3 gün önceki gazetelerde çıkan bir haber toplumların temeli olan aileye güvenin azaldığını gösteriyor. Haberi aktaralım:
"Türkiye'de ilk kez evlenenler arasındaki yaş farkı 2013-2018 döneminde 3,2'den 3'e düştü. Erkeklerde evlilik yaşı 2013'te 26,8 iken 27,8'e, kadınlarda ise aynı sayı 23,6'dan 24,8'e çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden derlenen bilgilere göre, 2013-2018 döneminde evlenen çiftlerin sayısı yüzde 7,8 azalarak 553 bin 202 oldu.
Ortalama evlilik yaşının seyri dikkate alındığında çiftlerin 5 yıllık dönemde evlenmeye daha geç yaşlarda karar verdiği görüldü. Buna göre, erkeklerde evlilik yaşı 2013'te 26,8 iken, bu sayı yüzde 3,7 artışla 27,8'e, kadınlarda ise aynı sayı yüzde 5 artışla 23,6'dan 24,8'e çıktı.
İlk kez evlenenler arasındaki yaş farkı da 2013-2018 döneminde azalış gösterirken, anılan fark bu dönemde 3,2'den 3'e düştü."
Haberin yorumuna gelince:
*Hem erkeklerde hem de kızlarda daha geç evlenme söz konusudur. Bu da daha az yuva kurma ve daha az çocuk sahibi olma demektir.
*Evlenen çiftlerin sayısı nüfus artışına ters orantılı olmak üzere düşmektedir. Bu da ailenin bunalımı anlamına gelmektedir.
*Ailenin sıkıntıda olduğunu gösteren bir başka faktör ise boşanmaları artışıdır.
*Çiftlerin yaş farkının azalması da bir başka göstergedir. Bu da yine ilginç bir bulgudur ve tartışılması gerekir.
Evet, toplumların temel hücresi olan aile kurumuna güvensizlik söz konusudur. Ailenin önemsizleştirilmesi demek;
*İnsanımızın mutsuz oluşudur.
*Giderek toplumun mutsuz oluşu ve dejenerasyonu demektir.
*Üremenin yavaşlaması ve toplumun yaşlanması anlamına gelir.
Bu konunun üzerinde durmalı ve sebeplerini, giderme yollarını aramalıyız.