Be hey gafiller! Be hey modern zaman münafıkları! Bir hutbeden bu kadar rahatsız olmanız, içinizdeki İslam düşmanlığının dışa vurumundan başka nedir? Diyanet'in hutbesinden rahatsız olan şu züppe takımına bakın. Ertuğrul Özkök efendi, köşesinden ahkam kesiyor, hutbelere karışıyor, sanki kendisi din alimi!
Her Cuma günü minarelerden yükselen ezan sesi bile rahatsız ediyor bunları. Camilerimizden yükselen hak sözü hazmedemiyorlar. Çünkü bunların derdi hutbe değil, bunların derdi İslam. Bunların derdi, milletin manevi değerleriyle olan bağı.
Ertuğrul efendi! Sen kimsin de Diyanet'in hutbesini eleştiriyorsun? Senin yazdığın hangi satır, hangi kelime bu milletin değerlerini yansıtıyor? Sen ve senin gibi düşünenler, yıllarca bu milleti hor gördünüz, inancını küçümsediniz, değerlerini aşağıladınız.
Bakın şu densizliğe! İslam'ın temel değerlerinden bahseden bir hutbe rahatsız ediyor bunları. Peki soruyorum size: Bu millet camiye gitmesin mi? İmamlarımız sussun mu? Hutbeler sadece sizin istediğiniz konulardan mı bahsetsin?
Sizin demokrasi anlayışınız bu kadar işte! Özgürlük diye diye milleti özünden koparmaya çalışıyorsunuz. Laiklik perdesi arkasına saklanıp, mukaddesatımıza saldırıyorsunuz. Ama bilin ki bu millet, sizin gibilerinin oyunlarına gelmeyecek kadar feraset sahibidir.
Hey Ertuğrul efendi! Senin ve senin gibi düşünenlerin köşe yazıları bir gün unutulup gidecek, ama o senin eleştirdiğin hutbeler, kıyamete kadar bu milletin gönlünde yaşayacak. Çünkü o hutbeler, bu milletin özüdür, mayasıdır.
Bu milletin inancıyla uğraşmaktan vazgeçin artık! Bırakın da insanlar inandığı gibi yaşasın. Sizin modern görünümlü cahiliyeniz, bu milletin asırlık irfanının yanında bir hiçtir.
Ve son olarak şunu söyleyeyim: Bu millet, sizin gibi düşünenlere rağmen, inancına, değerlerine sahip çıkmaya devam edecek. Hutbeler okunmaya, ezanlar yankılanmaya devam edecek. Ve siz, o köşelerinizde kudurdukça kuduracaksınız!..