0

Yeni bir döneme kapı aralamaya 1 gün kaldı.
Türkiye, bu Pazar "yüzyıllık bir parantezi" kapatacak. Vesayetin tüm aparatlarını tarihin çöp sepetine atacak.
Pazar günü, bu ülkenin "tam bağımsızlığı" tescillenmiş ve tüm dünyaya ilan edilmiş olacak.
Ankara, sadece Türkiye'nin değil, tüm İslam coğrafyasının "umut başkenti" olacak.
Ara rejimler, elektronik muhtıralar, postmodern dabeler bir daha bu topraklarda görülmeyecek.
Tank paletlerinin cızırtıları, apolet şıkırtıları, postal rap rapları bir daha bu coğrafyada duyulmayacak.
Egemenlik, Türkiye tarihinde ilk kez "gerçek manada" milletin olacak.
Askeri kışlalar önünde iktidar bekleyen siyasi partiler dönemi sona erecek.
Londra, Berlin, Tel Aviv, Washington önünde el pençe durup talimat bekleyen "müstemleke siyasetçiler" dönemi kapanacak.
Türkiye, bu Pazar dimdik ayakta olduğunu bütün dünya müstekbirlerine ilan edecek.
1071'den değil, Kalu Bela'dan bu yana kardeş olan ve kıyamete kadar da kardeş kalacak Türk ve Kürt halkının tarihsel birlikteliği bu Pazar bir kez daha tüm "nifak tohumcularına" karşı ilan edilecek.
Bu Pazar bir şey daha olacak.
Bu Pazar tüm anket firmaları, tüm araştırma şirketleri yanılacak.
Çünkü...
Bu Pazar Kürtler büyük bir sürpriz yapacak.
Çukur ve yıkım siyasetinden dolayı evi başına yıkılmış, evladını, işini, aşını, geleceğini kaybetmiş Kürtler, bu Pazar beklentinin çok üzerinde bir oy oranıyla "EVET" diyecek.
2 ay boyunca bölgenin tamamını gezdim, dolaştım. Bazen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, bazen Başbakan Binali Yıldırım ile, bazen Bakanlar ile, bazen de konferans ve paneller vesilesi ile tüm bölgeyi karış karış gezme fırsatı buldum.
Bu gezilerimin tamamında Kürtlerin gözlerindeki parıltıyı ve "umut ışığını" gördüm.
Ne var ki, Doğu ve Güneydoğu illeri ile ilgili anket sonuçlarını açıklayan bir çok kamuoyu araştırma şirketi, Kürtlerin gözlerindeki bu umut ışığını göremedi. Bir çok anket firması, Kürtlerin "resmi" görüşünden yola çıkarak bir sonuç çıkardı. Oysa, Kürtlerin "gayri resmi" görüşleri de var. Kürtler, bu "doğal" ve "gayri resmi" görüşlerini anketörlere vermezler. Gerçek kararlarını bir "yabancıya" söylemek istemezler. Kuşkusuz bunun sosyolojik gerekçeleri var. Ancak bu gerekçeler bu yazımızın konusu değil.
Kürtlerin bu Pazar ne yönde bir tercihte bulunacağını bilmek ya da tahmin etmek için, bölge iyi tanıyor olmalısınız, bölgenin dinamiklerini iyi okuyor olmalısınız, Kürtlerin geçmişteki eğilimlerini, sosyolojisini, siyasi öyküsünü ve seçmen eğilimlerini iyi biliyor olmalısınız. İstanbul plazalarından 1 günlük turistik Doğu gezisi ile Kürtler hakkında ahkam keserseniz yanılırsınız.
Nitekim bu Pazar yanılacaksınız da!
Bu Pazar, sandıklar açıldığında, Erzurum, Şanlıurfa, Bingöl, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Gaziantep'in EVET rekorları kırdığını göreceksiniz.
Diyarbakır ve Van'ın sonuçları açıklandığında herkes şok olacak.
Sandıklar açıldıkça, HDP'nin eriyip buharlaştığını görecek herkes.
Oylar sayıldıkça, Kürtlerin, "çukur ve yıkım" siyaseti güdenlere tarihi bir hezimet yaşattığına şahitlik edecek herkes.
Ekranları başında Erzincan, Mardin, Ağrı, Kars, Iğdır, Siirt, Muş, Bitlis sonuçlarını izleyenler, "Evet'lerin, "Hayır"ları geride bıraktığına tanıklık edecek.
16 Nisan'da gece yarıldığında, saatler 24:00'ü gösterdiğinde tüm Türkiye, Kürtlerin yaptığı büyük sürprize şapka çıkartacak.
Göreceksiniz...
Kürtler, sandıkları "Evet" ile patlatıp, "Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasındayız" diyecek.
Ve Kürtler...
"BİZ BİRLİKTE TÜRKİYE'YİZ" diyecek...