Hiç çivi kullanılmadan, tahtaların birbirlerine geçirilmesiyle inşa edilen Samsun'un Çarşamba ilçesindeki Çivisiz Cami adeta yıllara meydan okuyor.

Adem Özköse
[email protected]


Memlekete her gidişimde Çivisiz Cami'yi ziyaret eder, açıksa caminin içinde, değilse etrafında uzun uzun vakit geçiririm. Bir taraftan caminin büyülü atmosferi beni alıp yüzyıllar öncesine götürür, diğer taraftan da caminin etrafında geçen senelerimi, hatıralarımı anarım. İlkokulu camiye pek de uzak sayılmayacak Hasbahçe İlköğretim Okulu'nda okumuştum. İmam Hatip yıllarımda da ne zaman yalnız kalmak istesem kendimi Çivisiz Cami'ye atar, etrafı eski dönemlerden kalma mezarlarla dolu olan caminin bahçesinde uzun uzun düşüncelere dalardım. Çivisiz Cami benim için hep büyük bir süratle akıp giden hayatı durdurup bir köşeye çekilme; nereye doğru gittiğimi anlamak için bir sığınak oldu. Caminin yıllardır imamlığını yapan Hüseyin Hoca da yaptığı sohbetlerle düşünce ve kalp dünyamıza etkisi bugün bile süren sözler, nasihatler yerleştirdi. Hüseyin

Hoca'nın sohbetlerini Çivisiz Cami'de değil de başka bir mekanda dinleseydim eminim ki bu kadar çok etkilenmezdim. Fakat mekan sözü daha da anlamlı kılıyor. Söze karşı kalbin ve zihnin daha da açık hale gelmesini sağlıyor.

Ahşap mimarinin en güzel örneği

Kurban Bayramı vesilesiyle memleketim Çarşamba'yı ziyaret ettiğim bu günlerde her zaman yaptığım gibi ilk fırsatta soluğu yine Çivisiz Cami'de aldım. Bizim memlekette de herkes ve her şey değişime uğrasa da 806 yıl önce yapılan Çivisiz Cami değişmeden, aynı şekilde duruyor. Camiyi bıraktığım gibi bulmak beni ne kadar çok sevindirdi anlatamam. Önce ayakta bir süre durup camiyi seyrettim, daha sonra da caminin namaz vakitleri dışında açık olan küçük bölmesine geçip eski günlere doğru uzun bir yolculuğa çıktım. Anadolu ahşap mimarisinin en eski ve en güzel örneklerinden olan Çivisiz Cami 1206 yılında yapılmış. Caminin kimin tarafından yapıldığı tam olarak bilinmiyor. Kimileri Çivisiz Cami'nin bölgeye gelen İslam davetçileri tarafından yapıldığını söylüyor. Kimileri ise caminin Karadeniz'e donanmasıyla gelen Müslüman bir komutan tarafından inşa edildiğini iddia ediyor. Caminin yapımında tek bir tane bile çivi kullanılmamış. Dış

duvarları 10 santimetre kalınlığında olan Çivisiz Cami, 392 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Tavanı çeşitli bitkisel motiflerle süslü olan caminin kiremitlerle örtülü olan çatısı ise camiyi adeta bir şemsiye gibi örtüyor.

Çivisiz Cami'deki işaretler

Eskilerin Garipler Mezarlığı, şu an ise Göğceli Mezarlığı olarak bilinen yerde bulunan Çivisiz Cami kestane, dişbudak, karaağaç gibi ağaçlardan yapılmış. Caminin tahtalarının çürümemesi için de ilginç teknikler kullanılmış. Her bir ağacın kesilme mevsimi tespit edilerek o mevsimde kesildikten sonra ateşte fırınlanmış. Cami tabanı ahşaptan yapılmış ve tabanın çürümemesi için de havalandırma sistemi kurulmuş. Yine cami içindeki ahşap sütunlar, zemine içerisinde deprem boşluğu bırakılarak yerleştirilmiş. Caminin tavanında çatıyı tutan sütun yeri ellerini sağa sola açmış bir insan gibi inşa edilmiş. Bu durum bir deprem sırasında sağa sola esnemeye karşı dengede durmayı kolaylaştırıyor. Çivisiz Cami'nin ahşaptan yapılmış tek parça minber oymaları da hemen dikkat çekiyor. Caminin giriş saçağı hilal şeklinde ve giriş kapısının üstünde yay şeklinde bir görünüm var. Kapıdan içeriye girdiğinizde de birinci direkte karşınıza yukarıyı gösteren ok işaretleri çıkıyor. Bu işaretlerin ne anlama geldiği kimse tarafından bilinmiyor. Fakat yıllardır

herkes işaretleri kendi hayal dünyasına göre yorumluyor. Çivisiz Cami'nin altındaki derinlik de caminin hava almasını sağlarken, nemi ve çürümeyi de önlüyor.

"Ecdadın ruhu parlak; zekası keskindi"

Ben kendimi bildim bileli caminin imamlığını yapan Hüseyin Hoca, Çivisiz Cami'nin yıllardır ayakta kalmasını eskilerin ince idrakine bağlıyor. Hüseyin Hoca şunları söylüyor: "Çivisiz Cami yapılırken bir şey değil; bir çok şey düşünülmüş. Ecdadımız teknik ile ruhu bir araya getirmiş. Teknoloji o zamanlar bugün ki kadar gelişmiş olmasa da insanların ruhları parlak, akılları keskinmiş. Ecdadımızın ruh parlaklığı, akıl keskinliği inşa edilen eserlere de yansımış. Bugünkü teknoloji Çivisiz Cami'nin yapımında kullanılan tekniği anlamada güçlük çekiyor. Çünkü onlar ruhun gücünü anlamaya yanaşmıyorlar." diyor. Son yıllarda ismi bir hayli duyulan Çivisiz Cami'nin artık Türkiye'nin dört bir yanından ziyaretçileri oluyor. Özellikle Karadeniz turuna çıkan yerli ve yabancı turistler Çarşamba'dan geçerken mutlaka Çivisiz Cam'iye de uğruyorlar. Bizim çocukluğumuzda caminin bu kadar çok ziyaretçisi olmuyordu. Fakat artık camiyi her ziyaret edişimde Çarşamba'nın dışından gelen ziyaretçilere de rastlıyorum. Eğer sizin de bir gün yolunuz buralara

düşerse yüzyıllar öncesinden kalma bu huzur dolu mabedi görmeden geçmeyin derim. Çivisiz Cami'nin insana vereceği birçok ders var. Çaktığınız çiviler sizi tedirgin ediyorsa veya hayatınız dünyaya çakmaya çalıştığınız çivilerin peşinde geçiyorsa, demek ki çivi çakmamak lazımmış. Hatta çivi çakma derdiniz olmayınca hayat daha sağlam ve dayanıklı oluyormuş. Tıpkı Çivisiz Cami gibi…

Muhabir: Yazar Silinmiş