1-181

Burhan Âsaf Belge ve Zsa Zsa Gabor…

***

Gabor’un Mustafa Kemâl’le yaşadığı (kendi tâbirleriyle) “yasak aşk” hakkında Milliyet gazetesinin haberi şöyledir:

“Zsa Zsa Gabor: Atatürk sevgilimdi

“Ünlü sinema yıldızı, dönemin “En göz alıcı aktrisi” olan Zsa Zsa Gabor, otobiyografisinde Atatürk’le romantik bir lişikileri olduğunu ve kendisine bu ilişkinin sembolü olarak ‘Fatma’nın Eli’ mücevheri[ni] hediye ettiğini söyledi.

“Macar asıllı Amerikalı sinema yıldızı 93 yaşındaki Zsa Zsa Gabor’un otobiyografisini onun adına kaleme alan ABD’li gazeteci yazar Wendy Leigh, İngiliz Daily Mail gazetesinde yayınlanan bir makalesinde, ilişki yaşadıkları öne sürülen ünlü yıldız ve Atatürk hakkında yeni bir iddia ortaya attı.
Kalça kemiğinin kırılmasının ardından dün 3.5 saat süren bir ameliyat geçiren Gabor’un 35 yıllık arkadaşı olan Leigh, ‘Zsa Zsa bana gençliğinde Modern Türkiye’nin kurucusu olan Atatürk’ün kendisine romantik ilişkilerinin bir sembolü olarak yakutlarla süslü bir ‘Fatma’nın Eli’ mücevheri hediye ettiğini söyledi’ dedi. Bunun doğru olup olmadığını bilmediğini ifade eden gazeteci, Gabor’un birçok tuhaf hikayesinin sonunda gerçek çıktığına da dikkat çekti. Haberde, ayrıca, 1941 yılında boşandığı ilk eşi Türk siyasetçi Burhan Asaf Belge’nin ardından 7 kez daha evlenen Gabor’un eski ABD Başkanı Richard Nixon ile de evlilik dışı bir ilişki yaşadığı öne sürüldü. 1958 yılında ‘En Göz Alıcı Aktris’ kategorisinde Altın Küre’yi kazanan oyuncu, şu anda kendisinden 30 yaş küçük olan 9’uncu eşi Prens Frederic von Anhalt ile birlikte.” (Milliyet’in haberi, 21.7.2010; http://www.milliyet.com.tr/zsa-zsa-gabor-ataturk-sevgilimdi/yasam/sondakika/22.09.2009/1266308/1904; 3.10.2013)

Gabor, Mustafa Kemâl’le berâberliğini Can Dündar’a da anlatıyor

Can Dündar, “Hilton’un sırrı” başlıklı yazısında, bu “yasak aşk mâcerâsı”nı bizzât Gabor’dan dinlediğini ifâde ediyor:

“…O küçük kızla yıllar sonra Hollywood'da tanıştım. Dünya çapında bir yıldız olmuştu.
Artık adı Zsa Zsa Gabor'du.

“Beverly Hills'deki muhteşem villasında bana Türkiye yıllarını, Atatürk'ü, Matbuat Umum Müdürü Burhan Belge'yi, İsmet İnönü'yü, Mevhibe Hanım'ı özlemle anlatmış, ‘Mevhibe Hanım'ın küçük oğlu Erdal nasıl?’ diye sormuştu.

‘Burhan çok iyi bir insandı. Beni okula gönderdi, dişlerimi yaptırdı, Türkçe öğretti’ demişti.
Sonra bir gün Karpiç'te Atatürk'le tanışmış, -kendi deyimiyle- ‘ilk görüşte vurulmuş, o gece onunla dans etmiş ve bir süre sonra da ilişkiye girmişti’.

“İddiasına göre bu ilişki 6 ay kadar, haftalık buluşmalarla sürmüştü.
Ben, verdiği bilgilerin biraz hayal koktuğunu söylediğimde hatırladığı kadarıyla buluştukları köşkü ve içindeki eşyaları tarif etmeyi denemişti.” (Can Dündar, 21.8.2015; http://www.milliyet.com.tr/2005/08/21/yazar/dundar.html; 3.10.2013)

Zsa Zsa Gabor, Amerikan Askerî İstihbârâtına Türkiye hakkında bilgi kaynağı olmuş

Amerikan Askerî İstihbaratı, 2. Cihân Harbi esnâsında, Türkiye’de Devletin zirvesiyle irtibat hâlinde olan Gabor’un Türkiye hakkındaki bilgilerinden istifâde etmek istemiş; iki istihbarat zâbiti, 1943 senesinin son günlerinde kendisiyle görüşerek, aldıkları bilgileri 1 Ocak 1944 târîhli bir rapor ile ABD Erkân-ı Harbiye Reîsliği Harb Dâiresine arz etmişler.

Araştırmacı-yazar Rifat Bali, Amerika’nın alenî kıldığı bu istihbarat raporunu tercüme ederek, tercümesini, vesîkaların fotokopileri ve kendi değerlendirmesiyle berâber, Toplumsal Tarih mecmûasında neşretmiştir (Aralık 2006, sayı: 156, ss. 79-81). Raporu okuyunca, Gabor’un Türkiye hakkında gayet isâbetli değerlendirmeler yaptığı intibâı edinilmektedir. Nitekim, Amerikan Askerî İstihbârâtı da –başka kaynaklarca da têyîd edilen- bu bilgileri şâyân-ı îtimâd bulmuştur. Görüşme sırasında Conrad Hilton’la evli olduğu için Hilton soyadını taşıyan Gabor’un verdiği bilgiler, o günün Türkiye’sinin milletler arası siyâset bakımından bir değerlendirmesi mâhiyetindedir ve Türkiye’de Ordunun hangi hâricî kuvvetlerle ittifâka daha meyyâl olduğu, İslâm Birliği tarafdârlığının têsîr derecesi, Alman nüfûzu, İnönü’nün kuvveti, Türk istihbârât teşkîlâtının ehliyeti hakkındadır.

2-113

(http://www.amazon.com/One-Lifetime-Is-Not-Enough/dp/038529882X; 4.10.2013)

Burhan Belge’yle evliyken Mustafa Kemâl’le altı ay kadar gizli gizli buluştuğunu ifâde eden Yahûdi aktris Zsa Zsa Gabor’un Hâtırâtı: One Lifetime is not enough (Bir Ömür Yetmez)

***

“Mustafa Kemâl, Dîni yıkarak yerine Milliyetciliği ikâme ettiği için, Türkiye’de Panislamist Hareketin temeli zayıftır”

Türkiye siyâsî hayâtında İslâm İttihâdı tarafdârlığının vazıyeti hakkındaki değerlendirmesi şu şekildedir:

“Bayan Hilton, Türkiye'de Panislamcı hareketin hiçbir zaman çok büyük adımlar kat edeceğine inanmamaktadır. Rusya vak’asında olduğu gibi, Kemal Paşa (iktidarı) altında Türkiye, ilk önce dini yok etmeye bakmıştır. 24 sene önce ülkenin liderleri son derece geri kalmış bir halkı modernleştirme çaresi olarak bir tek bunu (dini yok etmeyi) dikkate almışlardır. Bu (modernleşme) sadece halkı dine bağlayan bağların kesilmesiyle başarılabilirdi. Kaynağmız (Gabor), Pers Şahı'nın da ülkesinde aynı şeyi yaparak İran'ı on yılda, onuncu asırdan yirminci asra taşımak gibi neredeyse imkânsız bir işi gerçekleştirdiğine dikkati çekti. Bunun neticesi olarak ülkeyi idare eden sınıflarda şiddetli bir milliyetçilik duygusu dinin yerini aldı ve bu da bir dereceye kadar halk kitlelerine kadar indi. Türkiye'de kitlelerin ateist olduklarını söylemek her ne kadar gülünç ise de, Muhammedî din, sabık Sultan zamanında olduğu gibi halkın üzerinde mutlak bir hâkimiyete sahip değildir; kaynak, Türkiye'nin herhangi bir Panislamcı harekete katılmasını son derece şüpheli görmektedir.”

Prof. Dr. Mînâ Urgan'ın rivâyetiyle Kemalist “medenî hayât”tan bir sahne

M.Kemal'in, âdâb-ı muâşerette dahi “tıpkı Avrupa'ya benzememiz için gereken her şeyi” yapmasıyle (Anılar, s. 163) iftihâr eden, “sapına kadar Kemalist” (Anılar, s. 158) Prof. Dr. Mînâ Urgan’ın (İstanbul, 1.5.1915 – a.y., 15.6.2000, Âşiyân Mez.), annesi Şefîka Hanım'dan (ki, yanlış tesbît etmediysek, Falih Rıfkı Atay’ın ikinci eşiydi) naklen rivâyet ettiği ve “Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınlarla erkekleri bir arada eğlenmeye alıştırmak amacıyla boyuna verilen balolardan” (Anılar, s. 159) birinde geçen aşağıdaki sohbet, Mustafa Kemâl’in Memleketimize nasıl bir “medenî hayât”ı dayattığına dâir çarpıcı bir sahnedir:

“Tanıdığımız bir mimar vardı. Karısı da incecik, uzun boylu, mavi gözlü, siyah saçlı, görülmemiş bir âfetti. Şefika'nın ‘Büyük Millet Meclisinin gangsterlerinden’ diye tanımladığı bir hükûmet üyesi de, bu kadına bayılıyormuş. Bir baloda, aklınca kadını baştan çıkarmak umuduyla, gidip onu dansa kaldıracağını söylemiş. Mustafa Kemal de, bir masada oturan mimarla güzel eşine uzaktan bir baktıktan sonra, vekile şöyle demiş: ‘- Git, kadını dansa kaldır; sululuk da yap ki vekilmiş filan diye hiç düşünmeden kocası hepimizin gözünün önünde, seni evire çevire bir güzel dövsün. Bak şu adama. Pezevenk olabilecek hali var mı şu adamın?’ Mimarı yakından tanıyan annem, Mustafa Kemal'in yüzde yüz doğru söylediğini; kim olursa olsun, karısına en küçük saygısızlık yapanı, o adamın sahiden döveceğini söylerdi.” (Mînâ Urgan, Bir Dinozorun Anıları, İstanbul: Yapı Kredi Yl., 1998, s. 162)

Falih Rıfkı, bu hâtıranın şâhidi olan Şefika Hanım’la bir müddet sonra (tesbît edemediğimiz bir târihte) boşanarak İhsan Raif Hanım'ın kızı Mehruba Hanım’la evleniyor. Münevver Ayaşlı, Mustafa Kemâl’in bu evliliğe gösterdiği aksülamel hakkında câlib-i dikkat bir hâtıra naklediyor:

“Falih Rıfkı Bey’in eşi Şefika Hanım güzel değildi; fakat zehir gibi zeki, esprisi olan, insanları iyi tanıyan, müstesna bir kadındı. Gazi Hazretleri ile de rahat konuşur, Fransızca ve Rumca da bilirdi.

“Falih Rıfkı Bey, eşi Şefika Hanım’dan ayrıldı ve ikinci bir hanımla evlendi. Bu yeni hanımı, Gazi Hazretleri hiçbir zaman Şefika Hanım kadar sevmedi; hatta Falih Rıfkı, ikinci hanımını Gazi’ye takdim ettiği zaman “Sen bu O….. için mi Şefika’yı boşadın?” demiş, Hanım bayılmış, Falih Rıfkı Bey’e bir şey olmamış, gülmüş…” (Münevver Ayaşlı, Geniş Ufuklara ve Yabancı İklimlere Doğru, İstanbul: Timaş Yayınları, 2003, ss. 141-142; https://tefekkurdanismanlik.info.tr/HaberDetay.aspx?Id=102; 9.10.2025)