İbadet kulun Allah'a şükrünü Allah'ın buyurduğu şekilde yerine getirmesidir. Bire bin sevap kazandıra ibadet zamanları vardır. Kandiller sevapların katlandığı günlerdir. Kandil gecelerini nasıl değerlendirebiliriz? Kandillerde yapılacak ibadetler nelerdir? Üç Aylar'da hangi mübarek gün ve geceler var? Kandillerde yapılması tavsiye edilen ibadetler ve detayları…

Üç Aylar, Rahman olan Allah'ın rahmetinin sağnak sağnak yağdığı aylardır. Üç mübarek ay olan Recep, Şaban ve Ramazan-ı Şerif bulunduran Üç Aylar'da ayrıca Regaib, Miraç, Berat ve Kadir geceleri gibi İslam dinince önemli kabul edilen gün ve geceler bulunuyor.

Resûlullah Efendimiz ümmetine şu duayı telkin etti:

اَللّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فيِ رَجَبٍ وَ شَعْبَانَ وَ بَلِّغْنَا رَمَضَان

"Ey Allahʼımız! Receb ve Şabanʼı mübarek eyle, Ramazanʼa mülakî eyle/ulaştır." (Taberanî, Evsat, IV, 189; Beyhakî, Şuab, V, 348. Krş. Ahmed, I, 259)

KANDİLLERDE YAPILACAK İBADETLER

1- NAMAZ KILMAK

İbadetle ihya edilmesi daha kuvvetli faziletli gün ve gecelerde nafile ve kaza namazı kılınması tavsiye edilir. Ahiret yolcusunun bu geceleri boş geçirmesi münasip değildir. Çünkü bunlar, hayır mevsimleri ve karı bol olan gün ve gecelerdir.

Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

"Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara, 153)

Âsım bin Damre (r.a) anlatıyor:

"Hz. Ali'ye Peygamber Efendimiz'in gündüz kıldığı nafile namazları sorduk.

«– Siz ona güç yetiremezsiniz» dedi.

«– Olsun, sen bize anlat, gücümüz yettiği kadarını yaparız» dedik. Şöyle anlattı:

«– Resulullah sabah namazını kılınca biraz bekler, Güneş biraz yükselince iki rekat namaz kılardı. Biraz daha yükselince dört rekat daha kılardı. Güneş tam tepeden batıya doğru meyledince öğle namazından önce dört rekat, öğleden sonra da iki rekat kılardı. İkindiden önce de dört rekat kılar, iki rekatta bir mukarreb meleklere, nebîlere ve onlara tabî olan mü'min ve Müslümanlara selam verirdi. İşte bu 16 rekat Peygamber Efendimiz'in gündüz kıldığı nafile namazlardı. Bunlara hakkıyla devam eden ne kadar azdır!"

Habîb bin Ebî Sabit, bu hadisi rivayet eden Ebû İshak'a:

"–Ey Ebû İshak, rivayet ettiğin bu hadis senin mescidin dolusu altından daha kıymetlidir" demiştir. (Ahmed, I, 85)

Kaza namazı ve diğer tüm namazların yazı, resim ve video olarak hazırlanan kılınışları için tıklayınız…
Namazla ilgili ayetler ve hadisler nelerdir?
Cemaatle namaz kılmanın fazileti ve bereketi nedir?

2- KUR'AN-I KERİM OKUMAK

Allah dostları mübarek gün ve gecelerde çokça Kur'an-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur:

"Kur'an'ı tane tane, açık açık oku!" (Müzzemmil, 4)

İbn-i Mesut'tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:

"Kim Kur'an-ı Kerîm'den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lam mîm bir harftir demiyorum; bilakis elif bir harftir, lam bir harftir, mîm de bir harftir." (Tirmizî, Fezailü'l-Kur'an 16)

İbn-i Abbas'tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:

"Kalbinde Kur'an'dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir." (Tirmizî, Fazailü'l-Kur'an 18)

3- ORUÇ TUTMAK

Oruç, sayılı günlerdedir. Oruç haricinde mü'minin her ameli kendisi içindir. Bu nedenle mü'min mübarek günleri oruç tutarak değerlendirmelidir.

Hadis-i şerifte naklediliyor:

«Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükafatını da ben vereceğim." buyurmuştur.» (Buharî, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)

4- DUA ETMEK

Mübarek gün ve geceler, Rabbimize dua ve niyazda bulunma zamanlarıdır.

Ayet-i kerîmede buyrulur:

"(Ey Resûlüm!) De ki: Sizin dua ve niyazlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?" (el-Furkan, 77)

Yine Rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duanın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.

Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahabîlerden birinin Allah'a hamd ve Resûlü'ne salavat getirerek duaya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:

"–Ey namaz kılan zat! Dua et, (duana hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duan kabûl olunur." buyurmuştur. (Tirmizî, Deavat, 64/3476)

5- TEVBE İSTİĞFAR ETMEK

Mübarek gün ve gecelerde bolca tövbe istiğfar etmeliyiz. Tevbe, Hakk'a dönüş demektir. Hakk'ı unutan ya da O'ndan gafil olan bir kulun, girdiği yanlış yolun farkına varıp yüzünü ve gönlünü Rabbine yöneltmesi ve affını dilemesidir. Böyle bir kulun kalbi büyük bir nedametle, için için yanar ve ılık gözyaşlarıyla Rabbine gönlünü açar. İşte bu yanış ve pişmanlık "tevbe"dir. Ardından af dilemek için kalplerden taşan niyazlar da "istiğfar"dır.

Başta peygamberler olmak üzere bütün velîler, salihler ve sadıklar; darlıkta ve bollukta, kederde ve sevinçte daima Cenab-ı Hakk'a iltica etmişler ve O'na niyaz halinde bulunmuşlardır.

İbn-i Ömer (r.a.) şöyle der:

"Biz, Resûlullah Efendimiz'in bir mecliste yüz defa:

«Allah'ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Çünkü Sen tevbeleri çok kabûl eden ve çok merhamet edensin.» dediğini saymıştık." (Ebû Davûd, Vitir, 26/1516; Tirmizî, Deavat, 38/3434)

Allah'a yöneliş ve kalbin ulvî bir seviye kazanmasında mühim bir yeri olan istiğfar, manevî kirlerden temizlenmenin de en mühim vasıtasıdır. Makbûl bir tevbe, kul ile Rab arasındaki engelleri ve perdeleri kaldırır, Allah Teala'nın sevgisine mazhar eder. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz Allah, çok tevbe eden ve çok temizlenenleri sever." (el-Bakara, 222)

"Onlar, bir kötülük yaptıkları veya kendilerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe ve istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler." (Âl-i İmran, 135)

6- HAMD ETMEK VE ŞÜKÜR HALİNDE BULUNMAK

Mübarek gün ve gecelerde Allah'a çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.

Ayet-i kerimede: "Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et." (Furkan, 58) buyrulmaktadır.

Resûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Meşrû işlere Allah'a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir." (İbn-i Mace, Nikah, 19; Ebû Davud, Edeb, 18)

"Şükür, imanın yarısıdır…" (Süyûtî, el-Camiu's-Sağîr, I, 107)

"Cenab-ı Hakk'ın nîmetlerine hamd ü sena, insanı nîmetin zevalinden emîn kılar." (Suyûtî, el-Camiu's-Sağir, no: 3836)

"Allah'a hamdetmek şükrün başıdır. Allah'a hamdetmeyen bir kul O'na şükür etmemiştir." (Suyûtî, el-Camiu's-Sağir, no: 3835)

7- ALLAH'I ÇOKÇA ZİKRETMEK

Mübarek gün ve gecelerde Allah'ı zikretmeye daha çok önem verilmelidir.

Ayet-i kerimelerde şöyle buyrulur:

"Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gafillerden olma!" (el- A'raf, 205)

"Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O'na yönel." (el-Müzzemmil, 8)

"…Allah'ı zikretmek, elbette en büyük ibadettir…" (el-Ankebût, 45)

Peygamber Efendimiz de şöyle buyurur:

"Allah'ı sevmenin alameti, Allah Teala'yı zikretmeyi sevmektir." (Suyûtî, el-Camiu's-Sağîr, II, 52)

"Yeryüzünde Allah Allah diyen biri var oldukça, kıyamet kopmayacaktır." (Müslim, İman, 234/148)

8- SALAT Ü SELAM GETİRMEK

Resûlullah Efendimiz'e salavat getirmeyi Allah Teala emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği, günahlarının bağışlanacağı bildirilmiştir.

Nitekim ayet-i kerîmede şöyle buyrulur:

"Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber'e çokça salat ederler. Ey müminler! Siz de O'na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin!" (el-Ahzab, 56)

Übey bin Kab (r.a.) diyor ki:

"Hazret-i Peygamber'e:

«– Ya Resûlallah! Ben sana çok salavat-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum.

«– Dilediğin kadar yap.» buyurdu.

«– Dualarımın dörtte birini salavat-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum.

«– Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.

«– Öyleyse duamın yarısını salavat-ı şerîfeye ayırayım.» dedim.

«– Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu. Ben yine:

«– Şu halde üçte ikisi yeter mi?» diye sordum.

«– İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.» buyurdu.

«– Öyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavat-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince:

«– O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.» buyurdu." (Tirmizî, Kıyamet, 23)

9- SADAKA VERMEK

Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belalardan muhafaza edeceği, buna ilaveten sadaka sahibini muhabbetullah'a nail eyleyeceği unutulmamalıdır. Mübarek gün ve geceler sadaka vermeye en güzel vesilelerdir.

Zira ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:

"Allah yolunda infak edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever." (el-Bakara, 195)

Peygamber Efendimiz zengin-fakir her mü'mini infaka teşvik eder, bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için mü'min şöyle buyururdu:

"Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun." (Buharî, Edeb, 34)

Muhabir: Yazar Silinmiş