Gülhane Parkı, İstanbul’un kalbinde asırlardır soluk alan, tarih ile tabiatın, hatıra ile hayalin iç içe geçtiği nadide mekânlardan biridir. Saray bahçesi olarak başlayan serüveni, bugün halkın nefes aldığı, buluştuğu, gönlünü dinlendirdiği bir mekâna dönüşmüştür.

Gülhane; ağaçları, geçmişin sesi, medeniyetin izi ve şiirin fısıltısı ile yaşıyor. İnsan burada, zamanın tüm boyutlarını hissediyor; tarih ve mistik bir havanın bir araya gelmesi ile ruhumuz sükûnete kavuşuyor. İşte böylesi bir mekânda şiirle buluşmak, şiirin insana dokunan tarafını daha derinden hissetmek için ESKADER anlamlı bir adım attı.

Şiir akşamları, bireysel şiir yolculuklarını toplumsal bir paylaşıma ve büyük bir şölene dönüştürüyor. Aynı dizelerde ve ortak bir duygu ikliminde nefes alan dinleyiciler ile şairlerin arasındaki mesafe kalkıyor; şiir doğrudan kalbe temas ediyor. Bu yönüyle şiir akşamları, sadece bir edebiyat etkinliği olarak kalmıyor, aynı zamanda kültürel bir dirilişin vücut bulmuş hâli oluyor.

Şairler, kendi aralarında kurdukları gönül bağlarını böylelikle güçlendiriyor. Uzun zamandır farklı şehirlerde yaşayan, bir araya gelme imkânı bulamayan şairlerimiz, bu etkinlikler sayesinde yeniden buluşuyor, hasbihâl ediyor ve edebiyat üzerinden dostluklarını tazeliyor. Şiir akşamları, sohbeti derinleştiriyor, hatıraları canlandırıyor, gönülleri yakınlaştırıyor. Neticede edebiyat kadar dostluk da güçleniyor, besleniyor ve müstesna bir buluşma oluyor.

Türkçeye hizmet eden, onu diri tutan şairlerimizi bir araya getiren Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), yıllardır bu bilinçle hareket ederek Türk edebiyatına, sanatına ve kültürüne büyük katkılar sunmaktadır. Gülhane Parkı’nda ikincisi düzenlenen Şiir Akşamları da bu çabanın ne kadar kıymetli olduğunu göstermektedir. ESKADER, şiiri tarihî ve kültürel mekânlarla buluşturarak onu yeniden gündemimize sokuyor, Türkçenin ses bayraklarının sesine ses oluyor.

Gazze’de katliam var. Çocuklar ve masum insanlar katlediliyor. Şairler, yaşadıkları çağın ızdırabını bilen ve bunu ölümsüzleştiren sanatçılardır. Bu gecede de Gazze unutulmadı, Türkistan unutulmadı, mazlum ve masum insanlar unutulmadı. Şairler çağın tanıklarıdır. Dolayısıyla çağın sorunları da böyle ortamlarda dile getiriliyor, yekvücut olunarak çağrı yapılıyor.

Böylesi etkinliklere destek olan İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünü de burada anmak gerekir. Yer tahsisi ve organizasyona sunduğu katkılar için İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Hüseyin Keskin’e, şiire ve edebiyata gösterdiği hassasiyet, sağladığı destek dolayısıyla teşekkür ediyorum.

Şiir akşamlarını tertip etmek kolay değil. Gülhane Şiir Akşamları’nın öncesinde Dr. Emine Savaş’ın program için gösterdiği samimi gayretleri burada ayrıca zikretmek lazım. Kendilerinin şairlerle sürekli iletişim hâlinde olması, ulaşım ve konaklama gibi ayrıntılarda gösterdiği hassasiyet, yolculukta bile şairleri arayarak ilgilenmesi ve organizasyonun her aşamasını yakından takip etmesi büyük bir özverinin göstergesidir. Yaşanan tüm yorgunlukların, ortaya çıkan bu nitelikli ve unutulmaz programla anlam kazanması, salonun İstanbullu kültür ve sanat müdavimleri ile dolması, dinleyicilerin memnuniyeti ve şiire gösterilen yoğun ilgi bu emeğin en güzel karşılığı olmuştur. ESKADER Başkanı Fatma Ersem Yargıcı’nın inceliği, zarif ev sahipliği, program sonrası yemek ikramı ve dostluk üzerine yapılan samimi sohbetler ise geceyi unutulmaz kılmıştır. Ayrıca şairlerin söz alarak teşekkürlerini ifade etmeleri, şiir akşamının yalnızca bir etkinlik değil, aynı zamanda gönülleri buluşturan bir dostluk meclisi olduğunu göstermiştir.

Etkinliğin gerçekleştirildiği mekân, adını Türk edebiyatının büyük ustalarından Ahmet Hamdi Tanpınar’dan almıştır. Müzeye dönüştürülen Alay Köşkü, kültürel hafızayı yaşatan özel bir mekân olmuştur. Tanpınar’ın zaman, şehir ve kültür üzerine düşünceleri de dikkate alındığında, bu mekânda şiir akşamları düzenlenmesi son derece anlamlıdır. Böyle mekânların edebî etkinliklerle gündeme gelmesi, mekânın ruhunu da canlı tutmaktadır.

Gülhane Şiir Akşamları’nda yer alan şairler, Anadolu’nun farklı şehirlerinden gelerek şiirin birleştirici gücünü temsil etmişlerdir. Bekir Oğuzbaşaran, Rıdvan Canım, Rana İslam Değirmenci, Nuray Alper, Fatma Ören Sümer, Behçet Gülenay, Nilüfer Zontul Aktaş, Mustafa Uçurum, Banu Sancak, Yasemin Kuloğlu ve bendeniz şiiri bir kültür ve medeniyet meselesi olarak görüyoruz.

ESKADER Başkanı Fatma Ersem Yargıcı ve Dr. Emine Savaş’ın gayretleriyle şiir, Gülhane’de bir kez daha hayat bulmuş; büyülü kelimeler, mekânın ruhuyla hemhâl olmuştur. Gülhane’de esen şiir rüzgârı, sadece bir akşamı değil, uzun süre hafızalarda kalacak bir kültür şölenini gönüllerimize nakşetmiştir.

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün katkıları, ESKADER’in özverili çalışmaları, emekleri; uzak yakın demeden davetlere katılan şairlerin samimiyeti, dinleyicilerin güzelliği ve sunucumuz Ayla Demirtaş Hanımefendi’nin sesi ile anlamlı bir gece yaşanmıştır. Herkese teşekkür ediyorum.

Gülhane Şiir Akşamları; şiirin hâlâ diri, hâlâ birleştirici ve hâlâ insanı insan yapan bir imkân olduğunu bir kez daha göstermiş; söz, ses ve kalp aynı mekânda buluşmuştur. Bilinmelidir ki şiir bizim hakikatimizdir, dilimizin özüdür, kimliğimizin nişânesidir. Yaşasın Türk şiiri!