Sureler olaylar üzerine ihtiyaca binaen inmiştir. Bunun için surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi surenin muhtevasını daha iyi kavranmasını sağlar. Sizin için 114 surenin iniş sebeplerini araştırdık. Allah sureleri hakkıyla anlayabilmeyi nasip etsin. Bu yazımızda Ali İmran suresinin neden indirildiğini bulabilirsiniz. İşte Ali İmran nüzul sebebi...
Kuran'ı Kerim'in 3. suresi olan Ali İmran suresi Medine döneminde inmiştir. 200 ayet olan Ali İmran suresi 33. ayetinde geçen Ali İmran kelimesinden dolayı bu ismi almıştır. Ali İmran suresinde Allah'ın birliği, yüce sıfatları bildirilmekte, peygamberlerin hepsinin Allah'ın kulları olduğu, inkar etmenin ya da ilah edinmenin yanlışlığı açıklanmaktadır.
Ali İmran suresinin fazileti : Kıyamet gününde Kur'an-ı kerîm ve onunla amel edenler getirilirler. Kur'an-ı kerîmin önünde, (en uzun oldukları ve en çok hüküm kendilerinde olduğu için) Bekara ve Âl-i İmran sûreleri bulunacaktır. Bu iki sûre sanki iki bulut yahut aralarında bir nûr bulunan iki siyah gölgelik veya sahiblerini müdafaa eden (savunan) saf bağlamış uçan iki kuş topluluğu gibi olacaklardır. (Hadîs-i şerîf-Müslim)
Bu sûrenin ve bazı ayetlerinin faziletleri hakkında birçok rivayet bulunmaktadır. Bakara ile Âl-i İmran sûrelerinin önemine değinen hadisler sebebiyle İslam bilginleri bu iki sûrenin tefsirine ayrı bir ilgi göstermişler ve bunları konu edinen özel tefsirler kaleme almışlardır. Bir hadîs-i şerifte Resûlullah, Bakara ve Âl-i İmran sûrelerini iyi bilip gereğince davrananlara bu sûrelerin kıyamet gününde şefaatçi olacağını haber vermiş (Müslim, "Salatü'l-müsafirîn", 42; Tirmizî, "Fezailü'lKur'an", 4), bir başka hadiste de yüce Allah'ın "ism-i a'zam"ının Bakara sûresinin 163. ayeti ile Âl-i İmran'ın başında bulunduğunu belirtmiştir (Tirmizî, "Daavat", 64; Ebû Davûd, "Salat", 352).
ALİ İMRAN SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
Bir rivayete göre Necran hristiyanlarının bir heyeti hakkında nazil olmuştur. Bu heyet Necran emiri (Akib), veziri (Seyyid) ve din adamları (Uskuf) dahil on dört ileri gelen ile birlikte 60 kişiden oluşmuştu. Onlar Rasulullah (s.a.s)' in yanına geldikleri zaman: "İsa'nın babası kimdir?" diye sordular ve İsa (a.s) hakkında tartıştılar.
Onlardan heyet adına üç kişi konuşuyor ve İsa (a.s) hakkında değişik görüşler ileri sürüyordu.
Bazen: "İsa Allah'tır. Çünkü o ölüleri canlandırmıştır,"
Bazen:"İsa Allah'ın oğludur. Çünkü İsa'nın babası yoktur,
Bazen de: "O üçün üçüncüsüdür. Çünkü Allah (c.c.) Kur'an'da "dedik", "yaptık" buyuruyor. Eğer Allah tek olsaydı "dedim", "yaptım" derdi, diyor ve İsa (a.s) hakkında daha bunlara benzer bir çok yalan ve iftirada bulunuyorlardı. Rasulullah (s.a.s) onların bu soru ve iddialarını dinledikten sonra onlara:
"Çocuğun babasına benzediğini bilmiyor musunuz?" dedi. Onlar:
"Evet! Biliyoruz" dediler. Bunun üzerine Rasulullah:
"Bizim Rabbimiz hayy'dır, ölmez. İsa ise yok olmuştur, bilmez misiniz?" dedi. Onlar:
"Evet" dediler. Rasulullah (s.a.s) onlara:
"Rabbimizin herşeye Kaim (gözetici ve kontrol edici) olduğunu, rızık verdiğini ve koruduğunu bilmez misiniz?" dedi. Onlar:
"Evet biliyoruz" dediler. Bunun üzerine Rasulullah:
"İsa bu özelliklere sahip miydi?" diye sordu. Onlar:
"Hayır" diye cevap verdiler. Rasulullah (s.a.s):
"Rabbimiz rahimlerde olanlara istediği gibi şekil verir. O; ne yer ne içer. O'ndan hades (abdesti bozacak şeyler) sadır olmaz." dedi. Onlar da:
"Evet" dediler. Rasulullah:
"İsa'nın annesi İsa'yı diğer kadınlar gibi karnında taşımış sonra onlar gibi doğurmuş, onlar gibi beslemiştir. Onun yemek yediğini, su içtiğini ve hades giderdiğini bilmez misiniz?" dedi. Onlar:
"Evet bunu da biliyoruz" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) onlara:
"Öyleyse hali böyle olan bir kimse nasıl sizin iddia ettiğiniz gibi Allah ya da Allah'ın oğlu olabilir?" dedi.
Bu soru karşısında heyetteki herkes sustu ve bu soruya onlardan hiç kimse cevap veremedi.
İşte Allah (c.c) Ali İmran suresinin 80 küsür ayetini bu kimseler ve bu olay hakkında indirmiştir.
Peygamber ile Yemen'in Necran elçileri arasındaki tartışmaya parmak basan rivayetler belirtiyor ki; İsa'nın (selam üzerine olsun) dünyaya gelişi, annesi Meryem ve Yahya'nın doğumu ile ilgili kıssalar ve bu surede yeralan diğer kıssalar elçilerin etrafa yaymaya çalıştığı şüpheleri etkisiz hale getirmek amacıyla inmiştir.
AL-İ SÛRESİ'NİN FAZİLETİ VE YARARLARI
Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:
"İki beyaz gül bahçesini okuyunuz. Bu bahçeler Bakara ve Al-i îmran sûreleridir. Bu iki sûre, kıyamet gününde birer beyaz bulut, birer beyaz mermer kitlesi gibi okuyucularının üzerinde durur, mahşerin şiddetli hararetine karşı gölge yaparak serinliğe vesile olurlar."
"Kim Al-i Imran sûresini cuma günü okursa, güneş batmcaya kadar ona Allahü Teala rahmet, melekler de istiğfar ederler."
"Allahü Teala'nın ism-i a'zamı şu iki ayettir: Birincisi Bakara sûresinin 163'üncü ayeti, İkincisi Âl-i İmran sûresinin başı."
"Âl-i Imran'ı okuyan kimseye kıyamet günü Sırat üstünde, okuduğu her bir ayetin karşılığında emniyet verilir." Abdullah bin Mes'ûd buyurdu ki:
"Âl-i Imran sûresi; gecenin sonunda kalkıp okuyan yoksul için ne güzel bir hazinedir."
Abdullah bin Abbas buyurdu ki:
"Kim Al-i İmran sûresini okursa zengin olur."
Kıyamet gününde Kur'an-ı kerîm ve onunla amel edenler getirilirler. Kur'an-ı kerîmin önünde, (en uzun oldukları ve en çok hüküm kendilerinde olduğu için) Bekara ve Âl-i İmran sûreleri bulunacaktır. Bu iki sûre sanki iki bulut yahut aralarında bir nûr bulunan iki siyah gölgelik veya sahiblerini müdafaa eden (savunan) saf bağlamış uçan iki kuş topluluğu gibi olacaklardır. (Hadîs-i şerîf-Müslim)





