“Kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde

Bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin

tütmesi gereken ocak nerede?” (İ.Ö)

Kurban Bayramının mübarek zamanları an an akıyor günlerimize. Bayramı hiç bu kadar aciz ve çaresiz bir şekilde karşılamamıştık. Anlatılamaz bir çaresizlik içindeyiz çok acı, çok zor günler geçiriyor kardeşlerimiz. Gazze’nin yıkılmış evlerine, yıkılmış gönüllerine, yetim yüreklerine gelmeyen bayram bize nasıl gelecek?

Engelsiz Gazze

Bayramlar kurtuluştur, bayramlar umuttur, duadır, sadakadır, vermenin ve vererek huzura ermenin erdemli zamanlarını kuşanmış esenlik anlarıdır.

Bayram geliyor yetimin, yoksulun, yolda kalmışın, çaresizlik içinde çırpınan insanlığın bir nebze de olsa yüzü gülüyor. Zor zamanlara, şifa niyetiyle, bir abı hayat ırmağı gibi akıyor yaz günlerinde bayramın kardeşlik, dostluk ve esenlik veren zamanları…

Bayram Gazze’ye de geliyor mu? Ölümü bir nişane gibi göğsünde taşıyan, kutlu beldeye, adanmışlara, sırlanmışlara, şanlı millete, ölümü öldürenlere, kahraman analara, yiğit babalara, erken büyümüş çocuklara da geliyor mu bayram?

ASIL BAYRAM ORALARDA YAŞANIYOR

Kudüs’te yaşadığım bayramı hatırlıyorum. O bayramın coşkusunu, heyecanını, sevincini hiçbir bayramda görmedim. Asıl bayramların oralarda yaşandığını gördüğümde gözlerime dolan yaşlara, yüreğimin heyecanına engel olamayışım geliyor aklıma. Küçücük saçı örgülü kızların aydınlık pembe yanakları ile yüzlerindeki huzuru hiç unutmadım. Yiğit babaların, annelerin dik ve vakur duruşları ile ne olursa olsun bayram sevincini yaşatmak için çocuklarının ellerinden tutup kutlu mescide anlamlı yürüyüşleri geliyor aklıma.  Seçilmiş, cennet milleti Gazze… Şimdi bitmeyen bir soykırımın altında gün gün azalıyor, cennete çoğalıyorlar. Yıkıntılar arasından, toz bulutlarının, bombaların arasından özgürlük nidaları ile şehadete yürüyorlar. Yılmıyorlar, ölümle nişanlanmışlar, ölümü öldürmüşler, şehadete sevdalılar. Yok böyle bir iman, yok böyle bir halk.

GAZZE AN AN CENNETE DOĞUYOR

Dünya ile hemhal olduğumuz, varsıllarla oyalandığımız, yalancı, kahpe dünyanın duraklarında soluklanırken, bayram öncesi evimizi temizleyip, odalarımızı düzenlerken, ışıltılı odalarda nefes alıp verirken, televizyonda bir haber soğukluğunda çocukların cansız bedenlerini izlerken oluyor her şey, Gazze an an cennete doğuyor. Biz varsıllarımızla, dünyamızla çoğalırken, ellerimizden kayıyor bir şeyler, tutamıyoruz, yakalayamıyoruz. Oyalayan dünyanın duraklarından bir türlü adım alamıyoruz. Ruhsuz, tatsız ve bereketsiz zamanlardayız.

Dünya bizi tüm görkemiyle, tüm ihtişamıyla içine çekiyor. Mağazalar, alışveriş merkezleri, güzellik salonları, dolup taşıyor. Doyumsuz hırsların yürekleri tarumar ettiği zamanlarda güzellik merkezlerinde botokslar, dolgular yapılıyor, yüzler güzelleştikçe ruhlar çöküyor, ruhlar çözülüp eriyor sanki. İçi boşalıyor anlamlı, duyarlı zamanların, içi boşalıyor anlamlı duyarlılıkların, kalpler şimdi ölüm döşeğinde.

Resim10

KALEMİM ACİZ, KELİMELERİM KİFAYETSİZ KALIYOR

Haberler geliyor bizim müreffeh günlerimize. Zengin zamanlarımıza, doymayan nefsimizi oyalarken taze haberler geliyor: “23 Mayıs 2025’te İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği bir hava saldırısında, Dr. Alaa en – Neccar hastanede görevdeyken evi hedef alındı. On çocuğundan dokuzu Yahya (12), Rakan (10), İf (9), Cubran (8), Rishlan (7), Rifan (5), Sidin (3), Lokman (2), Sidra (6 aylık) ve eşi Dr. Hamdi en Neccar katledildi. 11 yaşındaki çocuğu yoğun bakımda tedavi görmekte.” (Basından)  

Böyle bir haberin üzerine benim kalemim aciz, kelimelerim kifayetsiz kalır. Hiçbir kelime, hiçbir sözcük bu acıyı tarif edemez.  Tüm bu katliamlar olurken, bir şanlı halk soykırımı yaşarken yapılması gerekenler ne yazık ki yapılmıyor. Ne devletler bazında ne de dünya insanlık olarak bu soykırımı durduramıyor. Böyle bir çaresizlik görülmemiştir. Bu acizlik ve yetersizlik tüm Müslüman dünyaya ar olarak yeter diye düşünüyorum.

Resim7-1

GÜCÜMÜZ NEYE YETİYORSA BU YOLDA HARCAMALIYIZ

Tüm bu olanlar olurken, geriye kalanlar var. Yaralılar var, uzuv kaybı yaşayan çocuklar, yiğit delikanlılar, anneler, babalar var. Zulmü, soykırımı durduramıyoruz ama elimizden ne gelirse yapmalıyız. Gücümüz neye yetiyorsa bu yolda harcamalıyız. Kalem sahipleri yazarak bu davayı ölümsüzleştirecekler, ressamlar, sanatçılar bu davaya eserleriyle hizmet edecekler, varlıklı olanlar durmaksızın yardımlar gönderecekler. Bize ait olanı vermiyoruz, sahip olduklarımız değildir verdiklerimiz, biz bu dünyada hiçbir şeyin sahibi değiliz aziz dostlar. Yeteneğimiz, paramız, varsıllarımız bu dünyada kalacak, biz tüm dünyalığı burada bırakıp gideceğiz. Sadece verdiklerimizin sahibiyiz.  Size bahsedeceğim Engelsiz Gazze Projesi de tüm bu yaşanan soykırımı nasıl destek veririz, yaraları nasıl sararız düşüncesiyle ortaya çıkmış anlamlı bir proje.

Whatsapp Image 2025 06 06 At 16.43.26

ENGELSİZ GAZZE PROJE İLE KARDEŞLERİMİZİN HAYATLARINI DOKUNABİLİRİZ

Zeynep Dila Engin 12 yaşında ortaokul öğrencisi, yaşanan tüm bu zulümleri çocuk yüreğinde derinden hissederek ne yapabiliriz diye düşünen güzel bir yavrumuz. Gazze’de aylardır devam eden katliama sessiz kalmayıp, Gazze’nin kahraman çocukları, yiğit anaları ve babaları için nasıl bir yardım yapabiliriz düşüncesiyle okulunda duyarlı bir farkındalık oluşturarak, sosyal sorumluluk anlayışıyla, vicdanlı bir yürekle, Gazze’de devam eden katliama sessiz kalmayıp okulunda bir kıvılcım ateşlemesi ile ortaya “Engelsiz Gazze” projesi çıkıyor. Proje Gazze dışına çıkmış, uzuv kaybına uğramış tüm Gazzelileri kapsıyor. Projenin amacı, uzuv kaybı yaşamış ulaşılabilecek kişilere ivedilikle ulaşıp, beden bütünlüğü bozulmuş kardeşlerimizin hayatlarını az da olsa kolaylaştırabilmek.

Resim3-3

GAZZE’DE DÜNYANIN GÖZLERİ ÖNÜNDE BİR SOYKIRIM YAŞANIYOR

Gazze halkı en temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılarak da ölüme mahkûm ediliyorlar. Her gün bombalar yağıyor, okullara, hastanelere, insanların göç etmek zorunda kaldıkları güvenli bölgelere. 50 binden fazla insan katliama uğramışken, geride kalanlar sağlık sorunları yaşıyorlar birçoğu uzuv kaybı yaşamış çocuklar, gençler, anneler, babalar… Gazze şeridinde her gün 10’dan fazla çocuğun uzuv kaybı yaşadığını göz önünde bulundurduğumuzda ortaya çok ciddi bir ampute vakası çıkıyor. Bu durumu havsalamız alamasa da bu zulüm, bu acımasız katliam devam ediyor.  Proje ekibinin amacı, Gazze’de ulaşılamayan bu kahraman insanlara göç etmek zorunda kaldıkları bölgelerde destek olmak. Onların yaralarını sarmak.

Resim2-1

ENGELSİZ GAZZE OLARAK YAPILAN ÇALIŞMALAR

Engelsiz Gazze Proje Ekibi, 20 Kasım 2024 Dünya Çocuk Hakları gibi anlamlı bir günde hazırladıkları bir video ile tanıtımlarını ilan ettiler. 11 Ocak 2025 tarihinde İstanbul Tasarım Merkezi’nde usta ressam İlhami Atalay ve Öğrencileri Zulmü Fırçala ekibi ile Uluslararası Doktorlar Derneği (AID) Kurucu Başkanı Mevlit Yurtseven’in katılımı ile gerçekleşti. Ressamlar çocuklarla anlamlı bir bulaşma gerçekleştirdiler.

02 Şubat 2025 Tarihinde Ressam İlhami Atalay ve Ressam Cemal Toy’un yetişkin ve çocuk öğrencilerinin ve AID Başkanı Yavuz DEDE’ nin katıldığı bir program yapıldı. Programda 80 ‘e yakın ressama proje hakkında geniş bir seminer verildi. Basının da ilgi gösterdiği, geniş katılımlı, oldukça verimli bir program gerçekleşmiş oldu. 09 Mart 2025 tarihinde Ayvansaray’da Cemal Toy hocamızın atölyesinde sanatçılarla iftarda bir araya gelindi, yapılacak Resim Müzayedesi için sanatçılarla görüşüldü. 18 Nisan 2025 Ressam İlhami Atalay ve öğrencileri, Ressam Cemal Toy ve Öğrencileri, Zulmü Fırçala Ekibi, Birlikte Sanat Derneği ve Yeni Dinamizm eserleri ile katkı sunduğu bir online müzayede gerçekleştirildi. Bu müzayede için 100’ e yakın sanatçı 200’den fazla eser bağışladı.

Resim6-1

BU ANLAMLI PROJEYE DESTEĞİNİZİ BEKLİYORUZ

Şu ana kadar Engelsiz Gazze Projesi kapsamında pek çok uzuv kaybı yaşamış hastaya protezler yapıldı. Bu tedaviler devam ediyor. Mübarek zamanlardayız dostlar, bir insanı kurtarmak demek bir aileyi kurtarmak demek. Her anlamda güvenilir bir platformda gerçekleşen bu anlamlı projeye desteğinizi bekliyoruz.  Ressam İlhami Atalay, Cemal Toy ve pek çok sanatçının eserlerini değerinin altında satın alarak veya nakdi yardımlar yaparak bu projeye destek verebilirsiniz. Bilelim hangi suyun sakasıyız, hangi yarayı sararız, kimin ocağını tüttürürüz. Şimdi tam zamanı dostlar…

Hani diyor ya İsmet Özel:

Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi

Taşınacak suyu göster, kırılacak odunu

Kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde

Bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin

tütmesi gereken ocak nerede?