Dolar (USD)
34.25
Euro (EUR)
37.64
Gram Altın
2913.24
BIST 100
9031.64
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Ekim 2024

Trans ameliyatları cinayettir!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulunda, küresel dayatma haline gelen 'cinsiyetsizleştirme' faaliyetlerine, ‘yıkım projesi’ diyerek şöyle konuşmuştu;

“Toplumun temel direği olan aile kurumuna yönelik saldırılar giderek yoğunlaşıyor.

2024 Olimpiyat Oyunları'nın açılışında sahnelenen rezalet, insanlık olarak karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını gözler önüne sermiştir. Masum çocukların, her yaştan, inançtan yüz milyonlarca insanın izlediği spor etkinliği, cinsiyetsiz hâle getirilmiş, cinsiyetsizleştirme propagandasına alet edilmiştir. O sahneler, sadece Katolik âlemini, Hristiyan dünyasını değil, Müslümanları, kutsallara saygılı herkesi derinden yaralamıştır.

Ne pahasına olursa olsun Türkiye kuşatmayı yarmakta, korku iklimine direnmekte kararlıdır.”

Erdoğan’ın konuşması aileyi korumak üzere teşkilatlanan, LGBT oluşumlarına karşı mücadele veren şahıs, kurum, kuruluş, STK’ları epey ümitlendirdi.

Ardından MHP, ‘Aile Kurumu Çalıştayı’ düzenledi.

Çalıştay raporunda aileyi korunmasına dair beş öneri ilgililerin, yetkililerin dikkatine sunuldu;

· Anayasanın aile tanımına erkek - kadın ibaresi eklenmeli,

· Dijital medyadaki filmlerin denetimi yapılmalı,

· Çocuklara sağlıklı cinsel gelişim eğitim programları sağlanmalı,

· Devletin sunduğu hizmetlerin tanıtımı yapılmalı,

· Ebeveynlere bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirilmeli

Uzmanlar, eşcinsellik felaketinin artık devlet tarafından her yönüyle ele alınarak Türkiye’de temelde bütün cinsiyetsizleştirme politikalarına, özellikle cinsiyet değiştirme ameliyatlarının devlet eliyle yapılmasına son verilmesi gerektiğinde ısrar ediyor.

Bakın şimdi;

Prof. Dr. Zeki Bayraktar, cinsiyet değiştirmek maksadıyla yapılan ameliyatların genellikle genetik veyahut anatomik hastalıkları tedavi etmek üzere değil, cinsiyet hoşnutsuzluğu, ruhsal sorunların tedavisi maksadıyla uygulandığını söylüyor.

İlave ediyor;

Transseksüellerdeki ruhsal sorunların cerrahiyle tedavi edilebildiğini gösteren kesin kanıt yok.”

Araştırmalar ameliyat masasına yatanlarda ruhsal sorunların ameliyattan sonra artarak devam ettiğini gösteriyor…

Olmasına rağmen…

Devlet eliyle, trans ameliyatı cinayetlerine devam ediliyor…

Bakın şimdi;

İstanbul Üniversitesi’nde 11 öğretim üyesi profesör tarafından, “Cinsiyet Disforisi Olan Ergenlere Endokrinolojik Yaklaşım: Türkiye'de Üçüncü Basamak Bir Merkezde Pediatrik Endokrinoloji Bölümü Deneyimi” başlıklı makalede yasak olmasına rağmen reşit olmayan 22 çocuğa uyguladıkları hormon tedavisinin ardından ameliyatla cinsiyetlerinin nasıl değiştirildiği anlatılıyor.

Söz konusu makaleye imza atan doktorlar, cinsiyet değiştirme ameliyatlarını kanunsuzca yapan, reşit olmadan hormon tedavisini başlatan psikiyatristler, 15-16 yaşlarında çocukları geri dönüşü olmayan yola sokarak hayatlarını karartıyor.

Reşit olmayan çocuklara cinsiyet değiştirme ameliyatı öncesinde endokrin - hormon ilaçları devlet üniversitelerinde devletin doktorları tarafından veriliyor.

Ne oluyor, nasıl oluyorsa Sağlık Bakanlığının olup bitenleri görmezliği neticesinde oluyor…

Bakanlık Dünya Sağlık Örgütü protokollerini uygulamaktan vaz geçerek cinsiyet değiştirme ameliyatlarını sonlandırmalıdır.

Psikolog Hüseyin Kaçın, “Devletin yapması gereken ilk iş trans ameliyatlarını engellemektir. Her trans ameliyatı devlet eliyle işlenen cinayettir” diyor.

Devlet cinayet işlemekten vazgeçmelidir.