“Eşi benzeri yok!”

• 11 Kasım 2016 târihli Sözcü’nün manşeti: “Atamıza koştuk… Anıtkabir doldu taştı…”

• 11 Kasım 2016 târihli Aydınlık’ın manşeti: “Vatanımızın ve milletimizin birliğine yönelik tehditlere Türkiye böyle yanıt verdi… 80 milyondan Atatürk duruşu… Atatürk’ün ölümünün 78. Yılında saat 9’u 5 geçe yurdun dört bir yanında zaman durdu… Türk Silahlı Kuvvetleri’nin düzenlediği ‘Ordu-Millet El Ele’ etkinliği iptal olsa da 7’den 70’e milyonlar Ata’sına koştu. Anıtkabir’den yükselen ses, ‘Mehmetçiğin yanındayız’ oldu…”

• 11 Kasım 2016 târihli Vatan’ın manşeti: “Eşi benzeri yok… Atatürk’ün 78. Ölüm yıl dönümünde yüzbinler Anıtkabir’e sığmadı. 9’u 5 geçe Türkiye’de hayat yine durdu. Otoyollarda, köprülerde ve okullarda vatandaşlar saygı duruşuna geçti… Dua etti, ağladı…”

• 11 Kasım 2016 târihli Ortadoğu’nun manşeti: “Bu millet unutmaz… Bu sevgi bitmez… Türk milleti, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 78’inci yılında büyük bir özlemle, sevgi ve saygıyla bir defa daha bağrına bastı…”

• 11 Kasım 2016 târihli Takvim, Erdoğan’ın “10 Kasım” nutkundan şu cümleyi manşet yapıyor: “Yeni Türkiye, Gazi’nin emaneti”… Ve Anıtkabir Defteri’ne yazdıklarının bulunduğu sayfanın fotoğrafını koyuyor… Orada şunlar okunuyor:

“Aziz Atatürk,

“Bugün ebediyete irtihalinin 78inci yıldönümünde Kurtuluş Savaşımızın muzaffer komutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu olan Zat-ı Alinizi bir kez daha hürmetle, tazimle yâd ediyoruz.

“ ‘En büyük eserim’ diyerek bizlere emanet ettiğiniz Cumhuriyete sahip çıkmayı görev biliyor, her alanda daha güçlü, itibarlı ve müreffeh bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

“Terör örgütlerinin, ihanet çetelerinin ve bunları maşa olarak kullanan karanlık odakların huzurumuzu, istikrarımızı ve bin yıllık kardeşliğimizi bozmasına, ülkemizi hedeflerinden alıkoymasına asla izin vermeyeceğiz.

“Ruhun şad olsun!”

Erdoğan, “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma töreninde” de, Mustafa Kemâl ve tâkîb ettiği siyâset hakkında umûmî bir değerlendirme yapmıştı:

“…Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşımıza yüklediği anlam çok önemlidir. Ne diyor Gazi, ‘Anadolu bu savunmasıyla yalnız kendi hayatına ait vazifeyi yerine getirmiyor, belki bütün Doğu'ya yönelik hücumlara bir set çekiyor.’ Bu söz Anadolu'nun, zulmün önündeki son kale olduğunun tüm dünyaya ifadesidir. […]

“Fatih gibi Gazi de milletine sonsuz bir inanç ve güven besliyordu. İşgal donanmaları İstanbul'a demir attığında, herkes umutsuzluğa kapılırken o, ‘Geldikleri gibi gidecekler’ diyecek gücü, milletine olan sarsılmaz inancından alıyordu. Başkomutanlık Savaşı'nın ardından, ‘Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri’ emrini verirken de biliyordu ki bu milleti üstün kılan, ‘Ya istiklal ya ölüm’ parolasıyla yaşıyor olmasıdır. Gücünü milletten alan Fatih, İstanbul'un ve yeni çağın kapılarını bize açarken, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları da ‘bitti’ denilen bir milletten devşirdikleri güçle, yeni Türkiye'yi inşa ettiler.

“Açıkçası ben, Samsun'a çıktığı andan itibaren mücadelesini sadece milletine güvenerek yürüttüğünü söyleyen Gazi’nin mesajlarını hala anlayamayanların olduğunu üzüntüyle takip ediyorum ve görüyorum. Üstelik bunların başında da bizzat kurucusu olduğu partinin mirasyedileri geliyor. Kendi küçük siyasi çıkarları uğruna ülkelerini, milletlerini, devletlerini Gazi'nin emaneti olan Yeni Türkiye'yi karalamanın, itibarsız hale getirmenin, hedef haline getirmenin peşinde olanlar, onun adını ağızlarına almayı hak etmiyorlar. […]

“Gazi, barışın ve huzurun şartı olan tam bağımsızlığı da siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam serbestlik olarak tanımlar. Gazi Mustafa Kemal’in ‘en büyük eserim’ dediği ve gelecek nesillere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni tam bağımsız bir ülke olarak sürekli daha ileriye taşımanın gayreti içerisindeyiz. Eğer bunu başarırsanız, Gazi’yi anlamış olursunuz. Eğer bunu başaramazsanız sadece patinaj yaparsınız. […]

“Atatürkçülük adına değişime direnenlere rağmen, biz onun vasiyetinin gereklerini yerine getirmeye devam ediyoruz, devam edeceğiz. Gazi'yi kendi dogmalarının içine hapsetmeye çalışarak, devlet ve millet tarihimizi 90 yılla sınırlandırmaya kalkanlara izin vermeyeceğiz. İlköğretimden itibaren ki buna artık ‘anaokulları’ diyoruz, ders kitaplarının bu çerçevede yeniden gözden geçirilmesi dahil milletimizi tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle buluşturacak her türlü adımı süratle atmalıyız.” (10.11.2016; http://www.oncevatan.com.tr/gundem/cumhurbaskani-erdogan-gazinin-adini-agizlarina-almayi-hak-etmiyorlar-h101415.html; 23.11.2016)

2017 “10 KASIM”INDAKİ TAABBÜD VE BEYİN YIKAMA

• 10 Kasım 2017 târihli Aydınlık’ın manşeti: “Paylaşıldıkça büyüyor… Mecburi istikamet: ‘Zor zamanlarda Atatürk keşfedilir’ demiştik, keşfediliyor. Bu yıl ilk kez AKP teşkilatları duyurular yaparak Anıtkabir’e gitme kararını açıkladı. ‘Atatürk birleştirir’ slogandı, artık değil: Birleştirdi!” “Ulusal Kanal, Anıtkabir’den 18.30’da canlı yayında…” “AKP Anıtkabir’e gidiyor… AKP Beşiktaş ve Şişli teşkilatları Anıtkabir’de yapılacak Atatürk anmasına katılacak. 10 Kasım öncesi iki ilçeye çok sayıda duyuru pankartı asıldı.” “Bilecik’in Bozüyük ilçesinde Necip Fazıl Kısakürek İlkokulu öğrencileri, okul bahçesinde yan yana gelerek ‘Ata’ yazısı oluşturdu.”

“Kemâl Atatürk’ümüzün mûcizevî başarısı”

• 10 Kasım 2017 târihli Vatan’ın manşeti: “Aramızdan ayrılışının 79. yılında Ata’mızı özlem ve saygıyla anıyoruz.” “Giysilerine tarihi dokunuş… Ulu Önder Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı olduktan sonraki dönemde giydiği bazı kıyafetlerin konservasyonu bir buçuk yıl süren çalışmaların ardından tamamlandı.” “Hayatına ait hatıralarıyla insan Atatürk… O[nun] aramızdan ayrıldığı 1938’den bugüne 79 yıl geçti. Her 10 Kasım geldiğinde, saat tam da dokuzu beş geçe, birkaç dakikalığına da olsa, yaşam adeta durur ülkemizde. Her 10 Kasım’da, o saatte; Son nefesini vermekte olan bir imparatorluk sonrası, böylesine büyük bir milletin tarih sahnesinden silinmesine ramak kala; Anadolu’da başlattığı özgürlük mücadelemizle kanımızı, canımızı ve dahi son lokmamızı bu uğurda feda ederek, bu yaşlı gezegende var oluş mücadelesini kazanan milletimizin kimliğini, önderinin kim olduğunu bir kez daha hatırlarız. Her 10 Kasım’da, o saatte; Dünya devletlerince işgal edilen, paramparça edilmiş bir dünya imparatorluğu sonrasında; Adeta bir kan çanağında Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran ilke ve devrimleriyle bugünleri var eden, son yüzyılın en Büyük Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün o mucizevi başarı öyküsü bir kez daha canlanır hafızalarımızda.”

“Ölümsüz aşk”

• 10 Kasım 2017 târihli Milliyet’in sürmanşeti: “Ölümsüz aşk… Ulu Önder Atatürk’ün aramızdan ayrılmasının üzerinden 79 yıl geçti. Fikirleri ve öngörüleriyle her gün yeniden doğan Ata’mızı hasret ve sevgiyle anıyoruz… Milletimizi birleştirdi…”

• 10 Kasım 2017 târihli Cumhuriyet’in manşeti: “Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ü ölümünün 79. yıldönümünde özlemle anıyoruz… Devrimlerinle sonsuza kadar… Minnettarız… Önderliğini yaptığı Kurtuluş Savaşı ile ülkemizin bağımsızlığını sağlayan, ardından Cumhuriyet’i kuran, yaptığı devrimlerle bize modern bir ülke bırakan Mustafa Kemal Atatürk’ün değeri ve dehası her geçen gün daha fazla anlaşılıyor. Onun açtığı çağdaşlık yoluna konulan tüm engellere inat Cumhuriyet ve değerleri sonsuza dek yaşayacak. Halk, önderine sahip çıkıyor…”

Ekran Görüntüsü 2025 11 06 143503

(Cumhuriyet, 10.11.2017, s. 1)

***

• 11 Kasım 2017 târihli Sabah’ın manşeti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 10 Kasım manifestosu: Atatürk’ü bunların tekeline bırakmayız… CHP zihniyeti Atatürk’ü ideolojik amaçlarının malzemesi haline getirmeye çalıştı. Ülkemizin önemli değerini bunlara istismar ettirmeyiz.”