Bugün Türkiye’nin dört bir yanına, Balkan ülkelerine, Arap coğrafyasına, Rusya’dan Ukrayna’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılan bir çocuk giyim markasından bahsedeceğim. Aslında Yozgat’ın 70-80 bin nüfuslu mütevazı merkezinde, bir Facebook sayfasındaki fotoğrafla başladı.
Her şey bu kadar basitti.
Ama hiçbir başarı hikâyesi gerçekten “basit” değildir.
Muammer Koçak, bir gün Facebook’ta çocuk giyimi satan bir sayfa görür. “Ben bunu yapabilir miyim?” diye düşünür.
İstanbul’a gelir, bir iki çuval ürün toplar, Yozgat’a döner. Ürünlerin fotoğraflarını kendi çeker, sosyal medyada paylaşır. Ve o fotoğraflar, Anadolu’nun dört bir yanından kapıda ödeme talepleriyle geri döner. Ve ticari hayatı 2016‘da başlamış olur.
O yıllarda internet üzerinden toptan satış, bugünkü gibi alışıldık değildir. Güven henüz tesis edilmemiş, müşteri davranışı tam olarak oturmamıştır. Fakat tam da bu yüzden fırsatlar vardır.
Koçak, bu fırsatı görür.
Yozgat’ta başlayan yolculuk, kısa sürede büyür. Ürün yetiştirmek, sürekli İstanbul’a gidip gelmek hem yorucu hem maliyetli hale gelir. Ve bir gün Muammer Koçak, çocukluk arkadaşlarıyla bir karar verir:
“Bu iş yalnız yürünecek bir yol değil.”
Dört arkadaş bir araya gelir, bavullarını toplar ve İstanbul’a doğru yola çıkarlar. İçlerinde korku yok değildir ama heyecan ağır basar. Çünkü Maummer Bey, şöyle diyor:
“Bizi buraya getiren en büyük şey heyecandı.”

Zeytinburnu’nun küçük dükkânında başlayan büyük dönüşüm
İstanbul’da ilk işi “al-sat”tır. Zeytinburnu’nda küçük bir dükkân açarlar. Kalitesine güvendikleri firmalardan ürün alıp satmaya başlarlar. İşler büyüdükçe daha büyük bir dükkâna geçerler. Ardından kendi etiketlerini, kendi koleksiyonlarını üretmeye başlarlar.
Derken pandemi gelir.
Birçok sektör için zorlayıcı olan bu dönem, Koçak Kids için adeta görünmez bir itici güçtür. İnsanlar İstanbul’a ulaşamaz, firmalar müşteri kabul edemez, mağazalar kapalıdır. Piyasada bir boşluk oluşur. Ama Koçak Kids’in büyük bir avantajı vardır:
İnterneti yıllar önce öğrenmişlerdi
WhatsApp, Instagram, Telegram… Ürün fotoğrafları, videolar, içerikler…
Kargo paketleme, müşteri iletişimi, güven verme süreçleri…
Hepsi pandemi gelmeden önce zaten oturmuştur.
Bu yüzden pandemi başladığında Koçak Kids birden uçuşa geçer.
Zeytinburnu’ndaki dükkân bile yetmez olur, bugün bulundukları 400 metrekarelik modern satış merkezine taşınırlar.
Muammer Koçak’ın ifadesiyle:
“Biz geride kaldığımız bir dönem yaşamadık. Hep üzerine koyarak ilerledik.”
Web sitesi ile beklenenin üstünde bir etki
Koçak Kids’in dijitalleşme yolculuğu yalnızca sosyal medya ile sınırlı kalmaz.
Firma, www.kocakkids.com adresini kurarak görünürlüğünü artırmak ister. Aslında hedef satış yapmak değildir, amaç markanın dijital kimliğini güçlendirmektir.
Ama ilginç bir şey olur.
Web sitesine yüklenen ürünler, kısa sürede kendi organik müşteri kitlesini oluşturmaya başlar. Türkiye’nin birçok şehrinden siparişler gelir.
Muammer Koçak’ın kendi ifadesiyle:
“Web sitesi açtık ama satış beklemiyorduk. Buna rağmen satış aldık, kaybettiğimiz bir şeyi bulmuş gibi olduk.”
Bugün müşteri kitlesinin yüzde 95’i yurt dışı olsa da, web sitesi yurt içi toptan satışlarında markanın yeni yüzü haline gelmiş durumda. Arkada çalışan ekip, siteyi daha da geliştirmek için çalışmalar yürütüyor.
Reklamlar: Az bütçeyle doğru hedef
Koçak Kids sosyal medyayı yalnızca satış için değil, marka bilinirliği için de etkin şekilde kullanıyor. Instagram ve Google’da reklamlar. Bu noktada markanın stratejisi çok net:
“Doğru hedef, yüksek kalite.”
Zaten kalitesi konuşulan, müşteriler arasında hızla yayılan bir markanın büyümesi için daha fazlasına çoğu zaman gerek kalmıyor.

“Zeytinburnu Kalıbı” efsanesini yıkan bir marka
Tekstil sektöründe kalıp problemi, özellikle çocuk giyiminde kroniktir. Zeytinburnu uzun yıllardır “dar kalıp” veya “yaşa göre uymayan ürün” algısıyla anılır. Muammer Koçak, o yılları şöyle anlatıyor:
“Bir ürün 3-8 yaşsa 3-8 yaşa olmaz, 1-6 yaşa olur denirdi. Müşteri geri gönderirdi.” Yani ürünler üzerinde yazdığı bedenden daha küçük yaşlara oluyor. Bazı üreticiler hileli beden yazıyorlar.
Koçak Kids ise bu algıyı kökten kırmayı hedefleyerek Avrupa standartlarında kalıp kullanır. İnternet üzerinden verdiği reklamlar da özellikle bunun altını çizer: “Kalıp garantilidir.”
Bu basit bir slogan değildir. Müşteriye verilen bir söz, ticarete verilen bir sözdür.
Ve tuttukları her söz, markanın adım adım büyümesini sağlar.
Yüzde 95’i yurt dışına uzanan bir pazar
Bugün Koçak Kids’in müşteri kitlesinin yüzde 95’i yurt dışından geliyor. Bazı müşteriler yıllardır alışveriş yapmasına rağmen mağazaya bile gelmemiş.
Bir kez ürün almış, kalitesini görmüş, müşterisi memnun kalmış, yıllarca sipariş vermeye devam etmiş.
Bu, ürünün dükkândan konuştuğu, markanın kendini anlattığı seviyedir.
“Taklit etmeyiz”
Söyleşinin en net cümlelerinden biri şuydu:
“Biz başka firmaların ürünlerini taklit etmeyiz. Ama birçok firma bizim ürünlerimizi taklit ediyor.”
Bu cümle, Koçak Kids’in durduğu yeri çok açık gösteriyor:
Ürün çıkarmak değil; fikir satmak. Modayı takip etmek değil; modaya yön vermek. Ucuz olmak değil; değer üretmek.
Tasarım departmanları sezonun renklerini, trendlerini, modellerini tek tek analiz ediyor. Her bir ürünün arkasında bir ekip, bir laboratuvar titizliği, bir matematik var.
Gelecek Tasarımla Gelecek
Günümüzde tekstil üreticileri yatırımlarını Mısır’a taşıyor. Durum bu halde iken ve Zeytinburnu’nda emsal üreticiler çok zorluklar yaşarken işlerinin yolunda gitmesini neye borçlu olduklarını şöyle açıklıyor Muammer Bey:
“Türkiye ucuz tekstil ülkesi olmaktan çıkıyor. Gelecek tasarımda. Fikir satanlar kazanacak. Basic, basit ve güncel giyim satanlar bitecek ama tasarıma, kaliteye önem verenler daha da büyüyecek. Mısır üretiminden farkımız budur”.
Koçak Kids de tam bu noktada kendisini yeniden konumlandırıyor.
Sadece ürün satan değil, koleksiyon geliştiren, sadece kıyafet üreten değil, hikâye sunan, sadece kumaş satan değil, estetik sunan bir marka olmak…
Yurt içi ve yurt dışı fuarlara katılma planları da bu vizyonun bir parçası.
“Bugün yeniden başlasam, yine aynı yolu yürürdüm.”
Her girişimciye sorulan o klasik soru…
“Bugün sıfırdan başlasan neyi yapmazdın?”
Koçak için cevap çok net:
“Aynı heyecanla yine aynı yolları yürürdüm.”
Her kelimesi gerçek bir girişim ruhunu taşıyan bu cümle, Koçak Kids’in neden bugün bulunduğu yerde olduğunu da açıklıyor aslında. Yola çıkış sebepleri doğru, yürüyüşleri doğru, paylaşımları doğru, değer anlayışları doğru…
Bir markanın değil, bir yolculuğun hikâyesi
Koçak Kids’in hikâyesi, sadece dört arkadaşın yola çıktığı bir tekstil firmasının hikâyesi değildir.
Bu hikâye, cesaretin, denemenin, dürüstlüğün, samimiyetin, sabrın, tasarımın, kalitenin ve en önemlisi insanın hikâyesidir.
Bugün Balkanlarda bir mağazada raflarda Koçak Kids etiketi varsa…
Anadolu’daki bir aile, aldığı ürünü gönül rahatlığıyla çocuğuna giydiriyorsa…
Yıllardır görmediği müşterisi aynı firmadan sipariş vermeye devam ediyorsa…
Bu, Yozgat’ta atılan küçük bir adımın İstanbul’da büyüyen büyük bir hikâyeye dönüşmesindendir.
Belki de bu hikâyenin en güzel özeti şudur:
Koçak Kids, bir markadan çok daha fazlası; bir yolculuktur.
Bir heyecanın, bir cesaretin ve bir hayalin ete kemiğe bürünmüş hâlidir.