Müslümanlar bir günah işledikten sonra o günaha bir daha dönmemek üzere tevbe ederler. Peki Tövbe kelimesi nedir? Tevbe i istiğfar nasıl yapılmalıdır? Tevbe veya tövbe günahlara karşı Rabb'e sığınmaktır. İşte tövbe istiğfar duası, Arapça ve Türkçe okunuşu, anlamı ve diğer detaylar...
TEVBE VE İSTİĞFAR NE DEMEKTİR?
Tevbe, Hakk'a dönüş demektir. Hakk'ı unutan ya da O'ndan gafil olan bir kulun, girdiği yanlış yolun farkına varıp yüzünü ve gönlünü Rabbine yöneltmesi ve affını dilemesidir. Böyle bir kulun kalbi büyük bir nedametle, için için yanar ve ılık gözyaşlarıyla Rabbine gönlünü açar. İşte bu yanış ve pişmanlık "tevbe"dir. Ardından af dilemek için kalplerden taşan niyazlar da "istiğfar"dır.
ALLAH'A YAKINLIĞIN EN MÜHİM VÂSITASI
Başta peygamberler olmak üzere bütün velîler, salihler ve sadıklar; darlıkta ve bollukta, kederde ve sevinçte daima Cenab-ı Hakk'a iltica etmişler ve O'na niyaz halinde bulunmuşlardır. Dua ve istiğfardan müstağnî kalabilecek hiçbir kul tasavvur olunamaz. Dua ve istiğfar, gerçek mahiyetiyle derûnî bir nedamet ve iltica manasını ihtiva ettiğinden, Allah'a yakınlığın en mühim vasıtasıdır.
ALLAH'A YAKINLAŞMANIN İLK ADIMI
Hiç günahımız olmasa dahî, lutfedilen ilahî nîmetlere şükredebilmemiz, takatimizin üzerindedir. Bu bakımdan da acziyet içinde istiğfar etmemiz, kulluğun zarûretindendir. Cihanı gönül gözüyle temaşa ettiğimizde görürüz ki bütün mahlûkat, ilahî nîmetlere şükürden önce acziyetlerini îtiraf mevkiinde bulunmaktadır. Bu itibarla irade sahibi olan ve bu iradeyi kullanmakta hatadan mutlak bir sûrette salim kalması mümkün olmayan Âdemoğlu için istiğfar, Allah'a takarrub/yakınlaşma yolunda atılacak ilk adımdır.
İbn-i Ömer -radıyallahu anhuma- şöyle der:
"Biz, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in bir mecliste yüz defa:

«Allah'ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Çünkü Sen tevbeleri çok kabûl eden ve çok merhamet edensin.» dediğini saymıştık." (Ebû Davûd, Vitir, 26/1516; Tirmizî, Deavat, 38/3434)
MÂNEVÎ KİRLERDEN TEMİZLENMENİN VÂSITASI
Allah'a yöneliş ve kalbin ulvî bir seviye kazanmasında mühim bir yeri olan istiğfar, manevî kirlerden temizlenmenin de en mühim vasıtasıdır. Makbûl bir tevbe, kul ile Rab arasındaki engelleri ve perdeleri kaldırır, Allah Teala'nın sevgisine mazhar eder. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
"Şüphesiz Allah, çok tevbe eden ve çok temizlenenleri sever." (el-Bakara, 222)

SEHER VAKTİ İSTİĞFAR ETMEK
Seherlerden sonra nasıl ki şafak vakti gelip karanlıklar uzaklaşır ise seher vakitlerindeki istiğfarlar da, günah karanlıklarından kurtulup nurlu mağfiret şafaklarına kavuşmamızın rahmet iklîmidir!
Beşeriyet îcabı herhangi bir günaha düşüldüğünde, derhal tevbe ve istiğfara sarılmak ve Allah'a yönelmek îcab eder. Zira Cenab-ı Hak, razı olduğu müttakî kullarını şöyle medhetmektedir:
"Onlar, bir kötülük yaptıkları veya kendilerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe ve istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler." (Âl-i İmran, 135)
"O müttakîler, geceleri pek az uyurlar, seher vakitlerinde de istiğfara devam ederler." (ez-Zariyat, 17-18)
TEVBE EDENİN KALBİ CİLALANIR
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur:
"Kul bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta vurulur. Şayet o günahı terk edip istiğfara sarılarak tevbeye yönelirse, kalbi cilalanır. Böyle yapmaz da tekrar günahlara dönerse, siyah noktalar artırılır ve neticede bütün kalbini kaplar. İşte Hak Teala Hazretleri'nin:
«Hayır, doğrusu onların işleyip kazandıkları (kötü) ameller sebebiyle, kalplerinin üzeri pas tutmuştur.» (el-Mutaffifîn, 14) diye bahsettiği durum budur." (Tirmizî, Tefsîr, 83/3334)
İSTİĞFÂRIN ÜÇ FAYDASI
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir başka hadîslerinde, istiğfarın faydalarını şöyle beyan buyurmuşlardır:
"Bir kimse istiğfarı dilinden düşürmezse, Allah Teala ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona ummadığı yerden rızık verir." (Ebû Davûd, Vitir, 26/1518; İbn-i Mace, Edeb, 57)

İSTİĞFAR EDENLERE MÜJDE!
Diğer taraftan tevbe ve istiğfar, dünyada ve ahirette azaptan kurtuluş vesîlesidir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurur:
"Allah Teala Hazretleri (şu ayetle) ümmetim için bana iki eman indirdi:
- Sen aralarında olduğun müddetçe Allah onlara (umûmî bir) azap indirmeyecektir.
- Onlar istiğfarda bulundukları müddetçe, Allah onlara azab etmeyecektir. (el-Enfal, 33)
Ben aralarından ayrıldığımda, (Allah'ın azabını önleyecek ikinci eman olan) istiğfarı kıyamete kadar ümmetimin yanında bırakıyorum." (Tirmizî, Tefsîr, 8/3082)
SEHER VAKİTLERİ NEDEN ÖNEMLİ?
Seher vakitleri Hak Teala Hazretleri'nin kullarına ikram ve ihsanlarının sağanak halinde yağdığı demlerdir. Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:
"Rabbimiz her gece dünya semasına iner ve:
«Tevbe eden yok mu, onun tevbesini kabûl edeyim? İsteyen yok mu, ona istediğini vereyim? İstiğfar eden yok mu, onu bağışlayayım?» diye nida eder." (Müslim, Müsafirîn, 168-170)
Tevbenin seviye kazanabilmesi için şu hususlara da ehemmiyet vermek îcab eder:
Tevbe edenin kalbinden çıkan ilk söz, "acziyet"in îtirafı olmalıdır. İçimizdeki sefil "ben"likten bir zerre bile kalmış ise, tevbe ve dua gayesine varamamış demektir. Tevbede istenen, ilahî rahmet ve berekettir. Tevbede dileriz ki, sonsuz bir kudret sahibi olan Hak Teala bize acısın ve üzerimize lutfunu yağdırsın!.. Yani istiğfar, dilimizle muayyen bir sayıyı doldurma faaliyeti değildir. Engin bir tefekkür ve tehassüsün eşlik ettiği bir yakarıştır.
TEVBEDE SAMİMÎ VE İHLÂSLI OLMALI!
Her amel-i salihte olduğu gibi tevbede de samîmiyet ve ihlas şartı vardır. Öyle ki, birçok ehlullah, ettikleri tevbelere dahî tevbekar olmuşlardır. Yani tevbeye muhtaç tevbelerden Allah'a sığınmak ve ayette buyrulan "tevbeten nasûha" sırrına nail olmak zarûreti vardır. Çünkü nefs ve şeytan, gönlü çelmeye yol bulamayınca, sûret-i haktan görünürler de bu defa güzellikleri ve iyilikleri telkin eden birer üstad kesilirler. Böylece kulu tuzağa düşürerek tevbeleri yele verirler.





