Kuran'da adı geçe Peygamberlerden Hz. Hud nasıl vefat etmiştir? Hud Peygamber nasıl vefat etmiştir? Peygamber mucizelerle dünyaya geldiği gibi dünya hayatından ayrılışlarında da hikmet barındırıyor. Bu yazımızda Hud Peygamberin nasıl dünyaya gönderildiğini ve nasıl vefat ettiğini bulabilirsiniz. Detaylar haberimizde...
Hûd Aleyhisselam
Yemen'de bulunan Âd kavmine gönderilen peygamber. Nûh aleyhisselamın oğlu Sam'ın neslindendir. Bir ismi de Âbir olup, lakabı Nebiyyullahtır. Kur'an-ı kerimde ismi bildirilen peygamberlerdendir.
Yemen'de Aden ile Umman arasında bulunan Ahkaf diyarında doğup yetişti. Çocukluğundan itibaren Allahü Tealaya ibadet etmekle meşgul oldu. Ara sıra ticaretle de uğraşan hûd aleyhisselam, gayet şefkatli ve çok cömertti. Nûh tûfanında sonra torunlarından biri olan Âd, Yemen'de Hadramut civarında Ahkaf denilen yerde yerleşti. Âd'ın neslinden gelen insanlar çoğalarak büyük bir kavim oldular. Bunlara Âd kavmi denildi. Bulunduları belde bereketli bir yerdi. Bağlar, bahçeler her tarafı sarmış ve İrem bağları diye meşhur olmuştu. Oğulları, malları, davarları ve muhteşem sarayları vardı. Güçleri, kuvvetleri, boyları ve cüsseleri ile meşhur olan bu insanlar, servetlerinin ve maddi güçlerinin çokluğuna bakarak azdılarve doğru yoldan, dinlerinden ayrıldılar. Yeryüzünde büyüklük tasladılar. Allahü tealayı unuttular ve çeşitli putlara tapmaya başladılar. Ellerindeki maddi imkanlarla etrafa dehşet salıyorlar, fakirleri ve diğer kabileleri zulümleri altınta inletiyorlardı. Onları köle gibi çalıştırıyorlar, çeşitli işkencelerle öldürüyorlardı. Allahü teala, Âd kavmine doğru yola kavuşturmak için Hûd aleyhisselamı onlara peygamber gönderdi. bu hususta Kur'an-ı kerimde meÂlen buyruldu ki:
Âd kavmine kardeşleri Hûd'u peygamber olarak gönderdik. Hûd (aleyhisselam) onlara; ''Ey kavmim! Allahü tealaya ibadet edin. İbadet edilecek o'ndan başkası yoktur. Hala o'nun azabından korkmayacak mısınız?'' dedi. (A'raf sûresi:65) Hûd aleyhisselam kavmini doğru yola kavuşturmak için tebliğ vazifesine başladı. Onları putlara tapmaktan, zulüm ve günahlardan tövbe ederek vazgeçmeye ve Allahü tealaya şükür ve ibadete çağırdı.
Fakat Âd kavminin insanları, Hud aleyhisselamı dinlemeyip, ona karşı kaba ve inkarcı davrandılar. Hûd aleyhisselam kavminin bu tutumu üzerine; ''Eğer doğru yola gelmezseniz, haberiniz olsun, ben size tebliğ vazifemi yapıyorum; Rabbim size acı bir azap gönderir de helak olursunuz?'' buyurdu. Azgın Âd kavmi, Hûd aleyhisselama; ''Mûcize getirmeden putlarımızı terk etmeyiz.'' dediler. Hûd aleyhisselam onlara; ''İstediğiniz mûcize nedir?'' diye sordu. Onlar da ''Rüzgarı istediğin tarafa çevir!'' dediler. Hûd aleyhisselam dua etti. Allahü teala; ''Ne tarafa istersen elinle işaret et!''^buyurdu. O da eliyle işaret edince, rüzgar istediği istikamette esmeye başladı. Büyük kayaların toprak olmasını istediler. Hûd aleyhisselamın duası ile bu da oldu. Bu mûcizeleri gördükleri halde inanmayıp hırçınlaşarak koyunların yünlerinin de ipek olmasını istediler. Hûd aleyhisselam dua etti. koyunların yünü ipek haline geldi. Âd kavmi, gösterilen mûcizelere rağmen inanmadılar. ''Sen bizi putlarımızdan ayırmak için mi geldin? Doğru söylüyorsan, haydi bizi tehdit azabı getir de görelim!'' dediler. Hûd aleyhisselam kavmini imana davete devam etti. Pek az kimse iman etti. Kavmi ise hakaret edip kendinden geçinceye kadar dövdü. Kavminin ıslah olmayacağını anlayan hûd aleyhisselam: ''Ya Rabbi! Sen herşeyi biliyorsun. Ben onlara peygamberliğimi bildirdim. Ey Rabbim! Onlara, ders almalarına vesile olacak bir musibet ver?'' diue bedduada bulundu. hûd aleyhisselamın bedduasını kabul buyuran Allahü teala, Âd kavmine önce kuraklık, kıtlık musibetini verdi. Üç sene müddetle akan pınarlar kurudu. Yeşillikler sarardı, soldu. Meşhûr İrem Bağları yok oldu. İnsanlar bir yudum suya, bir parça ekmeğe muhtaç hale geldiler. Hayvanlar susuzluktan telef oldular. Devamlı olarak bunaltıcı kuru bir rüzgar esiyordu. İnsanlar ağızlarını güçlükle açıyor, zor nefes alıyordu. tozdan göz gözü göremiyordu. bu arada Hûd aleyhisselam kavmini imana, tövbe ve istiğfara davete devam ediyordu. Hûd aleyhisselamın kavmine mealen şöyle dediği bildirilmektedir:
''Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin. Sonra o'na tövbe edin ki, gökten üzerinize bol bol bereket (ekinleri yetiştirecek yağmur) indirsin ve kuvvetinize kuvvet katarak sizi çoğaltsın. Günahlarınıza ısrar ederek imandan yüz çevirmeyin.'' (Hûd sûresi: 52)
Hûd aleyhisselamın bu son daveti de onların aklını başlarına getirmeye yetmedi. Hûd aleyhisselama işkenceye ve onu öldürmeye kalkıştılar. Artık onlara azabın gelmekte olduğu Hûd aleyhisselama bildirildi. Bir sabah Hûd aleyhisselam iman edenleri biraraya topladı. Gün ağarırken ufukta siyah bir bulut belirdi. Bunu gören Âd kavmi, işte bize yağmur geliyor, dediler. Hûd aleyhisselam ''Hayır, o can yakıcı azab veren bir rüzgardır. Her şeyi yok eder.'' dedi. Rüzgar korkunç bir ses çıkararak vadiyi kapladı. Son derece hızlı ve soğuk olup, her şeyi saman çöpü gibi savuruyordu. Fussilet sûresi 16. ayet-i kerimesinde, bu rüzgar ''sarsar'' (kavurucu rüzgar); azab günleride ''eyyam-ı nahisat'' olarak geçmektedir. Âd kavmi kasırgadan kurtulmak için tutundukları ağaç ve taşlarla birlikte havaya fırlayarak paramparça oldular. Hepsi ölüp yere serildiler. Daha sonra rüzgar bunları sürükleyip denize attı. Mal ve mülklerinden hiçbir eser kalmadı, helak olup gittiler. Âd kavminin helak oluşu Kur'an-ı kerimde mealen şöyle bildirilmektedir:
''Nihayet Hûd'u ve beraberindeki iman edenleri, rahmetimizle kurtardık ve ayetlerimizi tekzib ederek, yalanlayarak iman etmemiş olanların kökünü kestik.'' (A'raf sûresi: 72) Hûd aleyhisselam ve ona iman edenler bu şiddetli kasırgada Allahü teala tarafından muhafaza edildiler. Kafirleri helak eden şiddetli fırtına, onlara serinletici ve rahatlatıcı hafif bir rüzgar gibi esiyordu. Hûd aleyhisselam, Âd kavmi helak olduktan sonra, kendine inananlarla birlikte Mekke-i mükerremeye gitti. Kabe-i muazzamanın bulunduğu yerde ibadet ve taatla meşgul oldu ve orada vefat etti. Kabrinin Harem-i şerif( Kabe-i muazzamanın etrafındaki mescit) te Hicr denilen yerde bulunduğu rivayet edilmektedir.
Hûd aleyhisselam ve peygamber olarak gönderildiği Âd kavmiyle ilgili olarak Kur2an-ı kerimin A'raf, Hûd, Mü'minin, Fussilet, Ahkaf, Zariyat, Kamer, Hakka, Şuara ve Fecr sûrelerinde bilgi verilmektedir.





