Nasıl ki surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi de gerekiyorsa tefsirini bilmekte hepsinden daha faziletli ve Kur-an'ı anlamak ve anlatmak istediğini öğrenmek açısından o kadar önemlidir. Bu yeni başlayacağımız tefsir bölümünde 114 surenin de yapılan tefsirlerini sizlere sunmaya çalışacağız. Leyl Suresinin tefsiri nedir? İşte mübarek Müslümana yol gösterici Kur-an'daki Leyl Suresinin tefsirini haberimizde okuyabilirsiniz.

Leyl Suresi 1-4. ayet

Yemin olsun, bürüyüp örttüğünde geceye;

Aydınlandığında gündüze;

Erkeği ve dişiyi yaratma fiiline;

Elbette çabalarınız farklıdır.

Bu yeminler, üzerine yemin edilen varlıkların değerini, onları yaratan gücün büyüklüğünü göstermekte; ayrıca gelecek konunun önemine dikkat çekmektedir. Allah Teala, 3. ayetteki yeminle ilim ve kudretinin sonsuzluğuna ve sanatının üstünlüğüne işaret etmiştir. Zira aynı maddeden yaratılmış olan erkek ve dişi arasındaki cinsiyet farkının şuursuz tabiat tarafından bir tesadüf eseri olarak meydana getirilmesi ihtimal dışıdır. 4. ayette, insanların çabalarının, yaptıkları işlerin türleri, nitelikleri ve amaçları bakımından başka başka olduğu belirtilerek sonucu etkileyecek asıl farklılığın cinsiyete değil davranışların mahiyetine bağlı olduğu ima edilmiş; sonraki ayetlerde ise bu çeşitli işlerin yararlı ve zararlı olanları tanıtılmıştır.

Leyl Suresi 5-11. ayet

Artık kim cömert davranır, günah işlemekten sakınırsa;

Bunların güzel karşılığına da inanırsa;

Biz onu işin kolayına yönlendiririz.

Ama kim cimrilik eder, kendisiyle yetinirse;

Güzel karşılığı da yalan sayarsa;

Biz onu zora sokarız.

Kabir çukuruna düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.

Bu sûrenin indiği Mekke'de insanlar arasında büyük bir gelir farkı bulunuyor; varlıklı putperest Araplar yoksullar karşısında inanılmaz derecede bencil, duyarsız, umursamaz davranıyor; hatta dönemin canlı şahidi olan Kur'an-ı Kerîm'in bildirdiğine göre zengin putperestler, "Dilese Allah'ın doyuracağı kimseleri biz mi besleyeceğiz!" diyecek kadar küstahlaşıyor (bk. Yasîn 36/47), birbirlerine cimriliği öğütleyecek kadar insafsızlıkta ileri gidiyorlardı (bk. Nisa 4/37; Hadîd 57/24). Bu sebeple Mekke döneminde inen ayetlerin Allah'ın birliği inancının yerleştirilmesinden sonra en büyük hedefi insanların kalplerini yoksul ve himayesizlere karşı bencillik, sevgisizlik ve cimrilikten arındırmak; dertlerin de nimetlerin de paylaşılabildiği bir toplumsal ruh ve zihniyet geliştirmek olmuştur. Konumuz olan sûre bu zihniyeti hazırlayan anlamlı tesbitler, öğütler, uyarılar ve müjdeler içermektedir. Sonuç olarak sûrede iki farklı karakter tipi ortaya konmakta; açıkça belirtilmemekle birlikte ifadenin genelinden kolayca anlaşıldığı üzere bunlardan ilki olan cömert ve özverili tip müslüman insanı, cimri ve bencil tip de inkarcıyı temsil etmektedir.

"Güzel karşılık" diye çevirdiğimiz 6. ayetteki hüsna kelimesini müfessirler "iman, kelime-i tevhid, en güzel din olan İslam, namaz, oruç ve zekat, ibadetlerin güzel karşılığı" gibi anlamlarla açıklamışlardır (bk. Şevkanî, V, 530; Elmalılı, VIII, 5876). Bize göre hüsna kelimesi bu bağlamda inanç, ibadet, muamelat ve ahlak ilkeleriyle İslam inanç ve uygulamaları bütününü ifade eder. 7. ayette geçen ve Allah'ın cömert kulu için kolaylaştıracağı bildirilen rahatlık ve mutluluk yolunu ifade etmek üzere "en kolay" anlamına gelen yüsra kelimesi kullanılmıştır. Bu kelime "daha fazla iyilik yapma özelliği, erdemi" olarak da açıklanmıştır. Buna göre insan iyilik yapmaya çalıştıkça Allah da onda iyilik iradesini güçlendirir, iyilik yollarını kolaylaştırır ve sonunda cömertlik denilen güzel haslet onun kişiliğinin ayrılmaz bir özelliği haline gelir.

Cimrilik edip kendisiyle yetinen, yani kendi gücüne ve elindekilere güvenip Allah'ın yardımına muhtaç olmadığını zanneden kişi için Allah'ın kolaylaştıracağı bildirilen zahmet yolu "en zor" anlamına gelen usra kelimesiyle ifade edilmiştir. Bu sebeple cümle genellikle "Biz onu en zora hazırlarız" şeklinde anlaşılmıştır. Allah'ın kulunu zor olana hazırlamasından maksat da kulun, Allah ve resulünün gösterdiği yolu kabul etmeyerek yanlışlarda ısrar etmesi, bu sûre bağlamında ise cimriliğini sürdürmesi neticesinde Allah'ın ondan hidayet ve yardımını çekmesi, onu kendi haline bırakmasıdır. Bu ise insan için en büyük mahrumiyettir. Çünkü bu şekilde kendi başına kalan kul helal haram demeden nefsanî arzularını tatmine çalışır; kötülük yapmak, günah işlemek ona kolay gelir, bunlardan zevk alır. Sonuçta cehennemi boylar; dünyada cimrilik edip biriktirmiş olduğu servetini orada fidye olarak verip cehennem azabından kurtulmak ister ama bu da mümkün olmaz.

Leyl Suresi 12-21. ayet

Doğru yolu göstermek bize aittir.

Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.

Böylece alev alev yanan bir ateşe karşı sizi uyarmış bulunuyorum.

O ateşe ancak gerçeği yalan sayıp sırt çeviren isyankar kişi girer.

Malını Allah yolunda verip arınan takva ehli ise ondan uzak tutulur.
Onun üzerinde birine ait olup karşılığı verilecek bir lutuf yoktur.
Ancak yüce rabbinin rızasını kazanmak için verir.
Bu hoşnutluğa da mutlaka erecektir.

Kitap indirmek ve peygamber göndermek suretiyle hidayet ve dalalet yollarını, hayrı ve şerri açıklamak Allah'a aittir. Bir önceki sûrede açıkça belirtildiği üzere Allah insana duyu ve bilgi vasıtaları, akıl ve irade vermiş; hayrı şerden, hakkı batıldan ayırma imkanını bahşetmiştir. 13. ayette Allah Teala hem dünya hem de ahiret hayatının kendisine ait olduğunu ifade buyurarak, her iki dünyanın kendi yönetiminde olduğunu belirtmekte, dolayısıyla her iki dünyanın iyilik ve güzelliklerini O'ndan istememiz gerektiğini ima etmektedir.

Yüce Allah kullarına doğru yolu göstermekle yetinmemiş, aynı zamanda yanlış yolda gitmenin sonucu olan cehenneme karşı da onları vahiy ve peygamberleri aracılığıyla uyarmıştır.

Bazı müfessirler 19-21. ayetlerin (bk.Taberî, XXX, 146), bazıları ise 5-19. ayetlerin (bk. Elmalılı, VIII, 5881), müşriklerin işkence ettiği köleleri satın alıp azat ederek hürriyetlerine kavuşturan Hz. Ebû Bekir hakkında indiğini söylemişlerdir. Müşrikler Hz. Ebû Bekir'in bu yaptıklarını bir iyilik veya bir menfaat karşılığında yaptığını iddia etmişlerdi. Burada, böyle bir iddiaya karşı cevap da olabilecek şu önemli husus dile getirilmektedir: İman ve amelde takva düzeyine ulaşmış hiçbir mümin, birine iyilik yapmak için mutlaka ondan bir iyilik görmek, bir nimet elde etmek gerektiğini, karşılıksız iyilik yapılamayacağını düşünmez; mümin, her türlü nimetin yalnızca Allah'ın bir lutfu olduğuna, iyiliklerin de bir karşılık elde etmek için değil, sadece Allah rızası için yapılması gerektiğine inanır. Böylece bu ayetlerde müşriklerin bencil ve çıkarcı zihniyet ve ahlak yapılarının yansımasından ibaret olan yukarıdaki iddiaları reddedilmiş, Hz. Ebû Bekir örneğinde gönüllerini insan sevgisi ve cömertlikle bezeyen müminler Allah tarafından takdirle anılmıştır.

"Takva ehli" diye çevirdiğimiz etkå kelimesinin kök anlamı, "büyük bir tehlikeye karşı kendine bir şeyi siper edinerek korunmak"tır. Bu kökten gelen takva kavramı Kur'an'da ağırlıklı olarak, "kötülüklerden uzak durup iyilikler yapmak ve bu amelleri sayesinde kendini cehennem azabına karşı korumak" anlamında geçmektedir. Nitekim burada da 14. ayette muhataplar "alev alev yanan ateş"e karşı uyarıldıktan sonra 17-20. ayetlerde, birine borçlu olmadıkları, kimsenin kendilerinde bir hakkı bulunmadığı halde bile, sırf Allah rızası için insanlara mal yardımı yapıp manen arındıkları ve bu sayede ateşten uzak tutulacakları bildirilmiştir. Nihayet son ayette, Allah rızasına böylesine değer veren, kendisini bu rızadan mahrum bırakacak günahlardan sakınan, tamamen karşılıksız olarak seve seve insanlara yardım edenlerin, Allah tarafından, razı edilecekleri; yani korktuklarından emin ve umduklarına nail olacakları müjdelenmiştir ki, inanan bir kimse için bundan daha büyük bir müjde olamaz.

Asr Suresi nasıl tefsir edilir?

İhlas Suresi tefsiri nedir?

Fatiha Suresi nasıl tefsir edilir?

Felak ve Nas sureleri nasıl tefsir edilir?

Kureyş Suresi tefsiri nedir?

Nasr Suresi tefsiri nedir?

Fil Suresi tefsiri nedir?

Alak Suresi tefsiri nedir?

Fatiha Suresi nasıl tefsir edilir?

Kevser Suresinin tefsiri nedir?

Tebbet Suresi tefsiri nedir?

Kafirun Suresi nasıl tefsir edilir?

Tekasür Suresi nasıl tefsir edilir?

Tin Suresi tefsiri nedir?

Maun Suresi nasıl tefsir edilir?

Karia suresi tefsiri nedir?

Adiyat Suresi nasıl tefsir edilir?

Hümeze Suresi nasıl tefsir edilir?

Kalem Suresi tefsiri nedir?

Zilzal Suresi nasıl tefsir edilir?

Beyyine Suresi nasıl tefsir edilir?

Kadir Suresi nasıl tefsir edilir?

İnşirah Suresi nasıl tefsir edilir?

Duha Suresi nasıl tefsir edilir?

Muhabir: Yazar Silinmiş