0

Resûlüllah Efendimiz, bir gün Mescitte ashabının arasında oturuyordu. O sırada Hz. Ali içeri girdi. Oturacak bir yer aradı. Bulamadı. Peygamberimiz, hangisi ona yer açacak diye ashabının yüzüne bakıyordu. Resûlüllahın sağında oturan Hz. Ebubekir:

– Hasanın babası! Gel, buraya otur, diyerek Hz. Ali'ye yanında yer gösterdi. Hz. Ali, Hz. Ebubekir ile Hazret-i Peygamber arasında gösterilen yere oturdu.

Peygamberimizin sevinçten gözleri parladı. Hz. Ebubekir'in bu davranışından memnun olmuştu. Ona dönerek:

Ya Eba Bekir! Büyüklerin kadrini, ancak büyükler bilir, diyerek iltifat etti.

* * *

Adamın biri Mescide girmişti. Peygamberimiz, o sırada mescitte yalnızdı. Adamı görünce toparlandı. Oturması için ona içerde yer gösterdi. Adam:

– Ey Allah'ın Resûlü! Yer oldukça geniş, niye zahmete giriyorsun? deyince Allah Resûlü ona:

Müslüman bir başka Müslümanı gördüğünde, onun için toparlanıp yer açması görevidir, buyurdu.

DOSTLUĞA SAYGI VEFA GEREĞİDİR

Resûlüllah'a bir gün ihtiyar bir kadın gelmişti. Allah Resûlü ona: "Kimsin?" diye sorduktan sonra, aralarında şu konuşma geçti:

– Müzen kabilesinden Cessame'yim (*).

– Hayır sen Müzenli Hassanesin... Nasılsın, iyi misin, ben görmeyeli ne alemdesin?

– İyiyim. Anam babam sana feda olsun ya Resûlallah!

Kadın çıkıp gittikten sonra, Hz. Âişe dayanamayıp sordu:

– Ya Resûlallah. Bu ihtiyar kadına, bu ilgi, bu iltifat neden?

Peygamberimiz şu cevabı verdi:

Ya Âişe! O, Hatice'nin sağlığında da bize gelirdi. Hatice'nin iyi dostu idi. Muhakkak ki eski dostluğa saygı göstermek, vefalı davranmak imandandır.

(*) Cessame: Tembel, uykucu, ağır davranan manalarına gelmektedir. Hassane ise: çok güzel anlamındadır. Peygamberimiz manası güzel olmayan isimleri değiştirirdi...