0

Doç. Dr. Saim KAYADİBİ

[email protected]

Seçimler bitti bitmesine ama, davası olanların seçimi ve mücadelesi hiçbir zaman bitmeyecek!

Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi uzun zamandır idamla yargılıyorlardı. Mursi'nin bir ay önce mahkeme duruşmasında söylediği tarihi söz "Ölüm emri yeryüzünde değil gökyüzünde verilir" bugün karşılığını bulmuş, "şehitlik" yazılmıştı gökyüzünde. Davası olanlara "kardeşim sen özgürsün!" diye haykıracak tekrar, çünkü şehitler ölmez.

Firavun'un kölelerine buzağının aşkı öyle içirilmişti ki, kin ve nefretlerinden hakikate düşman kesilmişlerdi. Mursi'ye hem müebbed, hem idam cezası vererek bu ölümsüz davanın yok olacağı sanrısına yakalanmıştı bu insan kılıklı Şeytanlar. Peşlerini bırakmayacak acı sona doğru dilleri sarkmış halde koşturup durmaktalar. Allah'ın ölümsüz kitabında söylediği gibi "Biz onlara mühlet veriyoruz ki, günahlarını artırsınlar ve onlar için alçaltıcı bir azap vardır." (Kur'an 3:178)

Çok alçaltıcı bir son o zalimleri beklemektedir. Her şehit yeni oluşumların habercisidir. Yeni dirilişlere uyanabilmek için Hamzaların şehit edilmesi lazımdı, şimdi de Mursiler şehit ediliyor.

Ey Batı bu leke size yeter! Tarih sizin iki yüzlülüğünüzü asla unutmayacak. Cahiliye Arapları'nın helvadan put yapıp acıkınca yedikleri gibi siz de demokrasiyi putlaştırıp ihtiyaç hissedince yediniz ve darbeci Sisi'yi iktidar, demokrasiyle seçilmiş Mursi'yi idam ettiniz. Utanın!

Düşmanlar Allah'ın emirlerine karşı içlerinde besledikleri kin ve nefretle kuduz canavarlar gibi çalışırlar ama sonunda Allah'ın dediği olur.

Hal böyle iken şimdi dünya Müslümanları nefeslerini tutmuş vaziyette Türkiye'den umutlarını canlı tutacak bir haber beklemedeler. Tek umut kaldı yeryüzünde. İbrahim'in nefesi kaldı putların kızıl yüzlerini alaşağı edecek.

Türkiye ve Dünya Müslümanları'nın umut bağladığı Türkiye'yi bir kaosun içine sürükleme senaryoları devam ediyor, buna fırsat verilmemeli.

Başa gelen bu hadiselerden ibret alarak iyiler birlikte olmak zorunda. Yoksa Hak'kın huzurunda ancak zebanilere söz düşer.

Şimdi bu 7 Haziran seçimi, ibret almanın, üzerimize çökelmiş tortulardan arınmanın, silkinişin ve yeniden toparlanışın hareketi olmalı ki "Hendek" kazanılsın, son darbe ile fetihler tamamlansın. Roma'nın Fethi kolay olmayacaktır bunu peşinen kabul edelim.

Hiç kimsenin küstürülmesi gibi bir lüksümüz olmamalı. Abdullah Gül'ün ferasetle hareket etmesine yardımcı olunmalı. Birleştirici damarı canlandırılmalı. Özellikle Davutoğlu'na bütün suçu yükleyerek alternatif bir başkan öngörüsü çok yanlış sonuçlara götürebilir.

Kimsenin kimseyi suçlayacağı bir durum yok ortada. Oyunu görüp ona göre hareket edilmeli. Muhalefetin dış kaynaklı kurgulanan oyununda piyon haline düşmek, asıl kaybedişin başlangıcı olacaktır.

"Hiçbir yanlışlık yoktur ve yapılmamıştır" demek de hataları görmezden gelen uçarı bir özgüven olur.

Dostların yapıcı tavsiyeleri ve eleştirileri dikkatle ve özveri ile değerlendirilip yapılan hatalar düzeltilmeye çalışılmalı. Aksi takdirde etrafımızda bizi düzeltecek gerçek dostların varlığından da yoksun kalınabilir. Kimin dostça, kimin düşmanca eleştirdiği mü'min feraseti ile görülecektir. Allah Rasulü "Mü'minin ferasetinden korkun, çünkü o Allah'ın nuru ile bakar" der. Topyekün karalamak yada paklamak bir mü'mine yakışmaz. Tehenni ve aklıselim ile hareket edip, topyekün bir savaşa girmiş olan iç ve dış düşmanların oyunlarını iyi farkedelim.

Davası büyük olanın yükü de ağır olurmuş.

Mahşerde Peygamberlerle birlikte haşrolunmakla müjdelenen adil liderlerin işinin kolay olmasını beklemek aldatıcı olur. Madem ki Peygamberlerle haşrolunmaya aday kefenler giymişiz, öyle ise fikir ve beden çilesi dahil her türlü mücadeleye hazır olmamız gekerir.

Pesetmek yok...!

Bu coğrafya nice bozguncular gördü, kalbi ve aklı doğru çalışanlar Moğollar'ın kanlı saldırılarını, Haçlılar'ın kirli oyunlarını bu Coğrafyadan defetti. Nice kalabalıklar inanmış namutenahi erler karşısında tarihin çöplüğüne gömüldü.

Bugünle birlikte Ramazan ayına bismillah dediğimiz gibi, iç ve dış kirlerden arınarak manevi temizliğimizi yapalım! İşte o zaman ferasetimiz açılacak, yeni dirilişlere besmeleyle başlayacağız. Ramazan yeniden diriliş ayıdır, Ramazan ümmetin acısını hissetme ayıdır. Ramazan yaşamın amacını kavrama ayıdır.

Nefesleri tutulmuş dünya Müslümanlarının bakışlarında umudun sönmemesi için yeniden toparlanalım!