0
7 Haziran öncesi özellikle muhalefet partileri, merkez medya ve paralel yapı günlerce "Ak Parti'nin seçimlere hile karıştıracağını", "seçimlerin şaibeli olacağını" söyledi. Bu yönde onlarca haber yapıldı, sayısız manşet atıldı. Fakat bu iddiaların tamamı 7 Haziran gecesi bıçak gibi kesildi. Zira o geceki sonuçlara göre HDP, %13 oy almış, Ak Parti'nin tek başına iktidar olma şansı kalmamıştı. Dolaysıyla artık "hile yapıldı" iddialarını sürdürmenin anlamı da kalmamıştı. Tabi eğer Ak Parti tek başına iktidar olabilseydi veya HDP barajı aşmamış olsaydı, büyük ihtimalle bugün biz "hileleri" konuşuyor olacaktık. Fakat bugün hiç kimse Ak Parti'nin yapacağı söylenen sözde elektrik kesintilerinden, hilelerden, şaibelerden bahsetmiyor.
2015 seçimleri HDP'nin parti olarak girdiği ilk seçim oldu. HDP, 2011 genel seçimlerinde bağımsız olarak seçim yarışına girmiş ve %6,57 oy almıştı. 2015 seçimlerinde ise HDP, %13'e ulaştı. HDP'nin ciddi bir başarı elde ettiği konusunda herhangi bir şüphe yok. İyi bir propaganda ve kampanya süreci yürüttüler. Bazı bölgelerde tehdit, şantaj ve baskı olsa da milli irade, demokrasi ve sandığa inanan bir yurttaş olarak bu sonuçlara genel olarak saygı duyduğumu, HDP'nin bu başarısını sadece tehdit ve baskıyla açıklamanın haksızlık olacağını peşinen söylemek isterim.
Ancak bütün bunları söylerken, genel seçim sonuçlarını çok fazla etkilemese de herkesin üzerinde durup düşünmesi gereken bazı gerçeklerin ortaya konulması gerektiğine inanıyorum.
Bu minvalde Milat Ankara ekibi olarak yaptığımız araştırmalarda elde ettiğimiz bulguların bizi hayrete düşürdüğünü not düşmem gerekiyor. Doğrusu bazı sandıklardan çıkan sonuçlar "insanüstü" bir gücü ima ediyor.
Bugün manşetimizde de gördüğünüz gibi Doğu ve Güneydoğu'da 136 sandığı incelemeye aldık. Bu sandıklardan çıkan "kusursuz seçmenler(?)", yorumlanmayı ziyadesiyle hak ediyor.
Çok ilginç bir şekilde Diyarbakır, Mardin, Ağrı, Hakkari'deki bazı köy ve mahallelerde kurulan 136 sandığın tamamında "sıfır geçersiz oy" çıkıyor. Bu sandıklarda oy kullanan seçmenlerin tamamı hiç fire vermeden ve hiçbir hata yapmadan"insanüstü bir güçle" oylarını HDP'ye veriyor. Kullanılan 18,381 oyun tamamı "sıfır hata ve sıfır fire" ile kullanıyor. Bu sandıkların tamamında HDP dışında herhangi bir partiye tek bir oy çıkmıyor ve kullanılan bütün oylar geçerli sayılıyor. Türkiye genelinde HDP'nin sıfır fire, sıfır geçersiz oy ile %100 oy aldığı 262 sandık olduğu söyleniyor.
Oysa resmi kayıtlara göre, 2011 seçimlerinde aynı sandıklarda bir çok geçersiz oyun olduğu görülüyor.
2013'te REIDIN ve Sosyo-Ekonomik Derecelendirme (SED)'in ortak yaptığı refah, yaşanabilirlik ve kültürel-eğitim düzeyi araştırmasına göre Türkiye'nin en eğitimli ilçeler sıralamasında ilk sırada İstanbul'un Beşiktaş ilçesi, ikinci sırada ise yine İstanbul'un Adalar ilçesi yer alıyor.
7 Haziran'da Beşiktaş ve Adalar'da kurulan iki sandıktan çıkan geçersiz oylara bakalım:
İstanbul Beşiktaş 1071 no'lu sandık: 320 seçmen oy kullanmış. Bu seçmenlerden 16'sının oyu çift mühür kullanmaktan geçersiz sayılmış.
İstanbul Adalar 1015 no'lu sandık: 279 seçmen oy kullanmış. Bu seçmenlerden 16'sının oyu hatalı kullanıldığı gerekçesiyle geçersiz sayılmış.
Beşiktaş ve Adalar ilçesi, Türkiye'nin en eğitimli ilk iki ilçesi olmasına rağmen seçmenlerin en az %5'i geçersiz oy kullanmış.
Öte yandan Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 1070 no'lu sandıkta kayıtlara giren hiçbir geçersiz oy olmamış. Kullanılan 313 oyun tamamı geçerli kullanılmış. Bir başka ifade ile seçmenlerin hiç birisi herhangi bir mühür kaydırması, pusulayı katlama hatası yapmamış ve hepsi "profesyonel" bir şekilde oylarının tamamını firesiz-hatasız HDP'ye vermiş.
Bu karşılaştırmayı yaparken şüphesiz Doğu-Batı, Eğitimli-Eğitimsiz karşılaştırması veya Kültürlü-Kültürsüz anolojisi yapma derdinde değilim. Bu tip anolojilerin etik ve ahlaki olmadığını da düşünürüm. Ancak ne olursa olsun insanlar, doğaları gereği mutlaka hata yaparlar. Nihayetinde insanlar "makine" veya "robot" değildir. Hata yapmak insanlara özgüdür.
İnsanlara dair bu genel kurala rağmen, Doğu ve Güneydoğu'daki bazı seçmenlerin "insanüstü" bir performansla, tek bir mühür hatası yapmadan, fire vermeden oy kullanması mucizevi bir durum.
Öyle ki, 30'un üzerinde sandıkta kayıtlı seçmenden daha fazla seçmen sıfır geçersiz oy ile oyların %100'ünü HDP'ye vermiş. Söz gelimi Bitlis Tatvan 1130 no'lu sandıkta kayıtlı seçmen sayısı 49 iken HDP 52 oy almış. Hakkari Merkez 1133 no'lu sandıkta kayıtlı seçmen sayısı 76 iken HDP 80 oy, Mardin Kızıltepe 1215 no'lu sandıkta kayıtlı seçmen sayısı 123 iken HDP 125 oy, Diyarbakır Lice 1080 no'lu sandıkta ise 50 kayıtlı seçmen varken HDP 56 oy almış. Yani HDP, 30'u aşkın sandıkta firesiz, hatasız, geçersiz oysuz, oyların %100'ünü almış ve buna ilaveten başka yerlerde kayıtlı olmasına rağmen görevli olduğu için kanun gereği bu sandıklarda oy kullanan görevlilerin tamamının oylarını da alarak "doğaüstü" bir performans sergilemiş.
Seçim öncesinde partiler, teşkilatlarına devamlı "sandıklara sahip çıkın" uyarısı yapmasına rağmen görünen o ki o bölgede "oyuna sahip çıkan(?)" tek parti HDP olmuş. Peki, bu oylar sayılırken diğer partilerin sandık görevlileri neredeydi? Bölgenin en güçlü partilerinden olan AK Parti'nin bu 136 sandığın hiçbirisinde tek bir müşahidinin olmadığı anlaşılıyor. Bu sandıkların başında olması gereken Ak Parti müşahitleri o gün neredeydi? Veya bu mahalle ve ilçelerde Ak Parti teşkilatları mı yok? Varsa neredeler?
Ayrıca, "seçimlere hile karışacak, trafolara kedi girecek, Ak Parti elektrikleri kesecek, şaibe olacak" tatavası yapan merkez medya, paralel yapı ve muhalefet partileri bu "doğaüstü" sonuçlarla ilgili neden tek laf etmiyor?
Acaba tek bir sandıkta dahi böylesi bir "kusursuz sonucu" Ak Parti elde etseydi, merkez medya bu tabloyu her gün manşetine taşımaz mıydı?