Sureler olaylar üzerine ihtiyaca binaen inmiştir. Bunun için surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi surenin muhtevasını daha iyi kavranmasını sağlar. Sizin için 114 surenin iniş sebeplerini araştırdık. Allah sureleri hakkıyla anlayabilmeyi nasip etsin. Bu yazımızda Muhammed suresinin neden indirildiğini bulabilirsiniz. İşte Muhammed suresi nuzul sebebi...
Hakkında
Medine döneminde inmiştir. 38 ayettir. Sûre, adını Peygamber Efendimizin,ikinci ayette geçen adından almıştır. Sûre, ayrıca yirminci ayette geçen "elKıtal" kelimesinden dolayı "Kıtal sûresi", diye de anılmaktadır. Sûrede temel konu cihad olmak üzere başlıca, savaş, esirler, ganimetler ve münafıkların durumu konu edilmektedir.
Nuzül
Sûre Medine'de, Bedir Savaşı'ndan sonra ve muhtemelen Uhud Savaşı esnasında, Hadîd sûresinin peşinden nazil olmuştur. Mekke'de indiğini söyleyenler, İbn Abbas'ın, 13. ayeti kastederek "Mekke'de, Hz. Peygamber oradan keder içinde ayrılırken gelmiştir" sözünü genelleştirerek yanılmışlardır (Kurtubî, XVI, 216; İbn Âşûr, XXVI, 71). Bu ayrılıştan maksat hicret ise, yalnızca 13. ayet Mekke'de inmiş demektir, Veda haccındaki ayrılış kastediliyorsa, o da Medine'de inenlere dahildir.
Muhammed Süresi Nüzul Sebebi
İbn Hibetullah'ın Dahhak ve Saîd ibn Cübeyr'den rivayetinde sûrenin mekkî olduğu belirtiliyorsa da Mücahid, Mukatil, Katade ve İbn Abbas'a göre Medine'de ve Hadîd Sûresinden sonra nazil olmuştur. Çoğunluğun görüşü budur.
Yalnız İbn Abbas ve Katade'den gelen bir rivayete göre "Nice kasabaları helak ettik ki onlar, seni sürüp çıkaran kasabadan daha kuvvetli idiler ve onlara yardım eden de bulunmadı." (ayet: 13) ayet-i kerimesi Mekke-Medine arasında nazil olmuştur. ki ilerde gelecektir.
Âyetlerinin adedi, otuz sekizdir.
1. Küfredip de Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır.
2. İman edip salih ameller işleyenlerin, Muhammed'e indirilene -ki o, Rablarından olan haktır.- inananların kötülüklerini örter ve durumlarını ıslah eder.
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- İbn Ebî Hatim'in İbn Abbas'tan rivayetinde o "Küfredip de Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır."ayet-i kerimesinde zikredilenler Mekke ehlidir ve onlar hakkında nazil olmuştur. "İman edip salih ameller işleyenler..." ise ensardır." demiştir.
2- İbn Abbas der ki: "Küfredip de Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır." ayet-i kerimesi, Bedr'de müşrik ordusunu doyuranlar hakkında nazil olmuştur. Bunlar: Ebu Cehl, el-Haris ibn Hişam, Rabîa'nın oğulları Utbe ve Şeybe, Halefin oğulları Übeyy ve Ümeyye, Haccac'ın oğullan Münebbih ve Nübeyh, Ebu'l-Bahterî ibn Hişam, Zem'a ibnu'l-Esved, Hakîm ibn Hizam ve el-Haris ibn Amir ibn Nevfel'dir.
3- Aşikardır ki, burada sebebin hususiliğini değil, lafzın umumiliğini dikkate almak gerekir. Çünkü, ayet-i kerimeler tüm kafirlere ve tüm mü'minlere şamildirler.
4....Allah yolunda öldürülenlere gelince; Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz.
Bişr kanalıyla Katade'den rivayete göre bu ayet-i kerime Uhud Gazvesi günü müslümanlar arasında birçok ölü ve yaralı varken ve Rasûlullah (sa) Şi'b'de iken nazil olmuştur.[8] Yine bu sûredeki "İşte böyle; çünkü Allah iman etmiş olanların Mevlası'dır. Kafirlere gelince; onların mevlaları yoktur." (ayet: 11) ayet-i kerimesi de aynı yerde müşriklerin: "Bu gün Bedr'e bir karşılıktır. Bizim Uzza'mız var, sizinse Uzza'nız yok." demesi üzerine Hz. Peygamber (sa)'in de: "Onlara: Allah bizim mevlamızdır; sizinse mevlanız yok, deyiniz." buyurduklarında nazil olmuştur.
11- Bu, Allah'ın inananların yardı-cısısı olmasından dolayıdır. Kafirlere gelince, onların yardımcıları yoktur.
Katade şöyle demiştir.
"Bu ayet, Uhud savaşında, Peygamber (s.a.) "Şe'b" denilen yerde iken nazil olmuştur. Müşrikler müminlere şöyle bağırmışlardı:
"Harp nöbetledir. Bedir'de siz üstündünüz. Bugün ise izzet bizimdir, siz perişansınız, izzetiniz kalmamıştır." Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.) ashabına şöyle demiştir:
"Allah bizim dostumuzdur. Sizin asla dostunuz yoktur, deyiniz." Bu daha önce geçmiştir.
13. Nice kasabaları yok ettik ki onlar, seni sürüp çıkaran kasabadan daha kuvvetli idiler ve onlara yardım eden de bulunmadı.
Ebu Yala ve İbni Ebi Hatim'in İbn Abdi'1-A'la kanalıyla İbn Abbas'tan rivayete göre Hz. Peygamber (sa) hicret için Mekke'den (Sevr) mağarasına doğru yola çıktığında Mekke'ye dönmüş ve:
"Sen, Allah'a beldelerin en sevgilisisin. Ve sen bana, Allah'ın beldelerinin en sevgilisisin. Şayet müşrikler beni senden çıkarmasalardı elbette senden çıkmazdım. Düşmanların Allah'a en çok isyan edeni elbette Hareminde Allah'a isyan eden, katilinden başkasını öldüren veya cahiliye davası güdendir." demiş ve işte bunun üzerine Allah Teala bu ayet-i kerimeyi indirmiştir.
Buna göre medenî olan bu sûre içinde bu ayet-i kerime mekkî'dir.
16. Onların arasında seni dinleyenler vardır. Nihayet senin yanından çıkınca kendilerine ilim verilmiş olanlara: "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalblerini mühürlediği ve kendi heveslerine uymuş olan kimselerdir.
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- İbnu'l-Münzir'in İbn Cüreyc'den rivayetinde o şöyle anlatıyor:
Mü'minler ve münafıklar Hz. Peygamber (sa)'in meclisinde oturur, onu dinlerler; mü'minler dinlediklerini anlayıp bellerken münafıklar dinler ama bellemezler, sonra O'nun yanından çıktıklarında da mü'minlere:
"Biraz önce Muhammed ne demişti?" diye sorarlardı. İşte bunun üzerine
"Onların arasında seni dinleyenler vardır..." ayet-i kerimesi nazil oldu.
2- Mukatil'in rivayetine göre: Peygamber (s.a.) hutbe irad eder ve bu hutbesinde münafıkları kınayarak uyarırdı. Münafıklar mescidden çıkınca İbni Mesud'a alaylı bir şekilde
"Muhammed az önce ne dedi?" diye sorarlardı.
3- İbni Abbas da şöyle demiştir: "Aynı sorular bana da sorulmuştur."
32. Muhakkak ki o küfredip de Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet belli olduktan sonra O Rasûl'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremiyeceklerdir. O, bunların amellerini boşa çıkaracaktır.
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Süddî bu ayet-i kerimenin el-Haris ibn Süveyd ve Vahvah el-ensarî haklarında nazil olduğunu; bu ikisinin irtidad ettiklerini, Haris'in daha sonra pişman olarak dönüp Hz. Peygamber (sa)'e geldiğini, diğerinin ise küfründe musir olarak öldüğünü söylemiştir.
2- İbn Abbas ise Bedr Gazvesinde müşrik ordusunun iaşesini üstlenenler hakkında nazil olduğunu söyler.
33. Ey iman etmiş olanlar, Allah'a itaat edin, Rasûlü'ne itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın.
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
Bu ayet, Allah'ın emirlerinde Peygamber (s.a.)'in sünnetinde, Allah ve Rasulüne devamlı itaat etme noktasında müminlere bir hitaptır.
1- İbn Ebî Hatim'in ve İmam Muhammed ibn Nasr el-Mervezî'nin Kitabu's-Salat'da Ebu'l-Aliye'den rivayetinde o şöyle demiştir: Rasûlullah (sa)'ın ashabı, şirkle birlikte güzel amellerin fayda vermediği gibi la ilahe illallah'la (yani imanla) birlikte günahlar bir zarar vermez sanırlardı. İşte bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu.
2- Daha önce (Nisa Sûresinin 48. ayetinin nüzul sebebinde) geçtiği üzere İbn Nasr, İbn Cerîr ve İbn Merdûye'nin İbn Ömer'den rivayetle tahric ettikleri bir haberde o şöyle anlatıyor: Biz, Muhammed (sa)'in ashabı "Ey iman etmiş olanlar, Allah'a itaat edin, Rasûlü'ne itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın." ayet-i kerimesi nazil olana kadar bütün iyi amellerin makbul olduğunu sanırdık. Bu ayet inince:
"Acaba bizim amellerimizi boşa çıkaran nedir? Herhalde cehennemi vacip kılan büyük günahlar ve fuhşiyyattır." dedik. Büyük günahlardan birini birisinin işlediğini gördüğümüzde:
"Eyvah şimdi helak oldu." demeye başladık da bunun üzerine
"Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan ötesini ise dilediğine bağışlar." (Nisa, 4/48,116) ayet-i kerimesi nazil olunca böyle demeyi de bıraktık ve büyük günah işleyen birini gördüğümüzde onun hakkında korkmaya, bunlardan bir şey işlemeyen hakkında da umutlu olmaya başladık.
34- İnkar edip de Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kafir olarak ölenleri Allah asla bağışlamaz.
Bu ayet Bedir kuyusu yanındaki müşrikler hakkında nazil olmuştur. Onların savaşçıları öldürülüp kuyunun içine atılmıştır.
Konusu
Temel konusu, savaş belasından kurtulmak ve barışı devamlı kılabilmek için, barış düşmanlarının savaş gücünü yok edinceye kadar onlarla savaşmaya teşviktir. Bu temel konu çerçevesinde şu hususlara da temas edilmiştir:
1. İman edenler ile etmeyenlerin yapıp ettiklerinin, dünya ve ahiret hayatında işe yaraması ve Allah katındaki değer bakımından karşılaştırılması.
2. Allah'ın yardımı, ödüllendirmesi ve doğru düşünmeye muvaffak kılması bakımından iman edenler ile etmeyenlerin farkları.
3. Münafıkların tipik davranışları.
4. Dünya ve ahiret nimetlerinin karşılaştırılması.
5. Dünya hayatının imtihan hikmeti ile bağlantısı.





