Değerli okurlarım, ABD Başkanı Donald Trump'ın müdahalesiyle İran ile İsrail arasındaki savaş sonlandı. Yazının başında, on iki gün süren çatışmalar, İnşallah kalıcı olarak çözüme kavuşmuştur diyorum.


   İşin içinde, Trump ve İsrail oldu mu insan şerh koymadan edemiyor. Çünkü bunların ne zaman ne yapacağı belli olmuyor.


   Örneğin, İsrail'in Gazze'de ne kadar ateşkes ihlal ettiği bilinmiyor. Hele Trump deseniz, akşam "ak" dediğine sabah "kara diyor.


   Sadece on iki günlük savaş sürecinde yaşananlara bakılsa, ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.


Haberleşmeli Savaş...


   Değerli okurlar, hem Donald Trump, hem de çatışmanın aktörleri savaş literatürüne yeni bir usul kazandırdılar.


   O da: Saldırı yapmadan önce karşı tarafa haber vermek. Buna dense dense , Haberleşmeli Savaş denir.


   Benim bildiğim Savaş düşmanlar arasında olur; dostlar arasında değil... Allah aşkına söyleyin... Saldırmadan önce bunlar birbirlerine haber veriyorlarsa, onlara nasıl düşman diyeceğiz?


   Ha tekrar İran İsrail arasında sağlanan ateşkesin kalıcı olup olmama konusuna dönersek... Ben bu konuda her an herşeye hazırlıklı olun derim.


   Bunun nedeni: Tarafların savaş süresince aldıkları hasar ve kayıpların hıncını birbirlerinden çıkaramamış olmasıdır.


   Size soruyorum... Mesela İran, Genelkurmay Başkanı ile üst düzey Komutanlarının acısını kolay kolay unutabilir mi? Ya İsrail, çok övündüğü demir kubbesinin delinmesinin ezikliğini nasıl zihinlerden silecek?


   Tamam... Şu anda Trump küfürle şunla bunla tarafları pusturabiliyor. İşte bu çözümün, uzun ömürlü olup olmadığını yaşayarak göreceğiz.