Geçmişe gitmek bazen ileriye gitmekten daha zordur…
Aslında insanlık anılarıyla ve mazileriyle yaşar ve yaşamak ister…
Fakat geçmişe döndüğünüzde içinizi burkan, yüreğinizi yakan, yüzünüzü ekşiten, gönlünüzü daraltan hadiseler var ise; geçmişle hesaplaşmak bu nedenle zordur. İşte bu yüzden, zorda kalınca bizler hesaplaşmak yerine bazen bizi kendimizden ve geleceğimizden alıkoyacak ve engelleyecek nedenlerden vedalaşmak isteriz…
İşte, halkımızın yapılan hizmetler nedeniyle adeta memnuniyetini dile getirdiği bu teveccüh, AK Partimizi üç dönemdir tek başına ve millet aşkına iktidar eylemiştir…
Bu vesile ile bugün dünden çok daha güçlü olan gurur duyduğumuz ülkemiz; kazandığımız ve kazandırdığımız başarılarıyla onur duyduğumuz devletimiz; mazlumun ve mağdurun daim yanında her zamankinden çok daha cömert milletimiz adına, bu kutlu yolculukta ve neticede bu mutlu yolculukta emeği geçen, hakkı ve hakikati seçen cansiparene bir şekilde çalışarak daim Türkiye'mizi önceleyen tüm yüreklere canı gönülden şükranlarımı sunuyorum…
Tabi burada muhalefet partilerimizin sergilediği tavır nedeniyle de teşekkürü(!) hak ettiklerini düşünüyorum…
Zira gerekçesiz sunulan istemezükcü muhalif yaklaşım bizi dersimize çok daha fazla çalışmaya ve ödevimizi hakkıyla yerine getirme hususunda daha fazla gayret etmeye sevk etmiştir ki; zaman zaman muhalefetimizin direnci tükenmiş fakat bizim milletimize hizmet etme yolunda inancımız asla tükenmemiştir…
İşte bugün gelinen bu başarının tıpkı bir öykü derlemesi gibi tek yürek olup uzun bir solukta katedilmesi, bugünlere olan inancımızdandır…
Bizler bugünlere inandık...
Bu nedenle fert fert, grup grup kendimizi bu mücadeleye adadık…
İnandık Hakk'a, güvendik halka…
Azim ve gayretle bugünleri düşleyerek "İnsanı yaşat ki; devlet yaşasın" diye düştük yollara…
Tüm insanlık için yaşanılabilir bir dünya özlemiyle çıktığımız geleceğin Türkiye'si yolunda, her türlü yatırımları yaparken ilk önceliğimiz "insanı yaşatmak" üzere olmuştur…
İşte bu hususta "olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" düsturundan hareketle geleceğin Türkiye'si için sağlık adına çok önemli projeler hayata geçirildi ve birçok yatırımlar gerçekleştirildi…
Sevgi dolu insanlarımız, sağlıklı bir şekilde sevdikleriyle daha nice güzel günler yaşasınlar ve daha nice uzun bir ömür sürsünler diye sağlık alanında yapılacak projelerimizin ve bu projelere hayat verecek ufkumuzun ucunu hep açık bırakıyoruz…
Yakın geçmişi isterdik ki; torunlar dedelerinin dizleri dibinde hayırla yad etsinler ama bir neslin ömrü hastane kuyruklarında geçti… En nihayetinde yapılan muayene sonucunda reçetede mutlak olan, yine beklemekti yazılan ilacı… Bu sefer de eczane kuyruğunda…
Eczanelerde ilaç kuyruklarından bugün anlık ve günlük ilaç teminine, modern ve hijyenik hastanelerimizde randevulu muayene sistemi ile hasta memnuniyetine varan bu başarı, işte bu ufkun ve projelerin bir neticesi olmuştur…
Halk içinde bir deyişimiz vardır malumunuz "Kendi muhtaç himmete bir dede. Nerde kaldı ki gayrıya himmet ede."
Hastanelerimiz vardı ama virane…
Hastanelerimiz vardı ama duvarları çatlamış, tehlike arz ediyor…
Hastanelerimiz vardı kırk yamalı boca gibi baraka baraka….
Bu halde bir hastanenin, bir sağlık kuruluşunun şifa dağıtılabilmesi ne kadar mümkündür?
En zor operasyonları gerçekleştiriyorsunuz, hadi geçmiş olsun diye hasta yakınlarına müjdeler sunuyorsunuz ama sonrasında hasta enfekte oluyor…
Neden?..
Bu fiziki hal içerisinde bulunan hastanelerin kendisi sağlımızı tehdit ediyordu…
Bu nedenle halkımızın sağlık, sıhhat ve selameti için memleketimizin ihtiyaç analizindeki verileri önceleyerek sağlık ocaklarından, aile sağlık merkezlerine, devlet hastanelerinden eğitim araştırma hastanelerine kadar yeniledik, yenilerini inşa ettik, modernize ettik…
Ümit ediyoruz ki, en kısa zamanda hayata geçirilecek modern şehir hastaneleriyle insanımızın hayatına hayat katarak, daha güzel günlere hep birlikte sağlık ve mutlulukla erişiriz…
Halkımıza layık olduğu bir değerle onlara bu hizmetleri sunmaya çalışıyoruz…
İnsanın doğası gereği hırsından dolayı genelde kanaatkar olmak öğütlenir…
Ama mevzu Hakk'a ve yaratılmışların en güzeli insana hizmet ise burada kanaatkarlık insanı tembelliğe sevk eder… Bu nedenle yetinmedik… Daha iyisi nasıl olur diye düşündük ve düşledik..
Hamdolsun tüm hastaların ihtiyaçlarına cevap verecek tasarımda ve donanımda şehir hastaneleri projelerimize dair kolonlar yükseldikçe, sağlıklı bir geleceğe dair umutlarımız da artıyor…
İstiyoruz ki; bu mekanlar birer hayat kaynağı ve şifa merkezi olsun; çocuklarımız için, gençlerimiz için, insanlarımız için, tüm insanlık için…
Evet tüm insanlık için diyoruz…
Yıllar önce bu cümleyi kursaydık bazılarınız güler ve bir tabir kullanırdı…
Gülerdik ağlanacak halimize ama bazen acı gerçekler de çaresizlik nedeniyle insana tebessüm ettirir…
Fakat sağlık sektörümüzün hali pür melali buydu…
Ama bugün…
Bugün dünyaları alsak da vermeyeceğimiz bu cennet vatanımızda artık "Sağlık Turizmi" diye bir sektör kendiliğinden oluştu…
Yurt dışındaki insanlara kimse zoraki Türkiye'de muayene olacaksın demedi…
Ama onların vicdanları ne dedi?
Türkiye' de insana yakışır bir hizmet var dedirtti…
Eskiden belki turistik gezi yapar, hasta olur giderlerdi…
Şimdi hastalığı için geliyor, şifa buluyor, sağlığı sıhhati yerine gelince ondan sonra geziyor…
Tüm bu çabalarla, tüm bu gayretlerle sağlık turizmi yerleşiyor ve gelişiyor…
Geldiğimiz nokta bu…
Yenmek yiğitliktendir…
Ama hakkı teslim etmek de yiğitlik göstergesidir…
Çalıştık, çabaladık…
Yurt dışı seyahatlerinde tek tek not aldık…
Hangi yönde iyiyiz, hangi yönde eksiğiz, hangi yönde yeterliyiz, hangi yönde yeterli değiliz…
Döndük ülkemize el ense yapmadık…
Milletimize çok daha iyi hizmet edebilmek için nasıl gelişebiliriz, nasıl geliştirebiliriz için kritik yaptık, toplantı yaptık…
Son modern teknolojiyi en güncel haliyle hep yakın takibe aldık…
Kaynaklarımızı etkin, verimli ve israf etmeden kullanarak, tüm hastanelerimizde bu modernizasyonu gerçekleştirdik…
Tüm bunlar insanımıza yapılan bir yatırımdır…
Malumunuz deriz ki; alet işler, el öğünür…
Doğrudur bu söz…
Çok kıymetli doktorlarımız ve mühendislerimiz vardı…
Yakın bir tarihe kadar diyorduk ki, niye gelmiyorsunuz…
Gerekli teçhizat ve donanım yok, laboratuvar yok, yok yok…
Ama bugün sağlık sektörü alanında insanımıza hizmet aşkıyla bu teknolojik devrimi gerçekleştirdik…
Ne diyoruz…
Sadece "kuru kuru" gelin demiyoruz…
Burası sizin vatanınız, burada doğdunuz, burada büyüdünüz, buranın ekmeğini, suyunu içtiniz, ülkeniz hizmet bekler diye sadece duygusal olarak yaklaşmıyoruz…
Diyoruz ki;
Siz bu vatanın evladısınız…
Bu vatan sizin…
Mesleğinizi bu ülkemize ve insanlarına en faydalı şekilde sunmak için ne gerekiyorsa biz varız, siz de var mısınız dedik…
Ve tersine beyin göçü başlattık...
Lojistik olarak ne gerekiyorsa en hassas ve ince noktasına kadar planladık…
Dört teker ambulansları bulamadığımız günler vardı yok muydu?
Ama bugün hamdolsun sayıları binleri aştı, nice kritik hastalarımıza ulaştı…
Kış arazi şartlarına göre ekiplerimizi modernize ettik, paletli ambulanslarla gücümüz yettiğince, gözümüz gördüğünce gittik…
Bu kadar mı?
Hayır…
Uçak ambulanslar ve helikopter ambulanslarla zaman ve mekana karşı şifa dağıtmaya ant içtik…
Sağlık sektöründe hizmet verecek personellerimizin eğitim kalitesini yükseltmek için eğitim penceresini hep açık bıraktık…
Yoğun çalıştırdık ama yormadık…
Başta lisans tamamlama olmak üzere sağlık çalışanlarımız için kariyer planlama fırsatları sunduk…
Tabiki her marifet iltifata tabidir…
Bu vefayı hiç bir zaman bir semte indirgemedik…
Bu vefayı hiç bir zaman bir sokağa sığdırmadık…
Bu vefayı gönüllere yerleştirdik…
Vefalı gönüllerle gönüller inşa ettik…
İşte bu anlamda geleceğin Türkiye'si için çıktığımız bu yolda hayallerimizi, projelerimizle hayata geçiyoruz… Her daim savunmada kalmak ve yakalandığımız hastalıklara karşı direnmek için verdiğimiz mücadelede artık bir adım öndeyiz…
İşte bu nedenle insanımızın sağlıklı geleceğine dair yepyeni bir meşale yaktık, geleceğimizi ve geleceğimiz gençliğimizi aydınlatsın diye…
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız hastalıklara karşı mücadelede yeni bir dönemin başlangıcı ve yeni bir sürecin müjdecisidir…
Müşahhas alanlarda çalışmalar yürüten sadece deneyim değil aynı zamanda bilimsel bilgi altyapısına da sahip enstitülerin varlığı TÜSEB için fevkalade önemli bir bilim merkezi olma yolunu da açacaktır…
Tüm bunların neticesinde elde edilen bilgi ve tecrübenin hizmet olarak topluma sunumunda öncelikle hedeflenen kalite standartlarına tüm sağlık merkezlerinde ulaşılması ve sonrasında hep birlikte saf saf geliştirilmesi, ilerletilmesi ve sürekliliği için yapılacak toplumsal paydaşlı çalışmalar, çalıştaylar ve toplantılar sayesinde sağlıklı bir topluma dair en büyük umut olarak doğan TÜSEB; hastalıklara karşı hastalarımız için de ümitle büyütülecektir ve büyüyecektir.
Sağlıklı bir toplumun en önemli adımı hiç şüphesiz sağlık eğitimin yayılması ve yaygınlaştırılmasıdır. İşte bu nedenle eğitimin her kademesinde attığımız adımlara bir yenisini daha ekliyoruz… Amacımız sağlık bilimleri alanına odaklanmış bir üniversite yapılanmasıyla göze ve gönle şifa İbn-i Sina'lar yetiştirmektir…
Hastanelerimizin modernizasyonu ve son teknoloji donanımı kadar önemli olan diğer bir husus da yetişmiş, dinamik, bilgili ve tecrübeli uzman kadro ile bu mekanları azami derecede hizmet üreten şifahaneler haline getirmektir…
Bu amaçla ülkemizin ilk modern tıp fakültesi olan Mektebi Tıbbiyeyi Şahane için inşa edilen ve uzun yıllar tıp fakültesi olarak hizmet veren ve halen Marmara Üniversitesi'ne tahsisli olan Haydarpaşa Kampüsü yeni umudumuz, gözbebeğimiz, gönül bebeğimiz Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesine tahsis edilmiştir… Umuyoruz ve gayret ediyoruz ki; geçmişe tanıklık eden bu mekanın Türkiyemizin yeni geleceğinin de yakîn şahidi olsun…
Sağlık sektöründe son 10 yılı aşkın bir süredir adeta çığır açan; hastanelerin tek çatı altında toplanması, Sosyal Güvenlik Kurumunun oluşturulması ve ilaç kuyruklarının sonlandırılması gibi fevkalade önemli hizmetlere Sağlık Bilimleri Üniversitemizin kurulması da eklenerek başarımız taçlandırılacaktır.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımızın mütemmim bir cüzü olan Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitemizin geleceğin Türkiye'sine sağlıklı bir katkı sunacağına dair inancımız her zamankinden çok daha fazladır.
Ülkemizde sağlık sektöründeki bu süreçlere katkısı olan tüm herkesi böylesi hayat vaat eden bir çalışmaya vesile oldukları için takdir ederken aynı zamanda özverili çalışmaları nedeniyle tüm gönüllere ve gönüllülere şükranlarımı sunuyorum.
Sağlıcakla kalın…

Muhabir: Yazar Silinmiş