kararlarla ülkede istikrarı sağlamayı, devlet otoritesinin tesisini ve yeniden inşayı hedeflediğini ifade ederek "Toprakların tamamında, Hizbullah dahil olmak üzere, silahlı varlığın sona erdirilmesi ve sınırda ordunun konuşlandırılması konusunda mutabık kaldık." demişti.
- Hizbullah'ın "silah bırakması" meselesi
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 19 Haziran'da Beyrut yönetimine "ülkedeki tüm silahların yalnızca devletin denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak belirleyen" ABD önerisini sunmuştu.
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, 29 Temmuz'da yaptığı açıklamada "devletin egemenliğini yalnızca kendi güçleriyle ülkenin tüm topraklarında tesis etme" konusunda görüşmeler gerçekleştirileceğini söylemişti.
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, 30 Temmuz'da yaptığı açıklamada, silah bırakmanın Lübnan'ın iç meselesi olduğunu, Hizbullah'ın İsrail için silah bırakmayacağını ifade etmişti.





