Okul alışverişi çoğu zaman aileler için bir ihtiyaç listesi hazırlamaktan ibaret görünür. Oysa bu süreç, çocuk için yalnızca defter, kalem ya da çanta seçmek değildir; yaşamının ilk ciddi “yetişkin aktivitelerinden” biridir.

Bir çocuk için okul alışverişine katılmak; kendi kararlarını vermek, seçimlerinin sonuçlarını görmek ve sorumluluk almak anlamına gelir. Tıpkı yetişkinlerin markette, kıyafet mağazasında ya da iş hayatında verdikleri kararlar gibi…

O yüzden alışverişi yalnızca “eksikleri tamamlama” işi olarak değil, çocuğun kişilik gelişimine katkı sağlayan bir deneyim olarak görmemiz gerekir.

Okul Alışverişi Nasıl Olmalı?

Öncelikle günümüz kuşağında en sık görülen problemler arasında öncelik sıralaması, ihtiyaç-istek ayrımı, hazzı erteleme gibi bilişsel ve davranışsal süreçler yer almaktadır. Ne yazık ki bu sorunun temel dinamiklerinden biri de ebeveyn tutumudur.

Bu sebeple ilk iş olarak size heyecanlı gözlerle bakan çocuğunuzu karşınıza alıp ihtiyaç ile isteği ayırmayı öğretin. “Evet, bu çok güzel görünüyor ama listemizde var mı?” gibi küçük sorularla farkındalık kazandırın. Ayrıca bu alışverişte onun için ayrılan miktarı bilmelidir ki bu miktar doğrultusunda seçenekler arasında bütçeye uygun seçim yapmayı öğrenebilsin. Unutmayalım ki maddi sınırları öğrenmek, çocuğa gerçek yaşamın bir parçası olan kaynak yönetimini tanıtır.

Çocuğunuzu sürece dahil edin. Hangi kalemi, hangi suluk modelini istediğini sorun. Seçimlerine saygı duyun. Siz farklı bir renk defteri beğenseniz de çocuğun tercihini onaylamak, onun yetişkinlik duygusunu besleyerek karar verme becerisini geliştirir. İlerleyen günlerde duyma ihtimaliniz yüksek olan “ben artık bu modeli/rengi istemiyorum. Yenisini alalım.” talebine karşı da önlem alarak “Bu çantayı/eşyayı sen seçtin şimdi birlikte ona iyi bakacağız” demek, çocuğun yaptığı tercihin sorumluluğunu almayı öğrenmesini sağlar.

Araştırmalar, çocuklukta verilen küçük kararların, ileriki yaşlarda daha büyük ve kritik kararların temeli olduğunu gösteriyor. Bu sebeple sabırlı olun. Onun karar verme süresi, sizin hızınıza göre daha yavaş olabilir.

Çocuğunuzun seçtiği figürlere, süslere dikkat edin. Okulun bir gösteriş sahası olmadığını vurgulayın. “Ama bu benim en sevdiğim karakterli not defteri” şeklindeki minik isyanı duyar gibiyim. Böyle bir iletişim sürecinde odak noktayı; önemli olan o karakterli bir eşyaya sahip olmak değil, işlevsel-kullanışlı bir not defteri ihtiyacının karşılanması olduğuna çekmek gerekir.

Tüm ebeveynlere yeni eğitim-öğretim yılında sabır, çocuklarımıza da zihin açıklığı diliyorum. Hayırlara vesile olan bir eğitim yılına başlamamız dileğiyle…