Nasıl ki surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi de gerekiyorsa tefsirini bilmekte hepsinden daha faziletli ve Kur-an'ı anlamak ve anlatmak istediğini öğrenmek açısından o kadar önemlidir. Bu yeni başlayacağımız tefsir bölümünde 114 surenin de yapılan tefsirlerini sizlere sunmaya çalışacağız. Hümeze Suresinin tefsiri nedir? İşte mübarek Müslümana yol gösterici Kur-an'daki Hümeze Suresinin tefsirini haberimizde okuyabilirsiniz.
Hümeze Suresi 1. 3. ayet
Arkadan çekiştiren, ayıp kusur arayan, servet toplamış ve onu sayıp durmuş olan herkesin vay haline!
"Vay haline!" diye çevirdiğimiz veyl kelimesi "çetin azap, helak, yok olma, rezil rüsva olma, cehennemde bir vadi, beddua" anlamlarına gelmektedir. Mealde bunların tamamına işaret eden "vay haline" lafzı kullanılmıştır. "Arkadan çekiştiren" diye çevirdiğimiz hümeze kelimesi ise "birini arkasından çekiştirmek, kaş göz, el kol işaretleriyle onunla alay etmek, aşağılamak" manalarına gelen hemz kökünden türemiş bir sıfat olup "insanları arkadan çekiştirmeyi, şeref ve haysiyetlerini yaralamayı alışkanlık haline getiren, bundan zevk alan kimse" demektir. "Ayıp kusur arayan" diye çevirdiğimiz lümeze kelimesi de benzer davranışları arkadan değil, kişinin yüzüne karşı gösteren kimseyi ifade eder. Bu ayetlerin, mal ve servetinin çokluğuyla gururlanıp insanlarla alay ederek onların şahsiyetlerini zedeleyen Ahnes b. Şüreyk isimli putperest Arap hakkında indiği rivayet edilmiştir (bk. Kurtubî, XX, 183). Ancak sûrenin iniş sebebinin özel olması hükmünün genel olmasına engel değildir. İslam dini, insan şahsiyetinin ve onurunun korunmasına son derece önem verdiği için Kur'an bu tür davranışları kınamakta ve böyle davranışlar sergileyenlerin ahirette ateşle cezalandırılacağını haber vermektedir. 2-3. ayetler servetinin çokluğuna gururlanıp insanlarla alay eden kimselerin aynı zamanda helal haram demeden mal toplayan, onu saklayan, fakirlik korkusuyla cimrilik ederek onu hayır yolunda harcamaktan kaçınan, fakirin hakkını vermeyen ve servetinin kendisini ebedîleştireceğini sanan kimseler olduklarını da ifade etmektedir.
Hümeze Suresi 4. 9. ayet
Hayır! Andolsun ki o, hutameye atılacaktır.
Nedir o hutame bilir misin?
Allah'ın tutuşturulmuş ateşi!
Uzatılmış direklere bağlı olarak içine hapsedildikleri, yükselip yürekleri saran ateş!
Hutame, "kıran, parçalayan" anlamında bir sıfat olup içine atılan her şeyi yakarak kırıp geçiren cehennemi veya onun özel bir bölümünü ifade eder. "Hayır" anlamına gelen 4. ayetin başındaki kella kelimesi, asıl gerçeğin yukarıda nitelikleri anlatılan o bedbaht inkarcının düşündüğü gibi olmadığını gösteren bir uyarı amacı taşır. Nitekim devamında onun mutlaka cehenneme atılacağı bildirilmektedir. 5. ayetteki soruyla cehennemin son derece korkunç bir yer olduğuna vurgu yapılmıştır. Burada dünyadayken gönül incitip yürek yakan suçluların, günahkarların –zindandaki mahpuslar, esirler gibi– uzun direklere, sütunlara bağlandıkları, ateşten kaçıp kurtulmanın mümkün olmadığı bir cehennem tasviri yapılmaktadır. Öyle ki, her şeyi yakıp kavuran ateş, ta yüreklere kadar bütün vücudu sarıp kuşatıyor! Çünkü o günahkar da dünyada zayıf, çaresiz masumların yüreklerini yakmıştı. Her kötülük önce kalptedir, oradan başlar ve inkar, hakaret, küfür, alay, aşağılama, çekiştirme, saldırı vb. eylemler olarak dışa taşar. Onun için ayette azabın da kalpleri saracağı belirtilmiştir.





