Efendim, memlekette öyle bir barış rüzgârı esiyor ki, Formula 1 pilotları bile "yavaş gelin" diye el sallıyor. Dün dağda olan bugün şehirde, dün "bijî serok" diyen “heval”ler bugün "Yaşasın Türkiye" diye tempo tutuyor. Allah Allah, bu ne güzel değişim böyle!

Şırnak Belediyesi'nin son icraatını duydunuz mu? Asırlık meydana yeni isim vermişler. Vallahi billahi öyle bir isim ki, duyan "Ooo, hayırlı olsun!" diyor. Belediye çalışanları sabah akşam meydanda temizlik yapıyor, çiçekler dikiyor, bank boyuyor. Sanki düğüne hazırlanır gibi.

Meydan’a koskoca bir tabela asmışlar: Devlet Bahçeli Meydanı.

Aman efendim nazar değmesin inşallah!

KCK'nın Avrupa kanadı hala düşünüyor. "Acaba?" diyorlar, "Yoksa?" diyorlar. E tabii, insan biraz düşünür. Ama trenin kalkış saati geldi, biletler kesildi. Barış expresi hareket etti bile!

Silopi sınır kapısında öyle bir manzara olacak ki, görmeye değer! İnsanlar teslim olmaya gelirken bir bakıyorsun ellerinde Türk bayrağı, bozkurt işareti yapıp “Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin!” diye bağırsa şaşırmam. Gümrük memurları şaşkın, polisler şaşkın, herkes şaşkın...

Vallahi, bir bakmışsın, eski militanlar acemi birliğinde sabah sporunda “Ne Mutlu Türküm Diyene” diye tempo tutuyor.

Sonra koşu başlıyor, Eğitim çavuşu "Hadi aslanlarım!" dedikçe coşuyor bizim eski hevaller.

Düşünsenize, Öcalan Meclis’te kürsüye çıkmış, DEM’li vekillerle yanak yanağa, Bahçeli’yle el sıkışıyor, bir de üstüne Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleketimden insan manzaraları” şiirini okuyarak gözyaşı dökerse, işte o an benim bu kalemim bile durur.

Biz vatandaşlar olarak ne yapalım? Beynimiz yanık, aklımız tarumar! Dün “terörist” dediklerimizle bugün kanka olmuşuz, yarın belki birlikte halay çekeriz. Bahçeli, “Hodri meydan, terörü bitirelim!” dedi, ama bu hızda giderse yarın öbür gün Kandil’den inenler MHP rozeti takar, “Ülkücü olduk!” der mi der. Vallahi bu hızla her şey olur.

Yavaş gelin beyler, bu dönüşüm Formula 1 pisti değil, bizim memleket! Biraz frene basın, vatandaşın aklı şaşkın, yüreği çarpıntıda. Barış güzel de, bu kadar ani olunca insan “Yahu, n’oluyor?” diye soruyor. Hadi hayırlısı, bakalım sıradaki sahne ne?

Sıradaki de Xezal teyzenin kızının yer aldığı sahne. Bese Hozat abla da değişmiş. Eskiden her konuşmasında "faşist AKP MHP” derdi, şimdi "kardeşlik" diyor. Ve akabinde TRT ile Bengisu Tv. ortak yayınına çıkıp yakasında Bozkurt broşu, "Çırpınırdı Karadeniz"’i okuyor gözleri yaşlı…

Tabi bizim Azerin de ekran karşısında salya sümük…

Hah, işte tam orda rahmetli Azer Bülbül mezarından fırlayıp “Amman güzel yavaş yürü” türküsünü patlatır. Bizde ahval o derece yani.

Vatandaş olarak kafamız biraz karışık, doğru. Ama bu memlekette neler görmedik ki! Dün kavga edenler bugün dostum diyor. Yarın bir bakmışsınız, herkes bir masada çay içiyor, sohbet muhabbet...

Hızlı tren gibi gidiyor bu süreç. Ama korkmayın, raydan çıkmaz. Kondüktör Sam amca tecrübeli, yolcular hevesli. İstasyonlarda mola verilir, çay içilir, simit yenir. Sonra yola devam...

Velhasıl, değişim güzel şey. Yeter ki barış olsun, kardeşlik olsun. Gerisi gelir nasıl olsa. Biz bu memlekette neler gördük, neler yaşadık. Bu da geçer, bu da biter. Yeter ki gönüller bir olsun.