Vatandaş inim inim inliyor...
Faturalardan gelen ağır yük ile girilen yılın ilk aylarının yerini yaz aylarının gelmesiyle bile inmeyen sebze meyve fiyatları ve kira artışları aldı.
4 bin 250 Türk Lirasını nereye yetiştireceğini bilemeyen çalışanların yüzde 50’den fazlası için açlık sınırının 6 bin Türk Lirasını geçtiği gerçeği dışında bir konu yok.
Türkiye’nin bölgesinde yaşadığı dış politik zorlukların ülkenin geleceğini zora sokma ihtimalini değerlendiren devlet refleksinin, bir anda bölgesel adımları peşi sıra atması bile bu gündemin önüne geçebilmiş değil.
AK Parti’nin Kızılcahamam kampında masaya yatıracağı ekonomik sorunlar ve çözüm önerileri paketini ve olası kabine değişikliği gündemini konuşmak bile ekonomide değişiklik bekleyenler için dikkat çekici olabilir.
"Açlık yok!" demenin gerçeklerden uzaklaşmak olduğunu unutmadan, yönetimin yanına çöreklenenlerin lider ile vatandaşın arasına koyduğu seti yıkacak seçim takvimine girilmiş olmasıyla birlikte vatandaştan sıcak reaksiyon alınmasıyla yeni ve hızlı değişiklik yapılacak gündemler bir anda hayatımıza girebilir.
Yaz ortasına kadar anlamlı bir değişimin gelmemesi durumunda seçim takvimi içinde daralacak manevra alanında “Son pişmanlık neye yarar..” türkülerinin bolca söyleneceği bir durum ile karşı karşıya kalınmamalı...
Muhalefet kesiminin terörle iltisaklıları dışarıya çıkarıp Batılılardan gelen evrakları gündeme bir bir sızdırmasının getirdiği tabloyu güvensiz gören vatandaşın aklında “Ya AK Parti kazanacak ya da AK Parti kaybedecek, muhalefetin etkisi olmayacak.” düşüncesi şu an için ağırlıkta...
En azından konuştuğum vatandaşlardan yaptığım derlemeler bu yönde...
Şu aşamada dengede kalan ama kırılmaya yaklaşan bu tabloyu her an tersine çevirme gücü olan iktidar tarafından ekonomik krizi tersine çevirecek adımlar atmasını beklemek çözümün hala Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geleceği inancının bir göstergesi...
Çizilen bu tabloya Mehmet Ali Kulat’ın yönetimindeki MAK Danışmanlık tarafından açıklanan Mayıs 2022 anketinde ekonomik sorunların çözümü için muhalefetin yüzde 41 ile çözümün adresi göstermesiyle de anlayabiliriz.
Toplumun çoğunluğun beklentisi hala iktidar kanadında...
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a yeniden oy verme noktasında kararsız kalan yüzde 17’nin durumu da bu gerçeği tescil ediyor.
Aynı ankette açıklanan enflasyon oranının doğru olduğunu düşünen kesimin toplumda sadece yüzde 14’te kalmış olmasının getirdiği paradoksu da çok dikkatli okumak gerekiyor.
Toplumun yüzde 71’inin ekonomik sorunları öncelediği sonucunun çıktığı ankette toplumun yaşadığı gerçeklikle büyük uyumluluk olması seçimde de oy tercihi üzerinde ekonomim ne derece güçlü olacağının göstergesi...
Çözüm mü?
Çözüm önce sorunun farkında olmaktan geçiyor.
Ülke sınırları içindeki 5 milyon yabancının konut, gıda, araba ve diğer taleplerine bağlı olarak enflasyon üzerindeki artırıcı etkisinin yanında bir de döviz kaynağı olarak görülen turistlerin gelmesiyle zaten pahalı olan çarşı pazarda fiyatların bir düzeltmeye girmesi umudu hepten suya düşmesi acı gerçeğimiz...
Bu ülkenin kaynakları ile 200 milyon insana pekala bakılabilir.
Ama üretim araçlarının doğru kullanılması ve yönlendirilmesi çok ama çok büyük önem arz ediyor.
İnsanlarımızın asgari ücretten fazla kira talepleriyle ne yapacağını bilemez halde bırakılması liderin etrafını saran perdelerin bir zaman sonra yırtılacağı gereğini dayatıyor.
Sürecin gecikmesi çözümün de gecikmesi anlamına geliyor.
Pembe tabloların getirdikleri yerine en azından şu kira meselesinde ev ve araba stoklayarak servet kazanmak isteyenlere karşı acil bir şeklide düzenleyici olması için yüksek vergilendirmenin gündeme alınması gerekiyor.
Konut ve araba satış fiyatına bağlı olarak ek vergilendirmelerin gündeme getirilmesi piyasa üzerinde kısa sürede regülasyona neden olacaktır.
Hatta bu düzenleme üzerinde çalışılması haberi bile fiyatlar üzerinde baskılayıcı bir etki yapacaktır.
Tıpkı jip sahibi olanların savaş zamanlarında ordu tarafından bu jiplerine el konulacağı bilgisiyle bu jiplerin bir bir satıldığı dönem gibi...