Tebbet suresi Kuranı Kerim'de 111. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olan Tebbet suresi iniş sırasına göre 6. suredir. Tebbet suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. Tebbet suresi 5 ayeti kerimedir. Tebbet kurusun kahrolsun anlamına geliyor. İşte Tebbet suresi hakkında bilgiler ve Tebbet suresinin okunuşu ve anlamı...
Tebbet suresi, Mekke döneminde nüzul olmuştur. Tebbet suresi, 5 ayettir. Tebbet, kurusun, kahrolsun demektir.
TEBBET SURESİ HAKKINDA BİLGİLER
Tebbet Suresinin Nüzûlü
Tebbet Sûresi Mushaftaki sıralamada yüz on birinci, iniş sırasına göre altıncı sûredir. Mekke döneminde Fatiha suresinden sonra, Tekvîr suresinden önce inmiştir. Rivayete göre Allah Teala kendisine yakınlarını uyarıp İslam'a çağırmasını emredince (bk. Şuara 26/214) Hz. Peygamber Safa Tepesi'ne çıkmış, orada bulunan Kureyş kabilesi mensuplarını yanına çağırarak onlara İslam'ı tebliğ etmiş; ancak Resûlullah'ın amcası Ebû Leheb bu olaya kızarak, "Kuruyup yok olasıca! Bizi bunun için mi çağırdın?" demesi üzerine bu sûre inmiştir. (bk. Buharî, "Tefsîr", 111; Taberî, XXX, 217-218)
Tebbet Suresinin Adı
Sûre adını ilk ayetinde geçen ve bu bağlamda "kurusun!" şeklinde beddua anlamı taşıyan tebbet kelimesinden almıştır. Ayrıca "Mesed, Leheb, Ebû Leheb" adlarıyla da anılmaktadır.
Tebbet Suresinin Konusu
Tebbet suresinde Hz. Peygamber'in amcası olup ona karşı düşmanca davranışlar sergileyen Ebû Leheb ve karısı eleştirilmekte, onlar gibi servet ve gücüne güvenenlerin acı sonu bildirilmektedir.
Tebbet Suresi Arapça Okunuşu
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
تَبَّتْ يَدَٓا اَب۪ي لَهَبٍ وَتَبَّۜ ﴿١﴾ مَٓا اَغْنٰى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَۜ ﴿٢﴾ سَيَصْلٰى نَاراً ذَاتَ لَهَبٍۚ ﴿٣﴾ وَامْرَاَتُهُۜ حَمَّالَةَ الْحَطَبِۚ ﴿٤﴾ ف۪ي ج۪يدِهَا حَبْلٌ مِنْ مَسَدٍ ﴿٥
Tebbet Suresinin Türkçe yazılışı ve okunuşu
-Bismillahi'r-Rahmani'r-Rahîm.
1- Tebbet yeda ebî lehebin ve tebb.
2- Ma ağna 'anhu maluhû ve ma keseb.
3- Seyasla naran zate leheb.
4- Vemraetuhû hammalete'l-hatab.
5- Fî cîdiha hablun min mesed.
Tebbet Suresinin Anlamı
-Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
1- Ebu Leheb'in elleri kurusun, (yok olsun) zaten yok oldu ya.
2- Malı da, kazandıkları da kendisine bir yarar sağlamadı. (kurtarmadı)
3- (O) alevli bir ateşe girecektir.
4- Karısı da, odun hamalı (ve),
5- Boynunda bükülmüş bir ip olarak (ateşe girecektir.)
Tebbet Suresi okunuşu ve anlamı
Hakkında
Mekke döneminde inmiştir. 5 ayettir. "Tebbet", kurusun, kahrolsun demektir.
Nuzül
Mushaftaki sıralamada yüz on birinci, iniş sırasına göre altıncı sûredir. Mekke döneminde Fatiha sûresinden sonra, Tekvîr sûresinden önce inmiştir. Rivayete göre Allah Teala kendisine yakınlarını uyarıp İslam'a çağırmasını emredince (bk. Şuara 26/214) Hz. Peygamber Safa tepesine çıkmış, orada bulunan Kureyş kabilesi mensuplarını yanına çağırarak onlara İslam'ı tebliğ etmiş; ancak Resûlullah'ın amcası Ebû Leheb bu olaya kızarak, "Kuruyup yok olasıca! Bizi bunun için mi çağırdın?" demesi üzerine bu sûre inmiştir (bk. Buharî, "Tefsîr", 111; Taberî, XXX, 217-218).
Konusu
Sûrede Hz. Peygamber'in amcası olup ona karşı düşmanca davranışlar sergileyen Ebû Leheb ve karısı eleştirilmekte, onlar gibi servet ve gücüne güvenenlerin acı sonu bildirilmektedir.
Tebbet Suresi Tefsiri
Ebû Leheb, Abdülmuttalib'in oğlu ve Hz. Peygamber'in baba bir amcasıdır. Asıl adı Abdülüzza olup parlak yüzlü olduğundan veya öfkelendiğinde yanakları kızardığı için babası tarafından kendisine "alev gibi, çok parlak" anlamına gelmek üzere Ebû Leheb lakabı verilmiştir. Daha önce Hz. Muhammed'i çok sevdiği, hatta iki oğlunu onun kızlarıyla evlendirdiği halde peygamber olduktan sonra onun azılı düşmanı oldu. Hz. Peygamber, insanların Allah katında eşit olduğunu, onların dinî ve ahlakî erdemlerine göre değerlendirileceklerini söylüyordu. Ebû Leheb ise kibirli, gururlu ve zengin biri olup fakir ve zayıf insanların kendisine eşit tutulmasını kabullenemiyordu. Rivayete göre Resûlullah panayırda dolaşarak insanları İslam'a davet ederken Ebû Leheb de arkasından gider ve çevresindekilere onun yalancı olduğunu söylerdi (Kurtubî, XX, 236). Hz. Peygamber'e karşı daima onun düşmanlarıyla birlikte hareket etmiş, hem kendisi hem de karısı ona eziyet etmişlerdir. Hicretin 2. yılında çiçek hastalığına yakalandığı için Bedir Savaşı'na katılamamış, fakat yerine adam göndermiş, ayrıca müşriklere malî destekte bulunmuştur. Kureyş'in Bedir'deki yenilgisini ve ağır kayıplarını haber aldıktan yedi gün sonra kahrından öldüğü söylenmektedir. Çiçek hastalığı kendilerine de bulaşır endişesiyle ailesinden hiç kimsenin ona yaklaşmadığı, öldüğünde ücretle tuttukları Sudanlılar'a defnettirdikleri rivayet edilir. Ebû Leheb'in kızı müslüman olarak Medine'ye hicret etmiş, oğulları Utbe ile Muttalib de Mekke'nin fethinden sonra İslam'a girmişlerdir (fazla bilgi için bk. Mehmet Ali Kapar, "Ebû Leheb", DİA, X, 178-179).
"Ebû Leheb'in elleri kurusun!" mealindeki 1. ayet mecazi bir ifade olup onun helak olması yönünde bir bedduadır. Devamındaki "tebbe" fiili, bedduanın gerçekleşeceğini ifade eder; nitekim öyle de olmuştur. Müfessirler 2. ayette Ebû Leheb'in kazandığı bildirilen şeyden maksadın onun çocukları, malı, mevki ve itibarı olduğunu söylemişlerdir. Buna göre ayet, bunların hiçbirinin kendisini kötü sondan kurtaramadığını ifade eder. "Ona ne malı fayda verdi ne de kazandığı" diye çevirdiğimiz 2. ayete, "Malı ona ne fayda sağladı, o ne kazandı?" diye soru şeklinde de mana verilmiştir (Şevkanî, V, 606-607).
Ebû Leheb, Hz. Peygamber'in amcası olduğu için onu desteklemesi ve düşmanlarına karşı koruması gerekirken tam tersine karısıyla birlikte ona eziyet ve sıkıntı verdiklerinden dolayı 3. ayette ateşi son derece şiddetli olan cehenneme gireceği haber verilmiştir.
Ebû Leheb'in karısı, Harb'ın kızı ve Ebû Süfyan'ın kız kardeşi Ümmü Cemîl Avra'dır. "Dedikodu yapıp söz taşıyan..." diye çevirdiğimiz 4. ayeti, Hz. Peygamber'e eziyet etmek maksadıyla diken, çalı çırpı toplayıp geceleyin peygamberin yoluna serdiği için "odun taşıyan" diye çevirenler de vardır. Biz mealde, insanların arasını bozmak amacıyla laf götürüp getirdiği ve Hz. Peygamber'i maddî sıkıntısı sebebiyle aşağıladığı için mecazi anlamda böyle (hammalete'l-hatab) nitelendirildiği şeklindeki yorumu tercih ettik. Taberî, her iki yorumu destekleyici rivayetler aktardıktan sonra kendisi birinci manayı tercih etmiştir (bk. XXX, 338-339). Ayrıca hata ve günahlarını yüklenip taşıdığından dolayı mecazi anlamda "yanacağı cehennem için odun taşıyan" olarak nitelendirildiği kanaatinde olanlar da vardır (bk. Şevkanî, V, 607-608). Aynı kadın, Lat ve Uzza isimli putlara yemin ederek mücevherden yapılmış kıymetli gerdanlığını Hz. Peygamber'e düşmanlık uğrunda harcayacağını büyük bir gururla söylediğinden dolayı da 5. ayet, "Dünyadaki gerdanlık yerine ahirette boynuna ateşten bir ip takılacaktır" şeklinde yorumlanmıştır





