Çalap nûrdan yaratmış, canını Muhammed'in
Âleme rahmet saçmış adını Muhammed'in
Yunus Emre
Allah Resulü (sav)'ne annesi Hz. Âmine hamileydi. Bir gece bir rüya gördü.
Kendisine şöyle seslenildi:
-Ey Amine!
Sen insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamilesin.
Onu dünyaya getirdiğin vakit, 'her hasetçinin şerrinden korunması için bir ve tek olana sığınırım.' de.
Sonra ona Muhammed adını ver!
Dede Abdulmuttalip, doğumunun yedinci günü tüm yakınlarına, develer kurbanlar keserek ziyafet verir.
Mekkeliler ziyafetten sonra sorarlar:
-Ey Abdul Muttalip!
Çocuğuna ne isim taktın?
-Muhammed ismini taktım.
-Niçin atalarının ismini takmadın da bu ismi taktın?
-Ben bu ismi takarak istedim ki, gökte Allah, yerde de insanlar bu yavrumu övsünler. (M. Asım Köksal, İslam Tarihi Mekke Devri s.49-50, Sahihi Buhari, Tecrid-i Sarih, c.10 s.41)
Muhammed'in Anlamı
Efendimize Muhammed isminin verilmesi böyle gerçekleşti.
Annesinin rüyası ve Abdul Muttalip'in dileği, her ne kadar kendilerinin görmesi kısmet olmadıysa da gerçekleşmiş oldu.
Muhammed kelimesi, Arapça "Hamd" kökünden gelmektedir. Bu isim şu anlamlara gelmektedir:
Övülmüş.
Çokça övülmüş.
Tekrar takrar övülmüş.
Kendisinde övülecek pek çok sıfatları olan.
Övgüyle karşılanacak özellikleri çok olan, bu anlamda kemale eren.
Övgüye değer tüm güzellikleri ve iyilikleri üzerinde toplamış olan. (M. Yaşar Kandemir, Muhammed, TDV İslam Ans. 30/423)
Allah Resulü (sav) daha henüz dünyaya teşrif etmeden önce meleklerin dili ile Hz. Adem'den de kendisine gelinceye kadar tüm peygamberlerin diliyle övülmüştür
Peygamber Efendimiz (sav)'e; hem kendisinin, hem dininin, hem de ümmetinin övülmüş olması ve üstün niteliklere sahip oluşundan dolayı bu isim verilmiştir. (İbn-i Kayyım, Zadü'l-Mead, c.1 s. 84)
Efendimiz (as); yaradılış ve davranışında olduğu gibi, isminde de tüm güzellikleri barındırmaktadır.
En Çok Muhammed İsmi Kullanılırdı
Peygamber Efendimiz (as) en çok Muhammed ismini kullanırdı.
Kelime-i Tevhid'in ikinci bölümünde "Muhammedün Resûlullah" ibaresinin geçmesi, bu ismi Müslümanların her gün her zaman kullanmalarını gerektirmiştir.
Allah Resulü (sav) de yaptırdığı yüzük/mühründe "Muhammed Resul Allah" ifadesini kazdırmış idi. Onu parmağında yüzük olarak taşıyor ve yazışmalarda, anlaşmalarda da kullanıyordu.
Yine zaman zaman Muhammed b. Abdullah ifadesini de kullanmıştır.
Bir gün Allah Resulü (sav) minbere çıkmış ve halka hitaben şöyle seslenir:
-Ben kimim?
Ashab-ı Kiram cevap verir:
-Sen Allah'ın Resulüsün, sana selat ve selam olsun!
Bunun üzerine efendimiz (as) şöyle cevap verir:
-Ben Muhammed b. Abdullah b. Abdul Muttalip'im.
Asrı Saadet'te, kendisine seslenecek olan ashab-ı kiram, önceleri ona ismiyle de hitap ederlerdi. Ancak daha sonra gelen şu ayet herkese gereken mesajı vermiş oldu: "Ey Müminler! Peygamberi kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın." (Nur 24/63)
Bu ayetten sonra hiçbir sahabi, ona ismiyle seslenmemiştir:
-Ya Resûlallah! Veya "Anam babam sana feda olsun ya Resulallah!" diye seslenir veya cevap verirlerdi. Ancak çölden gelmiş bedevîler veya adap yoksunu insanlar;
-Hey, Muhammed! Diye seslenirlerdi.
Fakat tarih boyunca Müslümanlar, "Peygamberimizin ism-i şerif'ine karşı sonsuz bir titizliği ve saygısı olmuştur. O'nun mübarek ismi anıldığı zaman, ayak ayak üzere atılmaz, atılmışsa hemen indirilir, elde sigara ve benzeri bir şey varsa bırakılır, o dumanla ismi telaffuz edilmez, bir nevi esas vaziyet alınır. Ve sağ el sol göğüs ezere konularak "Allahumme salli ala seyyidina Muhammed." Şeklinde salavat getirir. Her Müslüman buna mümkün mertebe riayet eder."
Kur'an'da Muhammed İsmi
Kur'an-ı Kerim'in 47. sûresinin adı Muhammed'dir.
Meallerini aşağıya aldığımız ayetlerde Peygamber Efendimiz (as)'in mübarek isimleri geçmektedir:
"Muhammedancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir." (Ali İmran 2/144)
"Muhammed sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir. Fakat O, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir." (Ahzap 33/40)
"İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların, günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir." (Muhammed 47/29)
"Muhammed Allah'ın resulüdür. Beraberinde bulunanlar da kafirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler." (Fetih 48/29)
Bu ayetlerin her birinde Peygamber Efendimizle ilgili bir boyuta değinilmektedir.
Müslümanlar, Kainatın ve Tüm Zamanların Efendisi olan Hz. Muhammed (sav)'e her zaman hürmetlerini, sevgilerini ve bağlılıklarını dile getirmişler, şefaatini ummuşlardır.
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed.***





