Eski Türkiye'de sandıklar, farklı kutular modaydı. Yeni Türkiye'de baklava kutuları! Ne güzel değil mi? Hem de ne kadar yerel ne kadar milli... Osmanlı'dan gelen tatlı geleneğimizi bile yolsuzluğa alet etmeyi başardılar. Bu da bir başarıdır, alkışlayalım!
Baklava kutuları... Vay anasını! Antep fıstığı yerine Euro, ceviz yerine dolar. Şerbeti de “komisyon” herhalde! Vallahi de billahi de bu kadar da olmaz. Bu kadarını Gaziantep'in ustaları bile düşünemezdi.
CHP'li belediyelerimiz pastacılık sektörüne yeni bir boyut getirdi Pastane açsaydınız bari, en azından helal para olurdu! Ama yok, illa belediye olacak. Çünkü pastanede Rüşvet yok, fırında ihale yok!
Düşünsenize, bir baklava kutusu açıyorsunuz, içinden yüz binlerce Euro çıkıyor. Tatlı mı tatlı bir sürpriz! Hamur işi değil, para işi... Bildiğimiz şeker değil, Euro şekeri... Bir dilim baklava yerine bir deste Euro. Kaç kalori yapar acaba? Hesaplayabilen var mı?
Bir de utanmadan "siyasi operasyon" diyorlar. Ulan siyasi operasyon olsa ne yazar? Para nerede? Euro'lar kimin cebinde? Baklava kutuları kimin elinde? Bunları anlat sen bize! "Komplo" diye bağırıyorlar, sanki komplo teorisi Euro'ları geri getirecek.
Eskiden "Kahrolsun Kapitalizm" diye slogan atarlardı, şimdi "Yaşasın Euro" diye sayıyorlar. Eskiden "Emperyalizme Ölüm" vardı, şimdi "Euro'ya Devrim" var. Manzara karşısında Marx mezarında takla atarken, Engels ise topaç gibi dönüyor!
Eskiden "Bir baklava, bir lokma" derlerdi. Şimdi "Bir kutu, beş milyon" diyorlar. Enflasyon işte, ne yaparsın? Her şeyin fiyatı arttı, baklavanın da... Ama bu sefer içindeki doldurmalar biraz farklı.
CHP'li başkanlarımız öyle bir reçete geliştirmişler ki, UNESCO'ya başvursunlar bence. "Somut Olmayan Parasal Miras" listesine girer kesinlikle. Tarifi de çok kolay, çok basit: "Önce Euro'ları dizin, üzerine biraz dolar serpin, en üste de bir tutam komisyon..."
Bizim Baklavacı Sosyal Demokratların en çok da şu "temiz toplum" söylemini seviyorum. Evet, çok temiz! Paralar bile yıkanmış, ütülenmiş, baklava kutusuna özenle yerleştirilmiş. Hijyen kurallarına tam uygun! Korona falan da bulaşamaz. O kadar temiz yani.
Bir de bunların "israf" nutukları vardı ya... Haklılar aslında. Baklava kutusuna para koymak, içine baklava koymaktan daha mantıklı. Baklava bayatlar, Euro bayatlamaz. Baklava şeker yapar, Euro köşeyi döndürür.
Partinin logosundaki altı ok, artık altı baklava dilimi gibi görünüyor gözüme. Devletçilik ilkesi "Devletin malı deniz" olmuş, Halkçılık, "Halkın parası bizim" olmuş, Cumhuriyetçilik "Baklava Cumhuriyeti" olmuş...
Bu arada savcılara da bir önerim var: Bundan sonra arama kararlarına "özellikle baklava kutuları kontrol edilecek" diye not düşsünler. Kim bilir daha hangi tatlı kutusundan ne çıkacak? Belki Künefe kutusundan Sterlin, kadayıf paketinden Frank...
Velhasıl, yeni bir dönem başladı Türk siyasetinde. Artık yolsuzluklar bile yerel ve milli! Hem de tatlı tatlı... Ama bu tatlının acı faturasını yine vatandaş ödüyor. Ne demiş atalarımız? "Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım." Bizim aslan sosyal demokratlar "Tatlı yiyelim, parayı cebe indirelim" diye güncellemişler...
Türk solu, yeni bir çağ başlattı: Baklava Kutucuları Çağı! Artık devrim falan yok, Euro sayma var. Sosyalizm mosyalizm hikâye, baklava kutusu kapitalizmi gerçek!
Marx'ın dediği gibi: "Bütün ülkelerin baklavacıları, birleşin!" Pardon, o başkaydı... Neyse, bizimkiler birleşmiş zaten. Hem de Euro'ların etrafında! Ne demiş atalarımız? "Para parayı çeker." Bizimkiler de baklava kutusunda çekiyor işte!
İşte böyle... CHP'li belediyelerimiz sayesinde artık baklava da masum değil. Bundan sonra baklava yemeye korkar olduk. Ya içinden Euro çıkarsa?