“(Kur´an,) diri olanları uyarıp korkutmak ve küfre sapanların üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir).” (Yasin:70);

“Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Allah, dilediğine işittirir; sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin.” (Fatır:22)

Bu iki ayette de toplumumuzda yapılmakta olup İslam’danmış gibi kabul edilen önemli iki bidat/hurafe/ sonradan dine sokulmuş diğer bir deyimle uydurulmuş gelenekler reddedilmektedir. Bunlar ölüler için okunan telkin ve paraya çevrilerek verilen iskat-ı salâttır. (Kılınmayan namazların yerine para vermek.) Bu gelenekler İslam’a Resulullah’tan sonra açıkgözlülerin icat ettiği çıkar elde etmek için kullanılan yöntemlerdir. Bunlara bir de mevlit okutmayı eklersek toplumun cahilleri ve çıkarcılarının çileden çıkması kaçınılmaz olur!

Oysa bu saydığım İslam dışı ritüeller yapılan yanlışlara kılıf uydurmaktan başka bir şey değildir. Palyatif çözümlerdir bunlar! Hem birilerine yaranmak, birilerinin gönlünü yumuşatmak, birilerini gönlüne su serpmek hem de kendine bir çıkar yolu bulmak için böyle bir kurnazlık bulmuşlardır. Çünkü ölüye telkin okumak, kılınmayan namazların yerine para ödemek (ıskat-ı salât) ibadetin ciddiyetiyle bağdaşmaz! İbadetin ulviliğini hafife almak ve değersizleştirmektir!

Yasin okutmak ise ölene değil de okuyana sevabı olan hayırlı bir iştir. Yasin okuyanlar ölenin çocuklarıysa kazanılan sevaptan sadaka-i cariye olarak anne veya babaya da sevap yetişir. Ancak birilerinin ücret karşılığında okuduğu Yasin’in ölene bir faydası yoktur. Çünkü Kur’an ücret karşılığı okunmaz!

Telkin bilindiği üzere birine bir olay olmadan önce önlem alması, gerekenleri yapması ya da dikkat etmesi için önceden uyarılarda bulunmaktır. Oysa ölen kişi zaten yapacağını yapmış ya da yapmamış ve artık söylenenleri duymaz duruma gelmiş ve hatırlatılanları yapamayacak bir cesettir ve bir şey yapamayacak durumdadır!

Bu kişiye dikkat etmesi gerekenleri hatırlatmak; dikkatsizlik nedeniyle kaza yapıp vefat etmiş birine çalışırken dikkat etmesi gereken, alması gereken önlemler konusunda uyarmak, güvenlik kurallarını hatırlatmak gibidir. Oysa olan olmuş, bizim ona; telkinle “Şunu yap, bunu yapma, buna dikkat et!” dememiz ne kadar işe yarayacak okuyucularımın takdirine sunuyorum.

İşin ilginç ve kabul edilemez yönü, vefat edenlerin yakınlarının kendilerini yapmak zorunda görüp yaptırdıkları bütün bu törenlerin, yortuların, ritüellerin para karşılığı yapılıyor olması! Yani işin içinde ibadetin dışında çıkar var. Çıkar olmazsa ne Yasin okuyan birini bulursunuz ne telkin ne de mevlit!

Amacımız, İslam’ı; İslam dışı geleneklerin tasallutundan kurtarıp Müslümanları bu gereksiz ve kendilerini yapmak zorunda gördükleri yararsız törenlerin girdabından kurtarmaktır. Bu geleneksel törenler yerine yoksullara ve yetimlere yardım edip ellerinden tutmaları daha hayırlı ve daha yerinde olur.

Bizden hatırlatması, yakınları vefat eden kardeşlerimizden bu yanlıştan dönmeleridir.