Pandemi eksenli daralan ekonomileri canlandırmak
için alınan
kontrollü açılma kararlarına Türkiye de hızlı bir şeklide katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kabine Toplantısının ardından illeri
risk durumlarına göre dört renge ayıran açılma planından sonra ilk hafta bilançosu ortaya
çıktı.
İstanbul'daki sağlık yöneticileriyle salgınının durumunu değerlendiren
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Polikliniklerimizde hasta artışı olduğu
görülüyor. İstanbul normalleşmenin örnek şehri olmalı” diyerek turuncu renk
olan İstanbul için uyarıda bulundu.
Bazılarımız tedbiri elden bırakmasa da Bakan Koca’nın “Bu hafta ne kadar tedbirli olursak şehirlerimizin
rengi ona uygun olarak şekillenecek. Mevcut avantajlarımızı kaybetmemek için daha dikkatli ve
temkinli hareket etmeliyiz” çağrısına rağmen aylardır evlere hapsolan
vatandaşların büyük çoğunluğunun “Aman ne olursa olsun!” düşüncesiyle
kendisini sokağa attığı görülüyor.
Merkezi kamu gücünün halkın üzerindeki etkisinin ne
kadar büyük olduğu bu tablo ile daha da iyi anlaşılıyor.
Şimdi gözler yerellerde...
Valiler başkanlığında toplanan İl Hıfzısıhha
Kurullarına büyük iş düşüyor.
Ellerinde tüm veriler var.
Yasaklar konusunda çekingen olmamaları
gerekiyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrasında devletin
merkezi gücü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karizmatik kişiliğinin de etkisi ile fark
edilir bir biçimde arttı.
Valilerin yönettikleri illerde alacağı
kararlar sistemin dönüşümünden bu yana yereldeki yönetim gücü açısından bir kırılma olacak.
Bölgesel yatırımdan sosyal hayatın işleyişine
kadar birçok alanda yeni bir dönem başlatacak bir kararlar silsilesini göreceğiz.
Bence yerelin güçlendirildiği çözümler ön plana çıkarılmalı.
Merkezi yönetimin tüm ülkenin menfaatini önceleme zorunluluğu bazen küçük yerleşimlerdeki vatandaşların mağduriyetler yaşamasına neden
oluyor.
İllerde alınacak kararlar bu mağduriyetlerin önüne geçilmesini sağlasa da asıl mağduriyet hâlâ esnaf cephesinde yaşanıyor olacak.
Ekonominin en küçük dişlisi esnaf, yasakların
kalkmasından memnun fakat risklerin de bertaraf edileceği bir düzen istiyor.
Bu nedenle illerdeki denetlemeler çok önemli.
Bunun yanında geçiş süreci için esnafa yeni destekler de
gerekiyor.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra
Zümrüt Selçuk ile Meclis’te görüştüm.
Sayın Bakan, esnafa yönelik yeni bir paket hazırlığı olduğunu
söyledi.
Müjdeli haberin kabine toplantısı sonrasında
verilmesini bekliyorum.
Faz-3 çalışmalarına başlanan yerli aşının aynı
Çinli Sinovac aşısında
olduğu gibi erken dönem sonuçlarla kullanımına onay verileceği ve uygulamaya
geçileceğine dair sinyaller de esnafa yarayacaktır.
Bu aşının AB’den tam sonuç alacak bir şekilde
hayata geçirilmesi turizm için de önemli görülüyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Alman Şansölyesi Merkel ile görüşmelerde turizm
mesajı verildiği gibi Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın açıklayacağını söylediği “ekonomi reformlarına” da hazırlık
olduğu söylenilebilir.
Türkiye için bir an önce risklerin giderilerek
doğrudan yatırımların artırılacağı bir süreç başlatılmaya çalışılıyor.
ABD’deki enflasyon oranlarına yönelik yapılan açıklamalar
sonrasında artan dolar tahvilleri Türkiye için ters dolarizasyon sürecinin kırılmanın
eşiğinden birkaç ay öteye taşınmasına neden oldu.
Türkiye’nin takvime bağlanan pozitif açıklamaları bu riskleri
bir miktar bertaraf edecek gibi görülüyor.
Petrol fiyatlarının umulandan yukarıda çıkması, zaten pahalı olan
sınır ötesi operasyonların yükünü azalan döviz varlığının da etkisiyle bir miktar daha
artırdı.
Libya’daki barış bu yükü biraz alsa da Suriye meselesi ağırlığını
korumaya devam ediyor.
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun
Sinirlioğlu, Türkiye'nin toplam 9 milyon Suriyeliye koruma sağladığını belirterek “Uluslararası
toplum, bu trajediye sırtını dönüp, yükü sadece bizim omuzumuza yıkamaz.”
ifadesi kullanması durumu özetler nitelikte.
Mısır ile sıcak mesajlar değerlendirilmeli.
Astana mekanizmasının benzeri İran yerine Mısır’ın
konulacağı bir mekanizma ile sağlanabilir.
Yazın planlanan Sincar operasyonuna paralel bir şekilde Suriye’de de bir adım atılması Türkiye’nin eline çok rahatlatacaktır.