Bismillahirrahmanirrahim…
Bekâr‐evli ayırımı yapılmaksızın; akıllı, ergin ve hür kişiler için Kur’ân’ın Nûr Sûresi’nin ikinci âyetinde belirlediği ceza yüz celde (sopa) olarak şöylece açıklanmaktadır: “Zinâ eden kadın ve zinâ eden erkekten her birine yüz celde/sopa vurun. Allah’a ve Âhiret Günü’ne inanıyorsanız Allah’ın dînîni tatbîk hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın. Mü’minlerden bir topluluk da onlara uygulanan Azab’a; cezaya şâhid olsun.”


KUR’ÂN’DA ZİNÂNIN CEZASI VE RECM OLMADIĞININ KANITLARI
Kur’ân‐ı Kerîm, zevki ciltte duyulacak zinaya, acısı da ciltte duyulacak yüz celde/sopa ceza belirler. Bu cezanın dışında, örneğin Recm gibi bir cezanın olmadığını da vurgular. Şimdi bu gerçeği beş madde halinde açıklamaya çalışacağız:
A-Zinânın cezasını belirleyen Nûr sûresinin 2. âyetinde evli‐bekâr ayırımı yapılmaksızın bütün zinâ eden erkekleri ve kadınları içine alacak şekilde Elif‐Lam’lı olarak el‐Zânîyetü ve el‐Zânî ism‐i fâil kipleri kullanılır. “El/Elif‐Lam“ takısı bütün zinâ edicileri içine alacağından buradaki zânileri bekârlara tahsîs edici bir karîne yoktur.
B-Kur’ân’da (Nisa 25, Ahzab 30, Nûr 2, 8) zinânın (yüz sopadan oluşan) cezası el‐Azab olarak geçmektedir. Nûr sûresinin ikinci âyetinde zinâcı erkek ve kadına yüz sopa vurulması emredildikten sonra “…Mü’minlerden bir topluluk da onlara uygulanan Azab’a; cezaya şahid olsun,” buyrulmaktadır.
Kocası tarafından hâkim huzurunda kendisine zinâ isnad edilen kadının, kocası gibi Li’ân’da; lânetleşmede bulunmasının ondan elAzab’ı gidereceğini yani zinânın cezasını düşüreceğini açıklayan Nûr sûresinin sekizinci âyeti, evlilerin cezasının da ikinci âyette açıklanan “Azabehuma”daki Azab olduğunu açıklamaktadır. Azab olarak, nitelenen ceza ise yüz sopadır ve sekizinci âyetteki el‐Azab’la ikinci âyetteki Azab da aynıdır:
“Kocası tarafından kendisi zinâ ile suçlanan kadının dört kere, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna Allah’ı tanık göstermesi, kendisini zinâ cezası olan el‐Azab’tan kurtarır. Kadının beşinci tanıklık ifadesi, ‐eğer kocası doğru söyleyenlerden ise‐ kendisinin Allah’ın gazabına uğramayı, dilemesi olacaktır.”


ZİNANIN CEZASI 100 SOPADIR
C-Evli mü’min câriyelerin zinâ cezasının hür kadınların zinâ cezasının/Azab’ının yarısı olduğunu açıklayan Nisâ sûresinin 25. âyeti de evli‐bekâr ayırım yapılmaksızın zinânın cezasının yüz sopa olduğunu pekiştirmektedir. Zira taşlanarak ölüm olan Recm cezasının yarısı olmaz.
Ahzab sûresinin 30. âyetinde Peygamberimizin eşlerine ilişkin olarak varsayım şeklinde geçen ve zinâ anlamına gelen Fâhişey‐i Mübeyyine’ye verilecek ceza olan Azab’ın, onlar için iki katı olacağı ifade edilmektedir ki Recm olacak Azab’ın yarısı olmayacağı gibi iki katı da olmaz.
D-Zinâ iftirası cezasını belirleyen Nûr sûresinin 4. Âyetinde, bağlamına göre evli veya bekâr kadınlar mânasına gelen “Muhsanât” kelimesi, her iki grubu da içine alacak tarzda “el” takısıyla “elMuhsanât” şeklinde kullanılmaktadır. (Nisa 24, 25)
Kur’ân’da bu âyetle, bekâr kadınlar gibi evlileri de içine alan elMuhsanât’a zinâ iftirasında bulunanlara 80 sopa ceza verilmesi, evlibekâr ayırım yapılmaksızın zinâya da 100 sopa verileceği hükmünü pekiştirmektedir.Çünkü zinâ isnad eden kişinin dört şâhidle zinâyı kanıtlaması halinde evlilere de şâmil olan el‐Muhsanât nitelikli kadınlara verilecek ceza 100 sopadır.
E-Kur’ân ileri sürüldüğü gibi evlilerin zinâ cezasını bekârların zinâ cezasından istisna ederek Recm’e onay verseydi, uyguladığı sistem gereği bunu açıklardı.
Mesela, Kur’ân namuslu kadınlara zinâ isnadını dört şâhidle kanıtlayamayan kişilere 80 celde/sopa vurulmasını emrederken kişinin kendi karısına zinâ isnadını bu ana hükümden istisna ederek Li’ân yolunu açmış, ama bunu lafzen de açıklamıştır. (Nûr 4‐6) Aynı yöntemle kocası ölen kadınların iddeti dört ay on gün olarak belirlenmiş iken hâmile kadınların iddeti doğumla irtibatlandırılarak istisna edilmiş, ama bu istisna lafzî olarak da açıklanmıştır. (Bakara 234, Talâk 4) Zinâ cezasında ise evlileri istisna eden bir açıklama yapılmamıştır.


SÜNNET’DE ZİNÂNIN CEZASI HAKKINDA 2 GÖRÜŞ VAR
1‐ Zinânın Evliler ve Bekârlar İçin Sünnet’teki Cezası, Kur’ânî Cezanın Aynıdır
Yukarıda tercümesi sunulan Nûr sûresinin ikinci âyetinin indirilişinden sonra şanlı Peygamberimizin evlilere de şâmil olan Kur’ânî cezanın dışında farklı bir ceza, örneğin Recm uyguladığı sabit olmamıştır. Bu, sebeple yürürlükteki Sünnet’te zinânın cezası, Kur’ânî cezanın aynıdır. Bir diğer ifadeyle yüz sopadır.
2‐ Zinânın Sünnet’teki Cezası Recm’dir
Sevgili Peygamberimizin zinâ cezası olarak yaptığı uygulamayı Kur’ânî cezayı belirleyen Nûr sûresinin ikinci âyetinin indirilişinden öncesi ve sonrası şeklinde bir ayırıma yer vermeksizin belirleyen ve çoğunluğu oluşturan klasik dönem İslâm bilginlerine göre evlilik geçirmemiş bekâr erkek ve kadınlar için zinâ cezası yüz sopadır. Cinsel ilişkiyi içeren bir evlilik geçirmiş olan erkek ve kadının cezası ise Recm= taşlanarak ölümdür.
Onları bu şekilde değerlendirmeye yönelten Kur’ân’da Recm’in olmayışı fakat Sünnet’te yer almasıdır. Ancak yukarıda değinildiği üzere Hz. Peygamberin Recm uyguladığı kesin olmakla birlikte, bu uygulama, Nûr sûresinin zinânın cezasını 100 sopa olarak belirleyen 2. âyetinin indirilmesinden önce Tevrat hükmü olarak yapılan uygulamadır.
Peygamberimiz kendisine Recm hükmü indirildiğini söylememiş, yukarıda değinildiği üzere uygulamayı Tevrat hükmü olarak yaptığını açıklayarak Allah’a hamd etmiştir. Böylece örneğin Tevrat’ta yer alan “Kısas yasası” ve “Âdet hali ilişkisi yasağı” Kur’ân’la pekiştirilirken Recm de kaldırılmıştır.
Burada hatırlatılması gereken bir diğer önemli husus da şudur: Suçla ceza arasında ilişki aranır. Bekâr da, evli veya evlilik geçirmiş kişiler de cinsel arzuları ve zinâya düşme zaafları olan insanlardır. Bekâra 100 sopa cezası verilirken evliye ölüm cezası verilmesi Kur’ân mantığıyla da insan doğası ile de çelişir. Kaldı ki İslâm’da inanç, ibâdet, görev, haram, cihad, mîras ve kısas gibi hiçbir alanda bekârla evli arasında farklı kılınmış hükümler yoktur.