Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Hadid suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Hadid suresi neden indirilmiştir? Hadid suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Hadid suresinin nüzul sebebi...
Kur'an-ı kerîmin elli yedinci sûresi.
Hadîd sûresi Medîne-i münevverede nazil olmuştur (inmiştir). Yirmi beşinci ayet-i kerîmede demir manasına olan hadîdin ehemmiyetinden (öneminden) ve faidelerinden bahsedildiği için, sûreye Hadîd ismi verilmiştir. Bütün varlıkların Allahü tealayı tesb îh ettiklerini bildirmekle başlayan sûrenin başlıca konuları şunlardır: Allahü tealanın mübarek isimleri, sıfatları, mallarını Allah için harcayanların pek büyük mükafatlara kavuşacakları, bazı peygamberler aleyhimüsselam ve ümmetlerinin durumları, P eygamber efendimize îman edenlere (inananlara) verilen müjdeler.
HADİD SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
"Allah ve peygamberine iman edin…" ayeti (7. ayet) Tebuk Gazvesi hakkında inmiştir.
"İçinizden, fetihten önce harcayan…" ayeti (10. ayet) Vahidî'nin Kel-bî'den rivayet ettiğine göre Hz. Ebubekir hakkında inmiştir.
Yine Vahidî, îbni Ömer'den şöyle nakletmiştir: Bir gün Rasulullah oturuyordu, yanında eski bir aba ile göğsünü kapatmış Ebu Bekir bulunuyordu. O sırada Cebrail indi ve Rasulullah'a Allah'ın selamını tebliğ ettikten sonra şöyle dedi: "Ya Muhammed, ne var ben Ebu Bekr'i eski bir aba içinde görüyorum?" Rasulullah: "Ya Cebrail, o fetihten önce bütün malını benim için harcadı." dedi. Cebrail: "Ona Allah'ın selamını söyle ve de ki: Rabbin sana diyor ki: "Şu fakirliğin içinde benden razı mısın yoksa bana kırgın mısın?" Rasulullah (s.a.) Hz. Ebu Bekr'e döndü ve: "Ey Ebu Bekir, işte Cebrail sana Allah'tan selam söylüyor ve Rabbin sana diyor ki: "Bu fakirliğin içinde benden razı mısın, yoksa kırgın mısın?" Ebu Bekir ağladı ve "Rabbime mi darılacağım? Ben Rabbimden razıyım, ben Rabbimden razıyım." dedi.
İbni Ebî Şeybe Musannef 'inde Abdulaziz bin Ebi Ravvad'dan rivayet ettiğine göre ashab-ı kiramın arasında şakalaşma ve gülme biraz fazla olmaya başladı. Bunun üzerine "…kalplerinin ürperme zamanı hala gelmedi mi?" ayeti (16. ayet) indi.
İbni Ebî Hatem'in Mukatil bin Hayyan'dan naklettiğine göre Rasulullah (s.a.)'in ashabı biraz şakaya dalmışlardı. Bunun üzerine bu ayet indi. Yine İbni Ebî Hatem, Süddî'den Kasım'ın şöyle dediğini nakletti: Rasulullah'ın ashabına usanma ve bıkkınlık gelmişti. "Ya Rasulallah bize biraz anlat." dediler. Bunun üzerine "… kalplerinin ürperme zamanı hala gelmedi mi?" ayeti (16. ayet) indi.
İbni Mübarek Zühd'ünde Ameş'den şöyle nakletti: Rasulullah (s.a.) in ashabı Medine'ye gelince, daha önce geçirdikleri sıkıntıların ardından daha müreffeh bir hayata kavuştular. Sanki önceki gayret ve ciddiyetlerinde bir gevşeme oldu. Bunun üzerine "İman edenlerin Allah'ı ve Hak'tan ineni zikir için kalplerinin ürpermesi zamanı hala gelmedi mi?" ayeti (16. ayet) indi. İbni Mes'ud'dan da benzeri rivayet olundu ve o "Müslüman olmamız-
la, bu ayetle itab olunmamız (azarlanmamız) arasında sadece dört sene vardır." dedi. İbni Abbas da "Allah bizi on üçüncü senenin başında itab etti." dedi.
İbni Ebî Hatem'in Mukatil'den naklettiğine göre "Onlara sabretmelerine karşılık mükafatları iki defa verilecektir." (Kasas, 28/54) ayeti indiği zaman Ehl-i Kitabın mümin olanları Rasulullah'ın ashabına karşı "Bize iki mükafat, size bir mükafat!" diyerek övünmeye kalktılar. Bu da ashaba ağır geldi. Bunun üzerine "Ey iman edenler, Allah'tan korkun ve peygamberine iman edin ki size rahmetinden iki nasib versin ve size kendisi ile yürüyeceğiniz bir nur lütfetsin.." ayeti (28. ayet) inerek onlara Ehl-i Kitab'ın inananlarına verdiği ecirler gibi iki ecir verildikten sonra fazla olarak da müminlere nur lütfetti.
İbnülmünzir'in Mücahid'den naklettiğine göre Yahudiler "Yakında bizden bir peygamber çıkacak, elleri ayakları kesecek." diyorlardı. Peygamber de Araplardan çıkınca inkar ettiler. Bunun üzerine, "Ehl-i Kitab Allah'ın lütfundan hiçbir şey elde edemeyeceklerini bilsinler…" ayeti (29. ayet) indi. Burada "Allah'ın lütfü" peygamberliktir.





