Kıymetli okurlarım, dün Aralık aylarının en önemli gündem maddelerinden birinin: Asgari ücret ne kaddar olacak? sorusudur diye yazdım. Ardından da, zam oranını en çok asgari ücretle çalışanların merak ettiğini ekledim.


Efendim ben bir farkla bu guruptan ayrışıyorum. Farkım: Bu yıl hiçbir şeye ama hiçbir şeye zam yapılmamasını istememdir. Hatta imkan varsa, bütün sektörlerdeki fiyatlar birer ikişer basamak geri çekilsin...


Paramızın değeri için bunu yapmak o kadar gerekli ki, demeyin gitsin... İşçi maaşına zam, tüccar ile üreticinin ürünlerine zam, ona zam, buna zam... Bu aynen horoz dövüşü gibi bir durum oluyor.


Malum sıfırlarda sınır yok... Tabi burada esas olan: cebimizdeki paranın oldukça değerli olmasıdır. Ve az rakamlarla çok ürün satın alabilmektir.


Aslına bakarsanız, bu ülkede TL'nin bol sıfırlı olduğu dönemler oldu. Hatırlayın... O dönemlerde 1 milyona tuvalete girdik. Dikkatinizi çekerim... 1 milyona tuvalete girdik diyorum.


İşte yine aynı durum olmasın diye, 2026 yılında iğneden ipliğe hiçbir ürüne ve hizmete zam yapılmasın diye yazıyorum ya... Peki bu olur mu dersiniz? İnsanlar ve kurumlar bir seferberlik ruhuyla hareket ederlerse, neden olmasın...


Maalesef, 2020'nin başlarında yaşanan pandemi süreci memleketteki fiyatların çivisini çıkardı. Ha birde kişilerin insaf duygularını öldürdü.


Buna bir örnek vermem gerekirse, o günlerde memlekete "başkası 3'e satıyor ben niye 5'e satmayayım" anlayışı hakim olmuştu. Ama artık bu anlayışın frenlenip tersine çevrilmesi lazımdır.


Kimse kusura bakmasın... Hep kendini ve cebini düşünen anlayış, geçmişte bu topraklara hakim olan Ahilik kültürüne terstir. Biliyorsunuz... Ahilik anlayışı, kendisiyle birlikte siftah etmeyen Komşusunun durumunu da düşünür.


Evet bir yerde ticaret yapılıyorsa, orada kazançta olacak... Ancak... Bu kazanç deveyi hamuduyla birlikte götürme şeklinde olmayacak... Yani yaptığımız işten gelirimiz insaf çerçevesinde olmak zorundadır. Yoksa bereketi kaçar...


Unutmayalım... Kazancımızı harcarken, mutlu ve huzurlu olmanın tek yolu paranın bereketinden geçer. Eskiler buna "ağız tadı" demişlerdir.


Yazının sonunda tekrar konunun başına dönersek, paramızı bol sıfırlardan korumak için, 2026 yılında hiçbir şeye zam yapılmamalıdır.


Yahu bu TL bizim paramızdır. Bu yüzden, onu sıfırlardan korumaya mecburuz...